Tabloyu çizelim. 2006 yılının sonbaharı. Galatasaray Olimpiyat Stadı'nda PSV Eindhoven'ı konuk ediyor. Maçın sonlarına doğru 2-1 mağlup durumda olan Galatasaray taraftarlarından bir kaçı sahaya giriyor, saha içinde tur atıyor, hatta bir tanesi kapalı tribünde ayakta duran bizlerin önünde sahada bir kaç tur attıktan sonra polise yakalanmadan tribüne geri çıkıyor. Tribünde polisten saklanıyor. Arkadaşlarınca kutlanıyor.Maçı geride bitiriyor Galatasaray. Kulüp para cezası alıyor. Sahaya giren malum taraftar hakkında hiç bir aksiyon alınmıyor ve büyük bir ihtimal o adam hala maçlara girmeye devam ediyor.
Bir tane daha çizelim. Tarih 3 Ekim 2007. Milan İskoçya'da Celtic Park deplasmanında. Maçı 90. dakikada yediği golle 2-1 kaybediyor. Sahaya galibiyet golünün sevincini biraz abartan bir Celtic'li giriyor. Milan kalecisi Dida'ya geçerken şöyle bir dokunuyor. Dida önce bir iki adım atıp taraftarı kovalamaya kalkıyor, sonra da artistik biçimde, açıkça rol yaparak kendini yere bırakıyor. Sonra da sedyeyle saha dışına alınıyor. Celtic kulübü dün aldığı kararla söz konusu taraftarın UEFA'nın aldığı kararı beklemeden ömür boyu stada girmesini yasaklıyor. Sadece kendi evindeki değil deplasmandaki maçlar da dahil.
Şimdi rolleri değiştirip düşünelim. Celtic'li taraftarlar sahaya Celtic Park'ta girip 3 tur atsalardı ve tribune geri çıksalardı. Akibetleri ne olurdu? O stada bir daha girebilirler miydi? Hatta ada futbolundaki cezaları bilenler bilir. Bir daha Celtic maçının olduğu saatlerde evden veya polis gözetiminde bir karakoldan çıkabilirler miydi? Ya da Galatasaray'lı bir taraftar Milan maçında Dida’nın yanağını golden sonra gidip okşasaydı. Sonra da Dida kendini yere atıp sahadan sedyeyle çıkartılsaydı. Milletçe Dida’nın oyunculuğunu ve İtalyan lobisini konuşup duruyor olmaz mıydık?
Celtic CEO’su Peter Lawwell “polis raporlarını beklemeden, kulüp taraftarlarımızın yıllardır oluşturduğu olumlu havayı bozmamak için bu kararı almalıydık” diyor.
Daha alacak çok yolumuz var.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder