Teknik Direktor Hamleleri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Teknik Direktor Hamleleri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

23 Mayıs 2009 Cumartesi

MODERN FUTBOLUN KRİTİK TEKNİK DİREKTÖR HAMLELERİ 10/10: FRANK RIJKAARD



Listenin son kahramanı da 9 numara gibi bir Hollandalı. Frank Rijkaard'ın kariyerinin zirvesine çıktığı gece. 17 Mayıs 2006 Çarşamba. Yer Paris'in St. Denis Stadyumu ya da diğer adıyla Stade De France. Arsene Wenger kendi ülkesinde kupayı kaldırmak için, Thierry Henry ise 1998 yılında Dünya Kupası'nı kaldırdığı stadda tekrar zirveye çıkmak için Arsenal ile Barca'nın karşısında. Maç sabahı yardımcı hakemlerden birisi olan Norveçli Ole Hermann Borgan'ın Barcelona forması ile çekilmiş fotoğrafları dünya basınına yansıyınca ani bir kararla maçtan alınıp yerine bir başka Norveçli Arild Sundit atanıyor. Maç Arsenal için şokla başlıyor. 18. dakikada Lehmann ceza sahası dışında Eto'o'yu birebirde yere indirip atılıyor. Pires oyundan alınıp Almunia kaleye yollanıyor. 37. dakikada 10 kişi Arsenal Sol Campbell'ın golü ile öne geçip ilk yarıyı önde kapıyor.



İkinci yarı başında Rijkaard ilk hamleyi yapıyor ve Edmilson-Iniesta değişikliğine gidiyor. Barca bastırıyor. Derken Rijkaard 61'de bir hamle daha yapıyor, bu aynı zamandam açı döndüren hamle. Van Bommel kenara gelirken 34'lük yaşlı kurt Henrik Larsson oyuna giriyor. 71. dakikada Rijkaard son bir hamle yapıyor. Oleguer youndan çıkıyor ve yerine Brezilyalı Belletti giriyor. 15 dakika sonra Iniesta topu ceza sahasına gönderiyor, Larsson topu Eto'o'nun önüne, Eto'o da kaleye yuvarlıyor. 1-1. 5 dakika sonrası. Rijkaard'ın hamlelerinin Barca'ya tarihinin 2. Şampiyonlar Ligi kupasını getirdiği an. Sağ kanatta Belletti topu korner bayrağının yakınlarındaki Larsson'a yuvarlıyor. Larsson alıyor ve dönerek koşusuna devam eden Belletti'ye 3 kişi arasından muhteşem bir ara pası atıyor. Belletti de topu Arsenal kalesinin tavanına gönderiyor. 2-1!. Maç bu sonuçla bitiyor. Rijkaard'ın 2. yarıda oyuna aldığı 3 oyuncu oyunun seyrini değiştirirken bunlardan Larsson 2 golün pasını veriyor, Belletti de kupayı getiren golü kaydediyor. Belki de Rijkaard'ın kariyeri boyunca yaptığı en iyi teknik direktör hamlesi.

Serinin tümü için

22 Mayıs 2009 Cuma

MODERN FUTBOLUN KRİTİK TEKNİK DİREKTÖR HAMLELERİ 9/10: GUUS HIDDINK


















Listenin en yakın tarihli hamlesi. 2008 Avrupa Sampiyonası'nın kaderini belirleyen hamlelerden birisi olacak belki de demişiz yazıyı ilk yazdığında. Oldu tabi ki. 17 Ekim 2007 tarihinde "Hiddink Tilsımı" Luzhniki Stadyumu'na uğramasaydı, Capello şu an belki de İngiltere milli takımının başında değildi. Steve McClaren hala İngilizlerin hocasıydı ve FC Twente'nin başına hiç geçmeyecekti. Yani Hollandalı'nın hamlesi kendisi dahil 3 teknik direktör ve 3 ülkenin futbol dünyasının kaderini belirledi. Hatta bir tanesi kendi ülkesi takımlarından birisi olmak üzere.

2008 Avrupa Şampiyonası elemeleri E Grubunda kader maclarına gelindiğinde Rusya kendi evinde İngiltere'yi konuk ediyordu. İngiltere 23 puanla grup ikincisi iken Rusya 18 puanla üçüncü sırada idi. Moskova' da iki takımın karşılaşmasında İngiltere yenilmemesi halinde Avrupa Şampiyonası'nı büyük ihtimalle garantiliyordu, yani Rusya'ya mutlak galibiyet gerekiyordu. Guus Hiddink sahaya Kerzhakov-Arshavin ikilisinden oluşan bir forvetle çıktı. 58. dakikaya gelindiğinde İngiltere maçı Rooney'in golü ike 1-0 önde götürüyordu. Hiddink aynı dakikada Kerzhakov'u oyundan alarak Spartak Moskova'lı Roman Pavlyuchenko'yu sahaya gönderdi. 15 dakika sonra skor Rusya lehine 2-1 olmuştu. Gollerin ikisi de Hiddink'in sahaya gönderdiği Pavlyuchenko'dan gelmiş ve Rusya İngiltere'ye darbeyi vurmuştu. Bu sonuçla Rusya aradaki puan farkini önce 2'ye indirdi. Grubun son maçlarında da Mercedes faktoru ile final biletini aldı. Boylece Hiddink de kariyerine bir parıltı daha eklemiş oldu. Tabi bu maçtan sonra İngiliz futbolunda "kendilerine darbe vuran adam" olarak tanınan Pavlyuchenko'nun bugün Tottenham Hotspur forması giymesine giden yol da açılmış oldu. Hiddink'in takımı ise macerasına Euro 2008'de iz bırakacak şekilde devam etti.

21 Mayıs 2009 Perşembe

MODERN FUTBOLUN KRİTİK TEKNİK DİREKTÖR HAMLELERİ 8/10: AIME JACQUET



Dünya Kupası'nı kazandığı gün bile hala istifa etmesi istenen ve milli takımın hocası olmaya layık olmadığı düşünülen kaç teknik adam var acaba dünyada? Aime Jacquet. 80'li yıllarda Bordeaux ile kazandığı Fransa Ligi Şampiyonlukları'ndan sonra, örneği pek görülmeyecek şekilde teknik direktörlük kabiliyetlerini geliştirmek için daha orta karar takımlar olan Nancy ve Montpellier'in başına geçen bir adam. Ardından önce Fransa Milli Takımı'nda Houllier'in yardımcılığı sonra da 1994'ten itibaren takımın tek patronluğu. Jacquet göreve ilk başladığı yıllarda aslında o dönem dünya üzerindeki en formda Fransız futbolcu olan Eric "Talisman" Cantona üzerine bir takım kurmuştu. Ama Cantona'nın Manchester United formasıyla Crystal Palace'lı bir taraftarı dillere destan tekmelemesi nedeniyle 1 yıl civarı futboldan men cezası alması sonucu takımını taze kan Zinedine Zidane etrafında kurarak yoluna devam etti.

1996 Avrupa Şampiyonası'nda oynadığı yarı final ve 1998'deki Dünya Şampiyonluğu boyunca Cantona, o dönem çok formda olan bir başka Fransız David Ginola ve tecrübeli Jean-Pierre Papin forma göremedi. Basın St. Denis'de Zinedine Zidane ve Emmanuel Petit'nin Fransa'yı Dünya Şampiyonu ilan eden gollerine kadar Jacquet'yi düzenli olarak istifaya davet etti. Jacquet ise doğrularından vazgeçmedi. Takımına hep inandı. Üstelik Fransa'nın Dünya Kupası öncesi St. Denis'nin açılış maçı olan İspanya hazırlık maçında bile Avrupa'nın en iyi futbol oynayan takımı olduğu belli idi. Öyle ki 1998 Dünya Kupası forvetsiz bir takımla kazanıldı. Dugarry, Guivarch, kanat oyuncusundan bozma forvet Henry Fransa'yı şampiyonluğa taşıdılar. Jacquet'nin kadro yapısı kararlarındaki bu inadı ona bir Dünya Şampiyonluğu getirdi ayrıca Zinedine Zidane'ı da dünyanın zirvesine yerleştirdi. Onun kurduğu iskelet 2 sene sonra Rotterdam'ın De Kuip Stadyumu'nda bir de Avrupa Şampiyonluğu kazandı. Rinus Michels'ten sonra 20. yüzyılın son makine takımının mucidi.

Bugün "Fatih hoca bizi Avrupa üçüncüsü yaptı, daha ne yapsın hala eleştiriyorsunuz" diyenlere armağan olsun bu şarkı.

20 Mayıs 2009 Çarşamba

MODERN FUTBOLUN KRİTİK TEKNİK DİREKTÖR HAMLELERİ 7/10: BERTI VOGTS



1996 Avrupa Şampiyonası. İngilizlerin deyimi ile futbolun evine döndüğü turnuva. Kupa için hazırlanan ve bu sloganı sözlerinde içeren "Lightning Seeds" imzalı "Three Lions" bizce gelmiş geçmiş en iyi futbol şarkısıdır. Grup maçlarında turnuvaya ne kadar konsantre olduğunu gösteren İngiltere (Gazza'nın - Paul Gascoigne - bile kariyerindeki milli takımlar bazındaki en iyi turnuvadır belki de) yarı finalde penaltılar sonucu Almanya'ya elenince bütün İngiltere final maçında panzerlerin rakibi Çek Cumhuriyeti'nin tarafına kayar. Aslında final Çekler için iyi gider. 59. dakikada bugün hala tartışmalı olan bir penaltı kararı (Karel Poborsky ceza sahasına girmeden başlayan bir hareketle Matthias Sammer tarafından düşürülmüş ama kendini içeri bırakınca hakem Pierluigi Pairetto penaltı kararı vermiştir ) ve Patrik Berger'in golü ile 1-0 öne geçer. Ancak Alman teknik adam Berti Vogts sahaya tüm Alman kadrosunda Almanya dışından olan iki oyuncudan birini (diğeri Beşiktaşlı Stefan Kuntz'dur), Udinese'li Oliver Bierhoff'u Mehmet Scholl'un yerine sahaya gönderir.

Bierhoff 73. dakikada sağ kanattan Christian Ziege'nin kullandığı serbest vuruşu, toplara ayağından daha sert vurduğu söylenen kafasıyla ağlara gönderir. Maç uzatmaya gider. 95. dakikada bir kere daha sahneye çıkar Bierhoff. Ceza sahası içinde önünde bulduğu topu kaleye arkası dönük halde vurur ve Kouba'nın da hatasıyla ağlara gönderir. Maç o dakikada da biter. Çünkü Euro 96 altın gol kuralının uygulandığı ilk turnuvadır ve Bierhoff da bu golü atan tarihteki ilk futbolcu olur. Daha sonra Udinese'den Milan'a giden kariyerinin aslında miladının atıldığı maç da Wembley'deki bu final maçıdır. Berti Vogts da sahaya gönderdiği adamın yarım saat içinde kendisine bir Avrupa Şampiyonluğu kazandırması ile modern futbolun en kritik teknik direktör hamlelerinden birisini yapmış olur.

19 Mayıs 2009 Salı

MODERN FUTBOLUN KRİTİK TEKNİK DİREKTÖR HAMLELERİ 6/10: SIR BOBBY ROBSON



12 Mart 1997 tarihindeki efsanevi Barcelona-Atletico Madrid Kral Kupası maçı. Vicente Calderon’da 2-2 biten maçın rövanşı. Atletico Madrid’in başında Radomir Antic, sahada vatandaşı Milinko Pantic, kalede Molina, ileriye yardımcı Caminero ve Kiko. Barcelona’nın başında Bobby Robson, yanında tercümanı Jose Mourinho, kalede kova Vitor Baia, defansta Hamas militanı tipli Fernando Couto, Gheorghe Popescu, Laurent Blanc yanında at hırsızı tipli Abelardo Fernandez, orta sahanın göbeğinde Ivan De La Pena, Figo, ileride Ronaldo.



Atletico Madrid ilk yarıda Pantic’le 3 kere sallar Katalanların kalesini. Pantic hatta 3. golden sonra dönüp tribünlere çetnik selamını çakar da o zaman Kezman buralara uğramadığından bilmeyiz anlamını. Robson da, hazır 3-0 oldu "ya herro ya merro" diyerek, maçı çeviren hamleyi yapar, defansın iki tane çınarını Blanc ve Popescu’yu kenara alarak sahaya Hristo Stoichkov ve Juan Antonio Pizzi’yi yollar. Ronaldo devrenin başında Robson’ın sahaya gönderdiği Stoichkov’un getirdiği iki topla Madrid kalesini iki kere sarsar. Derken Vitor Baia beklenen kovalığını yapar, kendisine verilen bir geri pası amcaoğlu sen bir tane daha at diyerek Pantic’e teslim eder. O da kaleye. 2-4. Sonra Figo ceza sahası üzerinden füzeyi yollar 3-4. Derken 11 dakika kala Ronaldo hat-trickini yapar. 4-4. Ama hala Barcelona’ya gol lazımdır. Guardiola sağdan keser, at hırsızı Abelardo kafayı vurur, kalecinin çıkardığı topa sahaya Allah'ın gönderdiği Juan Pizzi sağ ayağının dışıyla yapıştırır. Daha önce altın ayakkabıyı kazanmışlığı vardır Tenerife takımıyla Pizzi’nin ama Arjantin asıllı İspanyolun ismi söylenince hep o Mart gecesi ayağının dışıyla topu ağlara yapıştırıp efsane Katalan spiker Joaquim Maria Puyal'ı delirten sahne akıllara gelir.



Tabi biz o zamanlar bu maçı Türk spikerle izleyip ertesi gün okulda tüm gün boyunca muhabbetini yaptığımızdan İspanyol spikerin girdiği ruh halini sonradan öğrendik. Siz de öğrenin buyrun.

18 Mayıs 2009 Pazartesi

MODERN FUTBOLUN KRİTİK TEKNİK DİREKTÖR HAMLELERİ 5/10: STEVE McCLAREN



FC Twente ile bu sezon yaptığı işlerle beğenimizi kazanan (hatta İngiltere basınındaki bazı isimlerce bu sezonun en başarılı İngiliz hocası olarak gösterilen) Steve McClaren neden İngiltere Milli Takımı’nın son 60 yıllık tarihinde Kevin Keegan ile birlikte en az süre ile görev yapan teknik direktör olduğunu acaba sorguluyor mudur? Görev süresi sadece 2 yıl sürdü. Hatta 2 yıl bile denemez. Takımı 2006 yılı yaz döneminde aldı ve 2007 sonbaharında bıraktı. Neredeyse 1 yıl. 1 yıl, teknik direktör değiştirmeyi pek sevmeyen adalılara yetti. Çünkü McClaren neresinden tutsan elinde kalacak bir dizi kararla Slaven Bilic’in Hırvatistanına ve Hiddink’in Rusyasına yenik düştü.

Bunlardan en önemlisi David Beckham’ın takımdan uzaklaştırılmasıydı. Beckham belki bir popüler kültür sembolüydü ama aynı zamanda iyi bir sağ kanat oyuncusuydu. Joe Cole-Lampard-Gerrard-Beckham dörtlüsünün önemli zincirini ve kaptanını keserek McClaren büyük bir hata yaptı. David Beckham kararı onun en büyük hatası kesinlikle. Çünkü bu hata Lampard-Gerrard ikilisinin de yeterli performansı gösterememesine sebep oldu. Eriksson döneminde oluşan bu dörtlü, belki de dünyanın en iyi orta saha dörtlüsüydü. Ama McClaren 1 yılda bu orta sahayı çökertti.

McClaren’ın en büyük hatalarından birinin de Terry Venables’la beraber çalışması olduğu söyleniyor. Terry Venables’ın etliye sütlüye pek karışmayan ve daha çok yılların İngiliz futboluna verdiği hizmetlerinin karşılığında bir hediye olarak aldığı koltukta McClaren’la hiç bir zaman diyaloğa girememesi de onun için çok büyük bir eksi oldu.

İngiliz basını Hırvatistan maçında takım yenik durumdayken saha kenarındaki şemsiyeli halini “Singin’ In The Rain”deki Gene Kelly’e benzetti ve takıma kenardan destek olması gerekirken takındığı bu davranışın da onu oldukça küçük düşürdüğü ve görevden alınmasında büyük etkisi olduğu konusunda birleşmişti.

McClaren Middlesborough takımıyla aldığı UEFA Kupası finali vizesinin gazıyla milli takımın başına geldiğinde aslında çok şey bekleniyordu. Sir Alex Ferguson’un 1999 yılındaki müthiş sezonunda kulübedeki yardımcısı olması ve bir İsveçliden sonra ülkenin kendi vatandaşının göreve gelmesi büyük heyecan yaratmıştı ama, öyle bir tat bıraktı ki Futbol Federasyonu McClaren’ın yarattığı enkazın ancak Capello gibi bir hocayla döndürülebileceğini düşündüler. Bıraktığı zararı siz düşünün. “Ancak Capello kurtarır” tarzı.

15 Mayıs 2009 Cuma

MODERN FUTBOLUN KRİTİK TEKNİK DİREKTÖR HAMLELERİ 4/10: HELMUT SCHÖN - JUPP DERWALL



Bu hamle aslında pek modern futboldan sayılmaz ama o kadar çarpıcı bir örnek ki listeye almadan edemedik. Üstelik son zamanlarda Dünya Futbolu’nda çok fazla konuşulan kulübedeki ikinci adamla ilgili de bir fikir verecektir.

Yıl 1976. Federal Almanya bir önceki Avrupa Şampiyonu unvanı ile Yugoslavya’da düzenlenen turnuvaya katıldığında takımın başında efsanevi Helmut Schön ve yardımcı koltuğunda da Jupp Derwall oturmaktadır. Almanların yarı finaldeki rakibi ev sahibi Yugoslavya’dır. Almanlar maça çok kötü başlar ve ev sahibi daha 32. dakikada 2-0 öne geçer.Helmut Schön Yugoslavya’nın oyundaki üstünlüğünü giderek artırmasını durduracak tek şeyin bir oyuncu değişikliği olduğunu düşünmektedir ama kimi oyuna sokacağını bir türlü bilemez. En sonunda yardımcısı ve sonranın efsane hocası Jupp Derwall Schön’e “Dieter Müller’i niye aldık ki biz” diye sorar. Dieter Müller Derwall’in deyimiyle o sıralar FC Köln forması ile bir çok gol atmıştır ama milli takım deneyimi hiç olmayan bir acemidir. Helmut Schön yardımcısından gelen bu yıldırım tüyo ile yerinden fırlar, bir kaç dakika içinde Dieter Müller’i oyuna sokar.Müller oyuna girdiğinde dakikalar 79’u göstermektedir.

Dieter Müller kalan 11 dakika içinde 2 gol atar. Maçı uzatmaya götürür. Uzatmada bir gol daha atar. Maçı Almanya 4-2 kazanır. Finale yükselir. Maçtan sonra kendisine ilgili değişikliği soran gazetecilere Schön, “Dieter Müller’i oyuna sokmamı Jupp Derwall söyledi” diye açıklamada bulunur. Derwall daha sonra otobiyografisinde bu anla ilgili “benim için son derece duygu yüklü ve gurur verici bir an” olarak bahsedecektir.

O olayın kahramanlarından Schön ve Derwall bugün artık hayatta değiller. Dieter Müller ise o turnuvanın gol kralı olduktan sonra toplamda Batı Almanya formasını sadece 12 kere giyebildi. Bugün Kickers Offenbach takımının başkanlığını yürütüyor.

Asist...Bire bir çevirisi yardımcı olmak aslında. Assitant Manager de normal olarak “yardımcı teknik direktör” oluyor. Dolayısıyla yardımsa aradığınız işte kralı. Neden Derwall bir sonraki Avrupa Şampiyonası’nda (1980) panzerlerle kupayı kaldırmış ve Modern Türk Futbolu’nun babası olmuştur işte cevabı.

14 Mayıs 2009 Perşembe

MODERN FUTBOLUN KRİTİK TEKNİK DİREKTÖR HAMLELERİ 3/10: AZEGLIO VICINI

























Bir teknik direktör yalnız maç içerisindeki hamleleriyle değil, maç öncesi ve maç oynanana kadar süre gelen zaman içinde yaptıkları ile takımının kaderini etkileyebilir. 1990 Dünya Kupası öncesi ve ilk maçları sırasında İtalya teknik direktörü Azeglio Vicini'nin yaptığı gibi. Vicini İtalya'nın ev sahibi olduğu turnuvada forvet ikilisini Vialli ve Carnevale'den oluşturduktan sonra pek fazla göz önünde olmayan sürpriz bir ismi Salvatore Schillaci'yi aday kadroya davet eder. Schillaci 1989 yılına kadar 7 yıl boyunca Serie B’de Messina ile mücadele etmiş ve kendisi için rüya gibi geçecek Dünya Kupası’ndan bir yıl önce Serie A’ya, Torino kentinin siyah-beyazlı kentine yerleşmiştir. İtalya Milli Takım Teknik Direktörü Azeglio Vicini onu Dünya Kupası kadrosuna aldığında milli takım tecrübesi yok denecek kadar azdır. Ayrıca kadroda Fiorentina'lı (sonradan rekor bir transfer ücreti ile Juventus'a transfer olacak olan) Roberto Baggio da vardır. Daha önce 90'lı yılların cinderellaları incelememizde şurada yer verdiğimiz Schillaci'nin ve o turnuvadaki İtalya'nın kaderini değiştiren olay 9 Haziran 1990'da İtalya'nın grupta Avusturya'yla oynadığı ilk maçta meydana gelir. 0-0 devam eden maçın 74. dakikasında Azeglio Vicini, Carnevale'yi oyundan alarak Sicilyalıyı oyuna sürer. Schillaci 4 dakika sonra İtalya'yı zafere taşır 1-0.

Schillaci ve Baggio'nun buna rağmen turnuvada ilk onbire girmeleri grubun 3. maçı olan Çekoslovakya maçında olur. Roberto Baggio tüm Dünya Kupaları tarihinin en güzel gollerinden birini atarken maçın 2 golünü Schillaci kaydeder. Schillaci o turnuvada 6 golle gol kralı olurken, İtalya ve Dünya Futbolu'ndaki Roberto Baggio fırtınası da başlamıştır. Vicini böylece o Haziran günü 74. dakikada yaptığı değişiklik ve sonrası ile futbol dünyasının kaderini değiştirmiş olur. "Otti Magiche di Totò Schillaci”den (Toto Schillaci'nin sihirli geceleri) bir geçit töreni.

13 Mayıs 2009 Çarşamba

MODERN FUTBOLUN KRİTİK TEKNİK DİREKTÖR HAMLELERİ 2/10: SIR ALEX FERGUSON


















Tüm zamanların en görkemli “geri dönüş”ü. Tüm zamanların en dramatik Şampiyonlar Ligi finali. Tüm zamanların belki de en değerli teknik direktör hamlesi.

Tarih 26 Mayıs 1999. Yer Barcelona’nın mabedi Nou Camp. Şampiyonlar Ligi finali’nde Manchester United, Premier Lig ve FA Cup’ı kazandığı yıl Avrupa’daki finali de alıp “treble”e ulaşmak istiyordu. Diğer yandan Bayern Munich’in de hedefi aynıydı. Lig Şampiyonluğu’nu ve Alman Kupası’nı kazanan takım da üçlemenin son halkasını tamamlamak istiyordu. Kısacası iki takım da sezonun mükemmel bitirişinin eşiğindeydi.

Bayern 6. dakikada Mario Basler’in frikiği ve Kırmızı Şeytanlar’ın yanlış baraj organizasyonu sonucu 1-0 öne geçti. 84 dakika maçı 1-0 önde götürdüler. Maç içinde 2 topları direkten döndü. Bu arada Alex Ferguson (o zamanlar sadece Alex Ferguson’du), 67. dakikada Jesper Blomqvist’in yerine Teddy Sheringham’ı, 81. dakikada da Andy Cole’un yerine Ole Gunnar Solsjkaer’i aldı.

90. dakikada David Beckham, Barcelona kalesi önünde köşe vuruşu kullanmaya gittiğinde Bayern taraftarları kutlamalara başlamıştı. United kalecisi Peter Schmeichel da son çare olarak korner için Bayern ceza sahasına geldi. David Beckham köşe vuruşunu kullandı. Torsten Fink topu uzaklaştırdı, Giggs ceza sahası ön çizgisinden bir yarım vole yapıştırdı ama topa iyi vuramadı. İyi vuramadığı top, yerden, oyuna sonradan giren Sheringham’ın önüne gitti, Sheringham’da topu Bayern kalesinin sol alt köşesine yapıştırdı. 1-1. Alex Ferguson otobiyografisinde o an için gol olduğunda yardımcım (bugünkü FC Twente hocası) Steve McClaren bana hücum taktiğinden 4-4-2’ye dönmemiz gerektiğini söylediğinde ona “biraz bekle, sahada bir şeyler oluyor, henüz her şey bitmedi" dedim şeklinde bir anektod anlatır (videoda McClaren'in 2:01'de eliyle yaptıklarına ve Ferguson'u silkelemesine dikkat). 93. dakika. Bir korner daha. Beckham orta, Sheringham’dan arka direğe bir kafa topu ve kale dibinde Ole Gunnar Solsjkaer’den topu Bayern kalesinin tavanına yapıştırış. 1 dakika sonra çalan bitiş düdüğü. Maç sonu Alex Ferguson’un ağzından dökülen cümle: “Football...Bloddy Hell”...İzleyen dönemde kraliçe tarafından kendisine “sir” unvanı verilmesi.

Kırmızı şeytanları tarihinin altın sezonuna ulaştıran goller. İlkinin sahibi ve ikincisinin asisti ile ikinci golün sahibi. Ders niteliğinde bir oyuncu değiştirme politikası daha. E tabi biraz da talih.

12 Mayıs 2009 Salı

MODERN FUTBOLUN KRİTİK TEKNİK DİREKTÖR HAMLELERİ 1/10: ROGER LEMERRE



















Aslında bu seri yapıp bitirdiğimiz bir seri. Ama bir kaç istek gelince yazıları her gün bir tanesini vererek tekrar gündeme getirelim dedik. İmla hataları, bilgi yanlışları, video, resimler ve bir kısım değişiklikler de yaparak tabi. Özellikle Türkiye'de teknik direktörlerin her zamankinden daha fazla tartışıldığı bir dönemde yeniden hatırlamak yerinde olacaktır.
---------------------

Yeni bir inceleme serisi başlattık. 2000 Avrupa Şampiyonası Finali’yle açılışı yapıyoruz. 80 ve daha eski kuşaklar maçı çok iyi hatırlayacaktır. İtalya efsane niteliği kazanan bir maçla Deeper Blue’dan daha yetenekli bir makine haline gelen Hollanda’ya 10 kişi ile bir buçuk saat geçit vermemiş ve finale çıkmıştı. Rakip Portekiz’i Zidane’ın 117. dakika penaltısı ile eleyen Fransa idi. Yani son Dünya Şampiyonu. Maç Rotterdam'ın efsane De Kuip Stadyumu'ndaydı.

İtalya 55. dakikada Totti’nin defansı bloke eden topuk pası sonucu oluşan atakta Delvecchio ile 1-0 öne geçti. Uluslararası turnuvalarda yapılmaması gerkeen şeylerden birisi İtalya’ya karşı 1-0 yenik duruma düşmektir. Fransa’nın da bunu çıkarması zor oldu. Ama ne çıkarma.

Görevi Aime Jacquet’den alan 1998 zaferinin yardımcı hocası Roger Lemerre 58. dakikada Christophe Dugarry’nin yerine Sylvain Wiltord’u, 76. dakikada Youri Djorkaeff’in yerine David Trezeguet’yi, 86. dakikada da Bixente Lizarazu’nun yerine Robert Pires’i aldı. 93. dakikada Fabien Barthez serbest vuruş kullanıyordu. Kameralar bir ara Zidane’a kaydı. Maçı artık bitirmiş ikincilik madalyasını bekliyordu. Barthez topa vurdu. Trezeguet Fransa'nın o bitmiş halinden 2 saniye sonra nasıl olduğunu anlamadığımız bir motivasyon yüklemesi ile topa yükseldi. Topu Wiltord’a aşırdı. Wiltord topu kontrol edip sol çaprazdan ve yerden kaleye şutladı. Dakika 93 ve durum 1-1. Maç uzatmaya gitti. O golle darbe alan İtalya’nın yıkılması uzun sürmedi. 103. dakikada Pires soldan girdi, ortaya gönderdi, Trezeguet penaltı noktası civarından topu Toldo’nun kalesinin tavanına yapıştırdı. Altın gol. Kupa Fransa’nın. İlk golü atan, ikinci golün pasını veren ve golü atan adamlara bakın. Şimdi Lemerre’nin yaptığı değişikliklere.

Tüm zamanların en yerinde oyuncu değişikliği hamlelerinden birisi.