5 Nisan 2012 tarihinde BirGün gazetesindeki Uçan Hollandalı köşesinde yayınlanmıştır
--------------------------------------------
Daha
önce takımı maçı 1-0 önde götürürken, müsabakanın son anlarında sahaya
girerek 3-0'lık hükmen
mağlubiyete sebep olan ve daha bu sezon Galatasaray ile oynanan maçta kendi
kalecisini su şişelerinin hedefi haline
getiren Trabzonspor seyircisi dün de sahnedeydi ve iç çamaşırından,
"neşterimsi" bıçağa kadar uzanan geniş bir yelpazedeki yabancı madde
çeşitlemesi ile Avni Aker Stadyumu çimlerine müdahale etti. Sürpriz olmazsa 1
maç seyircisiz oynama cezası alacaklar.Tercümesi ile tarife "sadece
kadınlar ve çocuklar". Bu konuda belki de uzun süreden beri dile
getirilmesi gereken şeyi zikretme zamanı. Sadece
kadın ve çocuklara açık olan maç ülke futbolunda bir an önce bitirilmesi
gereken bir uygulamadır ve hakkaniyete sonuna kadar aykırıdır.
28
Aralık 2011 tarihinde Ajax ile AZ arasında, Amsterdam Arena’da oynanan maç
sırasında sahaya giren bir Ajaxlı taraftar AZ kalecisi Esteban Alvarado’ya uçan
tekme girişiminde bulununca (Alvarado bu saldırıyı erken farketmiş ve taraftara
aynı şekilde sert karşılık verince kırmızı kart görmüştü), AZ hocası Gertjan
Verbeek takımını sahadan çekti. Hollanda Futbol Federasyonu maçın başından
itibaren seyircisiz oynanmasına karar verdi. Ajax bunun üzerine federasyona
başvurarak, Fenerbahçe ile Manisaspor arasında oynanan futbol tarihimizin ilk
“kadın ve çocuklu maçı” örneğini uygulamak istedi. Federasyonun cevabı netti:
Seyircisiz oynama cezası cinslere bağlı değildir ve kadın-erkek farketmez. Başka
bir çözüm buldular. Maça sadece 12 yaş ve altındaki çocuklar girecekti. Bunun
tamamen çocuklara futbol bilincini aşılamak için yapılmış bir uygulama olduğunu
da göstermek için her 6 çocuk başına 1 ebeveynin (kadın-erkek farketmeden)
içeri girmesine izin verdiler. Giriş bedavaydı ve her çocuk koltuğunun üzerinde
bir “stadyum güvenliği” kitapçığı buldu. AZ maçı 3-2 kazanarak tur atladı.
Bizim
cezamızın ise profili ilginç ve bir çok yerden falsosu var. Birincisi bir maça
kadın taraftarların gelmesi o tribünü seyircisiz bırakmıyor. Rakip takım yine
bir seyirci baskısı altında maça çıkıyor. Yani ortada rakibe verilmiş bir ceza
yok. Cezanın özünde varolan, futbol maçlarını şiddet ve taşkınlık eylemleriyle
bozan kulübü destekten mahrum bırakma amacı tamamen ikinci plana atılıyor.
Destek hala orada. Desteği verenin cinsiyetinin değişmesinin hiçbir önemi yok. Bu
uygulamanın kadınlara futbolu sevdiren veya onları stadyuma alıştıran bir
özelliği de yok. Adeta erkekler 1 maçlığına ortamdan çekiliyorlar. Geçici
olarak. Son düdük çaldığında kadınlar bir sonraki cezaya kadar evlerine
dönüyorlar. Ne tribündeki erkeklerin ağırlığı ne de sahipliği azalıyor.
Üstelik
bu uygulamanın kadınları düpedüz aşağılayan bir tarafı var. “Seyircisiz” demek
“kadın ve çocuk seyircili” maçla artık eş anlamlı oldu ülkede. Yani kadınlara,
bu tribünler ancak takımınız ceza aldığında sizin deniyor. Elbette bunu
“tribünlerdeki güzel görüntüler” olarak yorumlayanlar var. Buna itirazımız yok
zaten. 40 bin civarında kadın ve çocuğun o tribünleri doldurup özveriyle
takımını desteklemesi elbette takdir edilesi bir davranış. Ama federasyonun
bunu gerçekleştirmek için kullandığı araç son derece yanlış.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder