Dünya Kupası'nı kazandığı gün bile hala istifa etmesi istenen ve milli takımın hocası olmaya layık olmadığı düşünülen kaç teknik adam var acaba dünyada? Aime Jacquet. 80'li yıllarda Bordeaux ile kazandığı Fransa Ligi Şampiyonlukları'ndan sonra, örneği pek görülmeyecek şekilde teknik direktörlük kabiliyetlerini geliştirmek için daha orta karar takımlar olan Nancy ve Montpellier'in başına geçen bir adam. Ardından önce Fransa Milli Takımı'nda Houllier'in yardımcılığı sonra da 1994'ten itibaren takımın tek patronluğu. Jacquet göreve ilk başladığı yıllarda aslında o dönem dünya üzerindeki en formda Fransız futbolcu olan Eric "Talisman" Cantona üzerine bir takım kurmuştu. Ama Cantona'nın Manchester United formasıyla Crystal Palace'lı bir taraftarı dillere destan tekmelemesi nedeniyle 1 yıl civarı futboldan men cezası alması sonucu takımını taze kan Zinedine Zidane etrafında kurarak yoluna devam etti.
1996 Avrupa Şampiyonası'nda oynadığı yarı final ve 1998'deki Dünya Şampiyonluğu boyunca Cantona, o dönem çok formda olan bir başka Fransız David Ginola ve tecrübeli Jean-Pierre Papin forma göremedi. Basın St. Denis'de Zinedine Zidane ve Emmanuel Petit'nin Fransa'yı Dünya Şampiyonu ilan eden gollerine kadar Jacquet'yi düzenli olarak istifaya davet etti. Jacquet ise doğrularından vazgeçmedi. Takımına hep inandı. Üstelik Fransa'nın Dünya Kupası öncesi St. Denis'nin açılış maçı olan İspanya hazırlık maçında bile Avrupa'nın en iyi futbol oynayan takımı olduğu belli idi. Öyle ki 1998 Dünya Kupası forvetsiz bir takımla kazanıldı. Dugarry, Guivarch, kanat oyuncusundan bozma forvet Henry Fransa'yı şampiyonluğa taşıdılar. Jacquet'nin kadro yapısı kararlarındaki bu inadı ona bir Dünya Şampiyonluğu getirdi ayrıca Zinedine Zidane'ı da dünyanın zirvesine yerleştirdi. Onun kurduğu iskelet 2 sene sonra Rotterdam'ın De Kuip Stadyumu'nda bir de Avrupa Şampiyonluğu kazandı. Rinus Michels'ten sonra 20. yüzyılın son makine takımının mucidi.
Bugün "
Fatih hoca bizi Avrupa üçüncüsü yaptı, daha ne yapsın hala eleştiriyorsunuz" diyenlere armağan olsun bu şarkı.
5 yorum:
onlarda sıfırdan bir makine inşa edilir,hatta Cantona,Ginola gibi en kaliteli parçalar bile gerekirse göz ardı edilirken,bizde sadece "sen aslansın kaplansın,amansız ol koçum benim" diyerek sistem kuruluyor.Aime Jacquet tüm o eleştirilere aldırmadan sistemini işletmeye devam ederken,bizde basına "İstanbul'da görüşeceğiz" deniliyor.Tüm bunlara teki gösteren taraftar da konu milli takım olduğu için "vatan haini" ilan ediliyor.
Neyse söylendi zaten bunlar defalarca.Klişe timi gelmeden uzaklaşayım.
Bu arada adam Cantona varken gidip Guivarch gibi adamla kupa kaldırdı ya helal olsun valla.
Haha Stephan Guivarc'h, ne kısır bir forvetti ya...sağ bekten bozma Henry, Thuram, Blanc, Zidane falan atıyordu golleri...
forvetsiz şampiyon oldular diyebiliriz rahatlıkla
Florian Maurice vardı bir de n'oldu acaba? Sanirim 98 kadrosuna alınmıştı. 'Çok büyük adam olacak' diyip de batırdığım tek adam olmuştur kendisi. Onu da CM ve Fifa yüzünden demiştim zaten:)
Ginola oyunda coştukça da 'Ginola harman ola' diye şarkı söylerdik ekran başında. Hey gidi günler.
Şimdi daha iyi anlıyorum neden Raymond Domenech'i kovmadıklarını. Sanırım totem yapıyorlar. Aime Jacquet de çok eleştirildi bizi Dünya Şampiyonu yaptı bu adam da çok eleştiriliyor bu da yapabilir diye düşünüyorlar herhalde. :p
bence kritik nokta euro 96. zidane liderliğindeki kadro yarı finalde kadlec'in penaltısıyla finale çıkamazken jacquet ile yola devam edilmesidir esas olan. bizde olsa neden cantona yok, ginola nasıl oynamazlar yüzünden hoca gider, 10 sene boyunca dünya kupasına dahi katılamazdık.
Yorum Gönder