Bundan 18 ay önce John Terry, Luzhniki'deki 2008 Şampiyonlar Ligi finalinde ayakta durmayı becerebilse veya topu 15 cm sola vurabilse, tüm İngiliz hatta dünya medyasının alaya aldığı İsrailli Avram Grant, kendisiyle dalga geçen Mourinho'nun Chelsea ile yaklaşamadığı Şampiyonlar Ligi kupasını alacak, hem de Sir Alex gibi bir abideye ders verecekti. Ama olmadı. Maçtan 3 gün sonra görevden alındı. Ligi ikinci sırada bitirdi takımı. Chelsea'de Futbol Direktörü olarak göreve başlamadan önce İsrail Ligi'nde çalıştırdığı takımlarla 5 şampiyonluk kazanmış bir adamdı. 2002-206 yılları arasında çalıştırdığı ve 1970 Dünya Kupası dışında bugüne kadar hiçbir uluslararası organizasyona katılamamış İsrail milli takımı ile Euro 2004 ve 2006 Dünya Kupası şansını, elemelerde grup üçüncüsü olarak kaçırdı. Ardından Chelsea'de bildiğimiz görevi ve yukarıda anlattığımız olaylar. İngilzi basınının hep alay konusu olmuştur, hem aşağılanır, hep dalga geçilir. Artık Türkteki mazlumun yanında olmas alışkanlığından mıdır nedir, severim Grant'ı. Birçok kişinin düşündüğü gibi kötü hoca olduğunu da asla düşünmem. Genç oyunculara hep şans vermiş, o ifadesiz görüntüsünün altında oyuncuları olumlu yönde motive eden bir adamdır. Portsmouth'un Futbol Direktörlüğü'nü yaptığı yıllarda sıtma hastalığına yakalanmış ve futbolu bırakmayı düşünen Lomano Tresor Lua Lua'yı, bu kararından vazgeçirmiştir örneğin.
Grant, 7 Ekimde Portsmouth'da aynı unvanla göreve başladı. 26 Kasım 2009'da Paul Hart'tan boşalan teknik direktörlük görevine oturduğunda takım 15 maçta topladığı 7 puanla son sıradaydı. Hala orada ama Grant 15 maçta toplanan puanı 5 maçta topladı bile. 2 galibiyet 1 beraberlik ve 2 mağlubiyet aldılar. Mağlup oldukları takımlar Manchester United ve Chelsea. Burnley ve son olarak cumartesi günü iki müthiş golle Liverpool'ı mağlup ettiler. Bu düşme hattının üstüyle puan farkını üçe indirdi Pompei'nin. Önlerinde West Ham deplasmanı, Arsenal, Fulham ve Birmingham'dan oluşan zorlu bir fikstürleri var. Sezon başında aldığı skorlarla Championship yolcularının ilk sırasına oturtulan Portsmouth'u bu uçurumdan çıkarırsa, bana göre kariyerine önemli bir başarı daha ekleyecek. Tabii onun da başında bir Suudi patron olduğunu unutmayalım. Ali al-Faraj.
21 Aralık 2009 Pazartesi
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
3 yorum:
Sezon başında Polat Holding'e gelen isimlerden biri imiş aldığım duyumlara göre. Tahtaya kadrolar bile yazılmış. İşin politik boyutlarını da düşünerek vazgeçmiş her iki tarafta.
Ahahaha, hakkaten mazlumun yanında olma olayı vardır bizde.
Televizyonda bi maç yakaliyim örneğin, Kocaelispor ve Galatasaray oynamıyorsa, muhakkak mağlup takımı tutarım.
Liverpool'sa Liverpool, Çaykur Rize'yse Çaykur Rize.. Hiç farketmez..
o kupa finalinde dünyanın en yalnız adamıydı... hiç unutmam tribüne tek başına çıkışını... kaybetmek, kaybetmektir bazen...
Yorum Gönder