31 Temmuz 2014 Perşembe

WASHINGTON'DAN OLMA BRUNO













Portekiz takımlarından Varzim'e 10 yılını vermiş Washington...Neden burada?....Çünkü oğlu bugün Fenerbahçe defansında top koşturuyor...

TEK KOLLU KAHRAMAN DENNIS HEROD

John Huston'ın sinema tarihine geçen ve hemen hemen her "Futbol Filmleri" listesinin vazgeçilmezi olan (biz de blogda daha önce birçok kez bahsettik) filmi Victory'de Pele (filmde Trinidad-Tobago'lu bir futbolcuyu canlandırmıştır) filmin finalindeki maçta kolundan sakatlanmış, oyundan çıkmış ancak kırık kolla tekrar sahaya çıkıp Almanları yıkan golü atmıştır. Tabii bu iş film icabı ama film futbola, hayat futbola ya da hayat filme benzemiştir yıllar önce. Stoke City'nin efsane kalecisi Dennis Herod'un hikayesinde olduğu gibi.

16 Şubat 1952 tarihinde Stoke City Villa Park'ta Aston Villa deplasmanına çıkar. O sezon Stoke için çok iyi geçmemektedir zira takım küme düşme hattında kurtulmaya çabalamaktadır. Lige de ilk 11 maçta hiç galibiyet alamadan başlamışlardır. Aston Villa ise üst sıraları zorlayan bir takımdır. Stoke City'nin kalesinde 29 yaşındaki Dennis Herod forma giymektedir. Herod kulübün genç takımında yetişmiş ve 1946 yılında profesyonel sözleşmeye imza atmıştır. İlginçtir, kendisi Stoke City'nin efsane isimlerinden Bob McGrory (14 yıl futbolcu, 17 yıl hoca olarak toplam 31 yıl kulübe hizmet vermiştir) tarafından 5 gol yediği bir maçta keşfedilmiştir. O yıllarda Stoke-on-Trent merkezli bir gazete olan "The Sentinel'in organize ettiği turnuvanın 1939 finalinde Stoke City genç takımı Trent Vale United ile karşılaşmış ve sonradan Stoke City'de 12 yıl forma giyecek olan Frank Mountford'un golleriyle Potters 5-0 kazanmıştır. Rakip takımın kalecis,i McGrory'nin ilgisini çekmiş ve Herod kırmızı-beyazlı takımın yolunu tutmuştur. Kendisi için ödenen transfer ücreti 10 pounddur.

Herod'un kalecilik öncesi hayatı da bir hayli maceralıdır. Normandiya çıkarmasından kısa bir süre önce, II. Dünya Savaşı sırasında içinde bulunduğu tank havaya uçmuş ama Herod tanktan sağ olarak kurtulmuştur. Çenesi ve birkaç kemiği kırılmış ancak kendisi hayatta kalmış, tankta onunla beraber bulunan 2 asker arkadaşı ise hayatını kaybetmiştir. Bunun öncesinde de 1943'te Kuzey Afrika'da görev yapmıştır. Bu anılardan sonra nefes aldığı her anın tadını çıkarmaya karar veren Herod'un futbolculuk yaşamı da ilginç hikayelerle dolu olmuşturç Örneğin Newcastle ile oynadıkları ve 9 gol yedikleri bir maçtan sonra "maçın adamı" seçilmiştir, çünkü 9 gol yemesine rağmen bir 19 taneyi de kurtarmıştır. Kariyerinin en önemli maçlarından birisi 1946-47 sezonunun son haftasında oynanmıştır. Stoke o sırada şampiyonluk kovalamaktadır ve rakipleri Sheffield United'dır. Maçı Herod'un hatası ile kaybedip şampiyon Liverpool'ın 2 puan gerisinde 4. olmaya razı olurlar. İngiliz kaleci o maçı hiçbir zaman unutamamıştır. Biz tekrar kendisini efsane mertebesine yükselten maça gelelim.

16 şubat 1952'deki Aston Villa maçında, Herod takımı 2-1 öndeyken Villa ataklarından bir tanesini önlemek ister ama ciddi bir sakatlık geçirir. Devre 2-1 biter ve soyunma odasına girilir. Kalede devam edecek durumda değildir. O günlerde oyuncu değişikliği kuralı henüz uygulanmamaktadır. Bunun üzerine forvet Sammy Smyth kaleye geçer. Herod'a ise sol kanatta oynama direktifi verilir. 2. devre başlar. Stoke atağında, Aston Villa kalecisi Con Martin'in uzaklaştırdığı topu önünde bulan Herod, yaptığı vuruşla takımını 3-1 öne geçirir. Maçı sonunda kazanan 3-2 ile Stoke'dur. Bu galibiyet onlar için çok önemlidir zira sezon sonu küme düşme hattının hemen üstünde Huddersfield Town'ın 3 puan önünde (2 puanlık sistemde) kümede kalırlar. Herod, kalede yaptığı kurtarışların yanına bir de galibiyet golünü eklemiştir. Sakatlığına maç sonrası teşhis konur.

Herod'un kolu kırılmıştır!!!

19 Temmuz 2014 Cumartesi

DEPLASMAN OTOBÜSÜ!!!



Deplasman otobüsünün sakinlerinin evrimi...Üstteki resim Mart 1963'ten, Dundee taraftarları, Avrupa Şampiyon Kulüpler Kupası çeyrek final maçı için, Brüksel'e gidiyor...Rakip Anderlecht....Alttaki....Onu bilemiyorum....

SIGI HELD

























Yıl 1989....Yaz ayları...Galatasaray 1984'te Jupp Derwall'in göreve gelişi ve onu takip eden Mustafa Denizli ile 5 yıl boyunca Alman ekolüyle yoluna devam etmiş. O sırada Tınaz Tırpan yönetimindeki Türkiye de 1990 Dünya Kupası'na gitmeye uğraşıyor. Eleme grubunda, grubu sonuncu bitirecek İzlanda'nın aldığı 6 puanın 3'ünü biz veriyoruz (2 puanlı sistem). İstanbul'da mağlubiyetten Ünal'ın golüyle kurtuluyoruz, Reykjavik'te ise emektar golcü Petur Petursson'un 2 golüyle mağlup oluyoruz. Galatasaray yöneticileri bize çelmeyi takıp dünya kupasından eden İzlanda'nın hocası Sigi Held'e kafayı takıyor. İstanbul'a getiriyor....Sonuç: Sigi Held'in 9 puan geride kapanılan ilk yarının ardından yaptığı "Kağıt üzerinde şampiyonuz" açıklaması...Beşiktaş’ın 12 puan gerisinde, dördüncü sırada ligi bitiriş ve nisan ayında Fenerbahçe'den alınan 5-1'lik mağlubiyet. Held'e, ayrıca şubat ayında kaybedilen Beşiktaş maçından sonra, tribünlerden sustalı bir çakı atılıyor...Sene sonu Mustafa Denizli, kısa Almania Aachen macerasından sonra göreve geri dönüyor.





12 Temmuz 2014 Cumartesi

DOLDUR LÖW ÇAY DOLDUR, ÇAY DOLDUR DA İÇELİM
































Resmi büyütüp arkaya da şunu açınca evin içi huşu ile doluyor erenler...


11 Temmuz 2014 Cuma

RINUS MICHELS'TEN 22 SAYI



























Fenerbahçe efsanesi Can Bartu bilindiği gibi, Türk milli takımı formasını hem basketbol hem de futbol sporunda giyen ilk ve tek sporcudur. Bartu, aynı gün içinde, Galatasaray'la oynanan basketbol maçında 28 sayı kaydederken, Dolmabahçe'de de futbol maçına çıkmış ve 1 de gol atmış bir oyuncudur. Onun gibi bu işi aynı günde yapmasa da, birden fazla sporda yeteneğini kanıtlamış bir başka isim de, Hollanda futbolunun efsane hocası, "General" lakaplı Rinus Michels'tir. Michels, futbol dışında basketbol başta olmak üzere diğer sporlarda da yeteneğini kanıtlamış bir isimdir. 1947 yılında, Ajax formasını yeni yeni giymeye başladığı yıllarda Michels aynı zamanda Ajax bölgesinde düzenlenen basketbol turnuvalarında da Ajax formasıyla mücadele etmektedir. 11 Mart 1947'de takımının bu şampiyonada Famos ile oynadığı maç, ülke basketbol tarihi açısından bir rekora sahne olmuştur. Famos maçın başında 12-0 öne geçmiş, ancak daha sonra Michels üst üste tam 22 sayı atarak Ajax'ın 22-12 öne geçmesini sağlamıştır. Bu 22 sayıyı 10 dakika içinde atan 19 yaşındaki Michels ertesi gün yayınlanan De Waaarheid gazetesinin sayfalarını süslemiştir

Michels, resimde yetenekli olduğu bir başka sporun ödül töreninde görülüyor. Ajax takım arkadaşlarıyla katıldığı bir yüzme yarışmasını kazanmalarının ardından aldıkları birincilik ödülüyle...

7 Temmuz 2014 Pazartesi

TENİNDE PORTAKAL KOKUSU























Blog okuyucularından Korhan Tunarlı, kişisel blogunda Hollanda için yazdığı bir şiiri yayınlamış. Bize de pasladı. Türünün belki de ilk örneklerinden olan bu çalışmayı sizlere sunuyoruz. Aslı için de buradan...

Teninde Portakal Kokusu

Eskiler bana derdi ki Cruyff çok hızlı koşardı
Efendiler derdim Overmars realitesiyle yüzleşelim
Realiteyi yeni öğrenmiştim cümle içinde kullanırdım
Mercan kurşun kalem kullanırdım, gönye-iletki kullanırdım
Daha sekiz yaşındaydım ekranda Gülriz Sururi vardı
Ve gözleri vardı, korkmuştum, ve Kluivert vardı
Michael Owen yeni çıkmış Eto'o henüz bitmemişti
Kuala Lumpur Havaalanı açıldı açın arşivlere bakın
Tamam nihayetinde de Zidane kupayı getirdi diyelim
Bak meleğim, duy sevgilim 98' öyle bir yazdı

Zaman geçti mezun oldum, aşık oldum, yeni hayatlar kurdum
Arada Amsterdam'a gittim kanallarında zap yaptım
Biletsizdim inmedim, bir izmarit gibi trenden atıldım
Bir Hollandalı gibi uçtum ve Şirin Babanın ellerinden öptüm
Şirin Babanın elini öptüm ve alnıma koydum
Zenden dar alanda etkisiz dediler ona bile katıldım
Senden de vazgeçerdim de sen buna çok kırılırdın
İleri-geri savunma-hücum en sonunda yoruldum
Bilmem ben total futbol dedikçe sen neden durulurdun

Düşünürüm o açı ölçen gönye miydi iletki mi
Sn. Ejder abim doksanlara vururken içimde müstezhi bir geometri
İsterim rabbim onu bağışlasın uzun ömürler versin
Boş alan versin kademe hatası versin dönen toplar versin
Arada bizi de görsün sıcak mola yeri falan versin
Ülkemiz çöl olmasın ama kutuplar da erimesin
Sonra organize bi atak olsun, e bi ofsayt da görülmesin
Muhtar gelsin ve tebrik etsin ve kupa alnında yükselsin
Unutma sen doğduğum köylerin daimi prensesisin
Kutuplar da erimesin, sen penguen seversin

Olur ya uzatmalara gider, maazallah penaltılara kalır
Şimdiden gelin anlaşalım herkes kulağını kessin
Sol kulağını kessin sonra götürüp kaleciye versin
Çünkü kaçan her penaltı en çok iki adım ıskalanmıştır
Belki lodos ters esmiş, rahmet yağmış, zemin kayganlaşmıştır
Ama neden diye ağlama aşkım bunun sefası da cefası da kutsal
Çünkü sancak tarafında diğerleri, iskelede portakal

Robben atar, maç döner, sen yeter ki yanımda kal

6 Temmuz 2014 Pazar

EVLADİYELİK ALBÜMLER-11: RADIOHEAD-PABLO HONEY

























Girişi lise yıllarından bir anıyla yapayım bu albümle ilgili. Pablo Honey, benim orijinal olarak aldığım ilk kasetlerdendir. Ancak adını hatırlayamadığım kaset firmasının hatası mıdır, yoksa başka bir sebeple mi bilinmez, bendeki kasetin bantı inanılmaz derecede sıkı ve sertti. Bu sebeple o yılların lider walkman markaları Sony ve Aiwa dahi bu albümü çalarken zorlanırdı. Ama tabii bendenizin bunu farketmesi albümü değil, grubun konserini dinlerken olmuştur. Zira bantın bu yapısı sebebiyle dinlediğim şarkıların aslında walkman tarafından yavaş çalındığını görmüş aslında şarkıların normalde çok daha hızlı olduğunu farketmişimdir..Yoksa bu yaşımda kadar Radiohead'i sadece "ballad" yapan bayık bir Brit grubu olarak bilebilirdim...İşte imkansızlık böyle bir şeydi gençler...

Uff ne biçim albümdü...Oha ne biçim albümdü...Ulan ne biçim albümdü...Sözlerime böyle başlamak istiyorum sevgili okuyucular Radiohead'in 2014'te 20 yaşına giren "debut" albümü için. Yıllar önce Müzik Tarihinin Efsane Albümleri isimli 10 yazılık bir seri yapmış ve grubun 2. albümü The Bends'i bu listeye almıştık. Ama bu demek değildir ki dostlar, Pablo Honey o listeye girmeye layık olmayan bir albümdür. Zaten yıllar boyunca "The Bends mi, Pablo Honey mi?" sorusuna kesin bir cevap verememişimdir.

Aslında Pablo Honey çok tartışmalı bir albümdür. Bir kere Thom Yorke'un dahi bu albümü beğenip beğenmediği tam olarak belli değildir ki  yıllar geçtikçe albümün birçok şarkısı konser listelerinden çıkarılmıştır. Radiohead'i OK Computer'den, Kid A'den ibaret sananlar da Pablo Honey'a az üvey evlat muamelesi yapmamıştır. Kaderin cilvesi, albümün en bilinen parçası ve ilk Radiohead klasiği "Creep"in sözleri dahi, albümün, tüm Radiohead diskografisindeki psikolojisini anlatır adeta.

What the hell am I doing here?
I don't belong here

Ancak bütün bu tartışmalara rağmen albümün fanatikleri de çoktur, hatta Radiohead'in bu albümle girdiği alternatif rock yolundan asla sapmaması gerektiğini düşünenler de vardır. Aslında The Bends ile bu albümü birbirinden çok bağımsız düşünmemek lazımdır, zira temelde tarz olarak birbirine çok yakın albümlerdir. Hatta Radiohead'i bu 2 albümle zirveye oturtup, OK Computer'le orada tutan ama Kid A ile beğeni listesinin aşağılarına düşünen birçok müziksever yok değildir ki bunlardan birisi de bendenizim.

Albüm, Radiohead'in muhteşem konseri Live At Astoria'yı da açtığı "You" şarkısıyla açılır (bu performansı yazının sonunda bulabilirsiniz). Ardından Creep patlatılır. How Do You, Stop Whispering, Thinking About You (bir akustik gitar şaheseri), Anyone Can Play Guitar, kaset döneminin B yüzü açılış şarkısı Ripcord, Vegetable, Prove Yourself, I Can't, Lurgee ve finali yapan Blow Out...

O kadar lafnı ettik..Alın size Astoria...Alın size You....Bu performanstaki Jonny Greenwood gitarı için söylenecek tek söz "sick" olur...


Evladiyelik Albümler


2 Temmuz 2014 Çarşamba

0-0 OLSUN ADUANA STARS'IN OLSUN





















1998 Allsvenskan'da 25 gol atıp, ligin en az gol atan takımı olmasına rağmen şampiyon olan AIK ile ilgili bir yazı yazmıştık blogda. Bu seferki örnek hadisenin 1 adım ileriye gitmiş hali.1985 yılında kurulmuş olan Aduana Stars. 2008-09 sezonunda 2.ligden Gana Premier Ligi'ne yükselmeyi başardı. Sonrası bir "Allahını seven defansa gelsin" hikayesi. Lige çıktığı ilk sezon şampiyon oldular ve bunu Gana Ligi tarihinde gerçekleştiren ilk takım oldular. Ashanti Gold ile lig sonunda aynı puana sahip olan takım, rakibin ikili averajda geçip şampiyonluğa ulaştı. Ama yazının asıl konusu olan hadise attıkları gol ile ilgili. 30 maçta 19 gol atarak şampiyon oldular. Bu bir tüm zamanlar rekoru. Tabii yedikleri 10 gol de sezonun en az gol yiyen takımı yaptı onları. O sezon oynadıkları maçların tüm skorları aşağıda. Bu arada farkedeceksiniz, Gana Ligi'nde fikstür alışmadığımız şekilde tahsis edilmiş. Fikstür simetrik biçimde, yani 1. hafta oynadığınız takımla 30. hafta, 15. hafta oynadığınız takımla 16. hafta oynuyorsunuz.

Arsenal 1-1 Aduana Stars; Aduana Stars 0-0 Liberty; RTU 1-0 Aduana Stars; Aduana Stars 1-0 Heart of Lions; King Faisal 0-0 Aduana Stars; Aduana Stars 1-0 Hearts of Oak; Hasaacas 1-0 Aduana Stars; Aduana Stars 1-0 New Edubiase; Aduana Stars 1-0 Kessben; Chelsea 0-0 Aduana Stars; Aduana Stars 1-0 All Stars; Kotoko 1-0 Aduana Stars; Aduana Stars 1-0 Olympics; Eleven Wise 1-2 Aduana Stars; Aduana Stars 1-0 AshGold; AshGold 0-0 Aduana Stars; Aduana Stars 1-0 Eleven Wise; Olympics 1-0 Aduana Stars; Aduana Stars 1-0 Kotoko; All Stars 0-0 Aduana Stars; Aduana Stars 0-0 Chelsea; Kessben 1-0 Aduana Stars; New Edubiase 1-0 Aduana Stars; Aduana Stars 1-0 Hasaacas; Hearts of Oak 1-0 Aduana Stars; Aduana Stars 1-0 King Faisal; Heart of Lions 1-1 Aduana Stars; Aduana Stars 2-0 RTU; Liberty 0-1 Aduana Stars; Aduana Stars 1-0 Arsenal

Lig sonundaki puan durumu aşağıda.

 1.Aduana Stars                   30 15  8  7 19-10 53 Şampiyon
 2.AshantiGold SC                30 15  8  7 36-22 53
 3.Hearts of Oak SC             30 13  8  9 39-30 47
 4.Heart of Lions FC             30 13  7 10 38-34 46
 5.Asante Kotoko FC           30 11 11  8 35-27 44
 6.All Stars FC                      30 12  8 10 33-33 44
 7.Arsenal FC                       30 12  7 11 27-33 43
 8.Chelsea                             30 11  9 10 26-20 42    
 9.Kessben FC                      30 14  3 13 39-44 42
10.King Faisal Babes             30 12  6 12 35-27 42  
11.Real Tamale United           30 11  7 12 31-36 40
12.New Edubiase FC             30 11  6 13 32-33 39
13.Liberty Professionals FC    30 10  8 12 32-29 38
---------------------------------------------------------
14.Great Olympics                  30  9  7 14 31-40 34  Ligden düştü
15.Eleven Wise                       30  8  7 15 38-47 31  Ligden düştü
16.Hasaacas FC                      30  5  6 19 28-54 21  Ligden düştü

Tabii bu aslında bir tesadüf değil. Aduana Stars o şampiyonluktan sonra izleyen 2 sezonda da sırasıyla 20-18 (en az gol atan 2. takım, en az gol yiyen 2. takım), 26-17 (en az gol yiyen takım)  gibi atılan-yenilen gol rakamlarına imza attı.