Bizi stadlara çeken bu oyunun bizi zaman zaman oraya gittiğimize lanet ettiren bazı maçlar var. Öyle ki zaman zaman hiçbir özelliği olmadığı zannedilen bir maçtaki kayıp o taraftara büyük bir yıkım bırakabiliyor. Böyle olduğu için de lig veya Avrupa Kupası maçı farketmiyor. Tabi bir insanın kendi hayal kırıklığını unutmama ihtimali diğer insanlarınkine göre daha olası. Bu yüzden de liste hafiften Galatasaray ağırlıklı olabilir söyleyeyim. Ama tamamı değil.
Listenin ilk sırasında güneşli bir Ekim günü var. O günü ömrüm boyunca unutmayacağım için Ali Sami Yen Stadı'nın üstünde yükselen güneşi unutmam mümkün değil. Galatasaray'la ilgili ilk büyük hayal kırıklıklarımdan birisidir bu maç. Bir çok kişinin olduğu gibi. Galatasaray 4 Ekim 1992 günü
Türkiye 1. Futbol Ligi 1992-93 sezonunun 6. haftasında Ali Sami Yen Stadı'nda Trabzonspor'u konuk eder. Trabzon Hami, Abdullah, Ünal, Hamdi, Ogün,Soner gibi oyuncuları içeren tarihinin en iyi kadrolarından birisiyle Belçikalı George Leekens'in yönetiminde sahadadır. Biz de kapalı tribünün sol tarafına yakın bir bölgede. O günle ilgili iyi hatırladığım bir nokta da tribünlerde büyük bir Trabzonsporlu topluluğun varlığıdır. Maç başlar. O sene takımın başına geçen Karl Heinz-Feldkamp'ın büyük bir ivme kazandırdığı Galatasaray maça fırtına gibi girer. Bursaspor'dan transfer edilen Hakan Şükür adındaki uzun boylu genç forvet vurduğu 2 kafa ile Trabzon kalesini yoklar ama sonuca ulaşamaz. Derken dakikalar 23'ü gösterdiğinde Uğur Tütüneker Trabzon'lu B. Hamdi ile tartışır. Hakem Oğuz Sarvan Uğur'a sarı kart göstermeye hazırlanırken Uğur Sarvan'ın elindeki kartlara vurur (bilerek ya da bilmeyerek) ve kartlar yere saçılır. Sarvan hepsini toplar sonra da Uğur'a kırmızı kartı yapıştırır. Çok değil 2 dakika sonra bu sefer Tugay topu ayağında götürdüğü bir atakta bir anda kendisini arkadan kovalayan Trabzonspor'lu Turgut'a dirseği patlatır.
Galatasaray 26. dakikada 9 kişi kalmıştır. Devre bitimine yakın kafasına bir tekme yiyen Erdal Keser ambulansla hastaneye götürülür ve onun yerine Kızılyıldız'dan gelen genç forvet (Kalli'nin hiçbir zaman tutmadığı ve Galatasaray'dan Gaziantep'e gönderdiği) Elvir Bolic oyuna girer.
Feldkamp 9 kişiye rağmen takımı defansa çekmez. Takım bastırdıkça bastırır, 74. dakikada 18 yaşındaki Okan Buruk'un ortaladığı topa Hakan Şükür vurur ve Galatasaray'ı 1-0 öne geçirir. Galatasaray kalan sürede kontrataklardan eli boş döner. Ne ilginçtir ki 9 kişi kaldığı bir maçta yediği gol 93. dakikada atağa çıktığı bir anda gelir. Çıkış tüneline yöneldiğimiz ve artık son düdüğü duyup otobüslere koşmayı beklediğimiz bir andır o. Staddaki herkes 9 kişinin yaratmak üzere olduğu mucizeyi beklemektedir. Numaralı tribünler önünde Hamdi Bolic'i faulle indirir, Sarvan (doğal olarak) devam der, Trabzonspor'un Polonyalı oyuncusu Cyzio herşeyi bitirir o dakikada.
Maç boyunca yanımızda oturan ve tüm stad ona saldırırken sesini bile çıkarmayan 60'lı yaşlardaki amca Trabzon'un golünden sonra 30 saniye bile geçmeden maçı bitiren Oğuz Sarvan'ı dövmek için sahaya yönelmiştir. Akabinde arka sırada oturan ve yanında 2 çocuğu ile maça gelen bir başka taraftar 2 çocuğunu bir başka taraftara emanet edip, yabancı madde olarak kendini sahaya atmaya kalkışmıştır. Ali Sami Yen'in kapalısına oturup "niye böyle oldu ya" diye ağladığımı hatırlıyorum. Tüm stad takımı tribüne çağırıp alkışlar ama herkesin yüzündeki hüznü, yıkılmışlığı bugün bile unutmam mümkün değil. Bu maçla ilgili ilginç bir not, Feldkamp'ın maçın ertesi günü Tugay ve Uğur'u Oğuz Sarvan'dan özür dilemeye teşvik etmesidir.
14 yorum:
Hakan Şükür'ün GS formasıyla ilk golüydü o gol yanlış bilmiyorsam, televizyondan izlerken ağladığımı hatırlıyorum, ne kadar da istemiştim o tribünlerde olmayı. Çok terbiyeli ve beyefendi olmakla tanınan genç, yani ben, hayatımın ilk okkalı küfürler zincirini Sarvan'a hediye etmiştim o gün. Rahmetli dedemin ağzı açık kalmıştı. Nur içinde yatsın, birlikte devam etmiştik sonra zincire. Geçmişe götürdün beni, varol!
yaaaaaa... Türk seyircisini genel olarak bilmem ama, bir Galatasarayliyi bitiren mac diyebilirim... O ani adim gibi hatirliyorum, Hamdi´nin Bolic´e faulünü Sarvan mahlukatinin nasil es gectigini de...
Blogda küfür serbestse Sarvan´in bi kulaklarini cinlatalim beaaaa..
- Sami Yen'in kapalısına oturup "niye böyle oldu ya" diye ağladığımı hatırlıyorum. -
Ha Ha Ha :D bu durum çok hoşuma gitti. Bi insanın çaresizce üzülüşünü anlatır. Lanet olsun ne kötüdür ama o mağlup olunmuş maçtan sonraki psikoloji.
Eller belde durursunuz, "aslında hayat devanm ediyor" der avunursunuz, gözler dalar, hareket etmezsiniz, yenildiğiniz tekrar aklınıza gelir ve "pöhüüff!!" dersiniz, yine sinir basar :)
Örneğin türkiyenin elenmesi :)
Benim stadda seyrettiğim ilk maçtır bu, geçen gün hakan şükür ile ilgili bir konuda bizim foruma da bu maçı yazmıştım nerdeyse aynı şeyleri yazmışız :)
http://www.aslanlar.com/forum/showpost.php?p=64583&postcount=13
geçenlerde Oğuz Sarvan'ın yeğeninden kendisinin GS'li olduğunu öğrendim, çok şaşırdım..
bir gsli olarak beni ağlatan maç,2000 yılı samiyende johnsonun frikikten atıp fenere yenildiğimiz maçtır, koltuk da kırdırtmıştır o maç bana... hey gidi heeyy...
3-5'lik Galatasaray - Trabzon maçı da unutulmaz bi maçtı.Campbell gibi bi yeteneği seyretme imkanı bulmuş,ilerleyen haftalarda da ülkemize ara sıra uğrayan yetenekleri nası "insandan soğutarak" geri yolladığımızı görmüştüm...Ah ulan M.Ali Yılmaz!
Ben maalesef Ankara'daydım. Madenciler lokali mi ne oyle bir yerde seyretmistim. Tam arkamda da FBli bir ... vardı. Haliyle papaz olmustuk ne isi varsa orda:( Bir daha da toplu mekanda hiç maç izlemedim. Ya stad ya hiç!!!
"Türk Seyircisini Yıkan Maçlar"! Ağır olmuş başlık be, ben o maçtan sonra yıkılmamış bir çok türk seyircisi hatırlarım :)
bir trabzonlu olarak beni yıkmaktan çok sevindiren maçtır :)
İzmitten bir gün önce gelip abimlerin kaldığı yurda kaçak girip onların sabaha kadar pokerini izleyip hiç uyumadan yeni açık kuyruğuna girdiğim, güneşin alnında kavrulup 93 dk da herkes gibi benimde yıkıldığım maçtı. hatta polisin gs taraftarına şevkatle davrandığı tek gündü. ağlayanları teselli edip staddan çıkarmışlardı. o maçı yaşayıp kahrolmayan gs taraftarı yoktur ama Oğuz Sarvan'ın yatacak yeri de yoktur....
Oğuz sarvan fblidir kendi kızı söylemişti.. Lakabı da büyük oğuzdur oğuz çetinden dolayı..
hehe..
Buna benzer bir yıkımı, 2001-2002 CL sezonunda, ben de yaşamıştım. Barcelona, Liverpool ve Roma'nın olduğu ölüm grubuna düşmüştük. İstanbul'daki Roma maçı, aynı etkiyi yapmıştı bana. 90+2'de yemiştik golü. Hemde pisi pisine. Sabaha kadar uyuyamadığımı hatırlarım.
https://www.youtube.com/watch?v=41SjX9WEGfY
Yorum Gönder