10 Mart 2011 Perşembe

MÜZİK TARİHİNİN EFSANE ALBÜMLERİ 7/10: BRUCE DICKINSON - ACCIDENT OF BIRTH

























Başarısız bir kürtajın sonucu normalde dünyaya gelmemesi planlanan bir çocuk.

Yıllar sonra sadece heavy-metal değil tüm müzik tarihinin gidişini değiştiren adamlardan birisi. Samson grubundan New Wave Of British Heavy Metal’in öncülüğünü yapacak Iron Maiden’a geçişi, 1993 yılında gruptan ayrılarak solo projelere yol alması, 2000 yılında gruba tekrar dönüşü, yaptığı radyo ve televizyon programları, müzik sebebiyle Olimpiyat seçmelerinden ayrılmak zorunda kaldığı Eskrim kariyeri, lisanslı bir British Airways pilotu olması, yazdığı kitap vesaire vesaire

Bruce Dickinson, heavy metal tarihinin bize göre gelmiş geçmiş en büyük vokalisti, frontman’i ve müzik adamıdır. Onun sahne aldığı bir konser başka hiç bir konsere benzemez. Bir kere sahnede ona kendinizi kaptırırsanız bir daha kopamazsınız. Müzik dünyasının eşi benzeri olmayan ve olmayacak adamlarından biridir.

Bahsedeceğimiz albüm onun solo kariyerinden. Aslında seçimi yaparken çok zorlandık. Tears Of Dragon gibi bir başyapıtın olduğu Balls To Picasso ve Tower, Book Of Thel, Jerusalem gibi efsanelerin yer aldığı Chemical Wedding’i de yazabilirdik ama burun farkı ile Accident Of Birth’ü uygun gördük.

1997 yılında piyasaya sürülen Dickinson’ın dördüncü stüdyo albümü Accident Of Birth, Road To Hell, Darkside Of Aquarius, Man Of Sorrows, The Magician, Arc Of Space, Omega gibi başyapıtlarla hafızalara kazındı. Albümde Dickinson’a Iron Maiden’dan eski grup arkadaşı ve gelecekte de gruba beraber döneceği Adrian Smith eşlik ederken albümün kapak tasarımı Maiden’ın kült “eddie” tasarımını da yapan Derek Riggs’e ait.

Başta anlattığımız gibi Bruce Dickinson eğer annesinin kalkıştığı kürtaj başarılı olsaydı bugün heavy-metal denen şey yine aynı zevki bize verir miydi? Hiç sanmıyoruz.

Bruce Dickinson – Vocals
Adrian Smith – Guitar
Roy Z – Guitar
Eddie Casillas – Bass
David Ingraham – Drums

1 yorum:

ummagumma dedi ki...

elinize sağlık ama çok pis uyuzluk yapasım geldi, ''tower'' değil ''the tower'' olacak :D esen kalın...