Türk Hakemliği'nin son yıllarda ne prestij açısından ne de sahada verdikleri kararlar değerlendirildiğinde iyi yönde gittiğini söyleyemeyiz. Aslında hakemliği bırakmadan önce dünyanın en büyük hakemi sayılan Pierluigi Collina bile yönettiği her büyük maçta maçın sonucuna etki edebilecek bir büyük hata yapabiliyor. Dolayısıyla biz de son 20 yıl içinde maçın skoruna ve ligin gidişatına etki edebilecek 10 hakem hatasını bir araya getirdik
Beşiktaş - Fenerbahçe 2-2 (16 Kasım 1991): Türk Futbol tarihinin hala sonuca ulaşılmamış, bir karara varılamamış hakem hatalarının en büyüğü bu maçta yaşandı desek yanlış sayılmayız. Dolayısıyla bu olayı bir 'hata' olarak değerlendirmek belki de yanlış. Üstelik bu olayı yaşamak Çağdaş Türk Hakemliği'nin en önemli ismi Ahmet Çakar'a nasip oldu. "Büyük hakemler büyük hatalar yaparlar" cümlesinden hareketle hadiseyi pek yadırgamıyoruz başta belirttiğimiz Collina profilini de aklımıza getirerek. Ama tek bir bildiğimiz var ki 88. dakikada Fenerbahçe 2-1 öndeyken Mehmet Özdilek'in vurduğu topun çizgiyi geçip geçmediğini hala, ancak onunla beraber pozisyonun içinde yer alan Engin İpekoğlu, Semih Yuvakuran ve Müjdat Yetkiner biliyor diyebiliriz. Maçtan ilginç bir not, golü veren yardımcı hakem maç sonrasında Mehmet Özdilek'in centilmenliğini öne sürerek "Mehmet golden sonra kendinden çok emin sevinince, golü vermemde onun kişiliğine olan güvenimin de etkisi oldu" demişti.
Beşiktaş - Fenerbahçe 2-2 (16 Kasım 1991): Türk Futbol tarihinin hala sonuca ulaşılmamış, bir karara varılamamış hakem hatalarının en büyüğü bu maçta yaşandı desek yanlış sayılmayız. Dolayısıyla bu olayı bir 'hata' olarak değerlendirmek belki de yanlış. Üstelik bu olayı yaşamak Çağdaş Türk Hakemliği'nin en önemli ismi Ahmet Çakar'a nasip oldu. "Büyük hakemler büyük hatalar yaparlar" cümlesinden hareketle hadiseyi pek yadırgamıyoruz başta belirttiğimiz Collina profilini de aklımıza getirerek. Ama tek bir bildiğimiz var ki 88. dakikada Fenerbahçe 2-1 öndeyken Mehmet Özdilek'in vurduğu topun çizgiyi geçip geçmediğini hala, ancak onunla beraber pozisyonun içinde yer alan Engin İpekoğlu, Semih Yuvakuran ve Müjdat Yetkiner biliyor diyebiliriz. Maçtan ilginç bir not, golü veren yardımcı hakem maç sonrasında Mehmet Özdilek'in centilmenliğini öne sürerek "Mehmet golden sonra kendinden çok emin sevinince, golü vermemde onun kişiliğine olan güvenimin de etkisi oldu" demişti.
Fenerbahçe - Çaykur Rizespor 1-1 (8 Kasım 2003): Türk Futbolu'nun ve Fenerbahçe'nin başı bir başka Kasım ayında yine bir büyük hakem hatasıyla ağrıdı. Ali Aydın'ın yönettiği maçta Çaykur Rizesporlu Victoria 41. ve 85. dakikalarda çift sarı kart görmesine rağmen oyunda kaldı. Maç 1-1 sona erdi ancak daha sonra olay rahatlıkla tespit edilince maç tekrarlandı. Hakem Ali Aydın'ın bu olayın da etkisiyle hakemliği bırakması bir yana tekrar maçını Fenerbahçe 4-1 kazanıp sezon sonunda da şampiyonluk ipini göğüsleyince, Fenerbahçe'nin şampiyonluğu üzerinde bir çok hipotez üretildi. O günden sonra maç tekrarı istemlerinde (kural - hakem hatası ayrımının bulanıklaşmasının da etkisiyle) bir enflasyon yaşanınca ve dönemin Beşiktaş teknik direktörü Mircea Lucescu kaybedilen şampiyonlukta bu maçın payını sürekli dile getirince, bu hata da tarihteki yerini aldı.
Galatasaray - İstanbulspor 3-2 (12 Nisan 1997): 12 Nisan 1997 tarihinde Gheorghe Hagi 2-2 devam eden Galatasaray-İstanbulspor maçının uzatma dakikalarında penaltıdan topu ağlara gönderdiğinde takımına belki şampiyonluk yolunda çok önemli bir adım attırmış ama bununla beraber yıllarca konuşulacak bir efsanenin de sayfalarını açmıştı. İnönü stadında kapalı bir ilkbahar öğlesinde oynanan maçta Galatasaray 2-0 önde götürdüğü maçta kalesinde gördüğü 2 gole engel olamadı. Maç bu şekilde devam ederken Vahap Beyaz uzatma dakikalarında Arif'in ceza sahasında İstanbulsporlu futbolcu tarafından düşürüldüğü gerekçesiyle penaltı noktasını gösterdi. Düdük, dürüst olmak gerekirse %100 yanlış bir düdüktü. Ama bunun dışında golün olma dakikası (bugün bu dakikanın 100 olduğunu iddia edenlere dahi rastlanmakta), Arif'in rakip oyuncuyla arasının en az 50 santim açık olması, Galatasaray'ın 4 senelik serisinin ve UEFA Kupası'nın aslında bu karara bağlı olduğu, Ali Şen'in MHK Başkanı Ahmet Güvener ve "Çetesi" hakkında bir dolu açıklaması dahil bir çok şey konuşuldu ve hala konuşulmaya devam ediyor.
Vanspor - Beşiktaş 0-0 (26 Ocak 1997): Türk Futbolu'nda yaşanan "elle müdahale" hadiselerinin belki de en ünlüsü 8 yıl önce Sergen'in Vanspor maçında kullandığı frikik atışını barajda yer alan Vansporlu Aykut'un Dikembe Mutombo'yu hatırlatır bir biçimde ceza alanı içinde bloklamasını Metin Tokat'ın es geçmesiyle yaşandı. Aslında söylenecek çok fazla bir şey yok. Açık ve net bir hakem hatası. Sadece şu anektodu verip bitirelim. Murat Murathanoğlu'nun bu maçtan sonra Ercan Taner'e söylediği "hareket nizami, top inişe geçmemişti" cümlesi bile fazla söze gerek olmadığını gösteriyor bize göre
Bordeaux - Milan: 3-0 (19 Mart 1996): Aslında başlıktan da anlaşılacağı gibi bu hatanın Türk Futboluyla ilgisi işin hakem tarafında karşımıza çıkıyor. 1996 yılında UEFA Kupası yarı finalinde Milan ilk maçta kendi evinde Bordeaux'yu 2-0 mağlup etti. 15 gün sonraki rövanşta maçın hakemi Ahmet Çakar'dı. Bordeaux sürpriz bir biçimde ilk önce 2-0 öne geçerek toplamda eşitliği sağladı. Derken sol kanattan kazanılan serbest vuruşta topun başına Zinedine Zidane geldi. Atışı kullandı, kaleciye doğru giden top büyük bir hata yaparak barajın arkasında duran Ahmet Çakar'a çarptı ve yön değiştirerek ceza sahasının dışına doğru yöneldi. Ahmet Çakar'ın bu güzel pasını boş geçmek istemeyen Christophe Dugarry de topun gelişine vurdu ve maçın skorunu tayin ederek Milan'ı kupanın dışına gönderdi: 3-0. Maçtan sonra Fabio Capello yenilginin faturasını Ahmet Çakar'a kesti. Ahmet Çakar bugün hala golde kendi hatasının olmadığını savunuyor ve işi abartıp “evet kardeşim Costacurta’yla Maldini arasından yükseldim kafayı vurdum ben attım, var mı diyeceğiniz” diye dalgaya vuruyor ama pozisyonu gözlerimizle gördük. Tezimizde ısrarlıyız.
Beşiktaş - Gençlerbirliği 1-1 (6 Şubat 2005): İşte bir başka kural hatası daha. Beşiktaş ile Gençlerbirliği arasında yapılan maçta hakem Kuddusi Müftüoğlu maçın 58. dakikasında Gençlerbirliği lehine bir serbest vuruşa hükmetti. Ali Tandoğan atışın yapılmasına izin veren ilk düdükten sonra atışı kullandı, o sırada Beşiktaş barajındaki Tayfur Havutçu erkenden yerini terk edince Müftüoğlu barajın ihlal edildiği gerekçesiyle ikinci bir düdük çaldı, ancak top bu ihlale rağmen Beşiktaş ağlarına gidince Kuddusi Müftüoğlu, bu sefer de golün geçerliliğini ilan eden üçüncü bir düdük çaldı ve ortaya yöneldi. Sonuç gözlemci Taner Yalçındağ'ın bunu rapor etmesi ve maçın tekrar edilmesi, Kuddusi Müftüoğlu'nun da 5.8 notuyla bir süre dinlendirilmesi oldu. 9 Mart 2005'te tekrarlanan maç 0-0 sona erdi.
Galatasaray - Fenerbahçe 2-2 (21 Eylül 2003): 2003-2004 sezonunun ilk yarısında oynanan ve Olimpiyat Stadı'ndaki ilk büyük derbi olma özelliğini taşıyan bu maç yoğun güvenlik tedbirleri sebebiyle gündüz saatlerinde oynanmıştı. Karşılıklı gollerle geçen maçın 86. dakikasında Galatasaray'ın kullandığı köşe vuruşunda Hakan Şükür topa iyi yükseldi ve kafayı vurdu Fenerbahçe kalesine doğru yönelen topu Fenerbahçe'nin Brezilyalı oyuncusu Fabio Luciano gözle görülür biçimde blokladı. Ancak sorun şu ki söz konusu topu "eliyle" bloklamış ve futbol kurallarının dışına çıkmıştı. Hakem Muhittin Boşat pozisyonu devam ettirip maç 2-2 bitince Galatasaray camiası ayaklandı. Maçtan geriye bir çok tartışma ve maç bitiminde koridorlarda pozisyonu televizyondan izleyerek yaptığı hatayı gören Muhittin Boşat'ın "yandık" der gibi görünen surat ifadesi kaldı.
Ankaragücü - Beşiktaş 1-0 (1987): 1986-87 sezonu hakemlerimizin sadece Ahmet Çakar örneğinde görüldüğü gibi asist açısından değil son vuruş açısından da çok yetenekli olduklarını kanıtlarcasına bir olayı barındırdı. Hakem Ahmet Akçay o sezon yönettiği Ankaragücü-Beşiktaş karşılaşmasında, pozisyonun içinde olma şartını biraz abartarak kale direğinin 4-5 metre yakınına kadar girince, 85.dakikada Ankaragücülü oyuncunun çektiği şut omzuna çarparak yön değiştiriyor ve Beşiktaş ağlarıyla buluşuyordu. Maçı "1-0" kaybeden Beşiktaş 1 puanı Ankara`da bırakıyordu. Bu hatanın, o sene Galatasaray'ın 14 sene sonra şampiyon olduğu ve Beşiktaş'ın 1 puan farkla şampiyonluğu (hem de son iki haftada iki puanlı sistemde 3 puanla öndeyken) kaptırdığı senede olmasından hareketle, bugün aynı hadisenin olması halinde yaşanacakların ne olabileceğini düşünmek bile istemiyoruz.
Galatasaray - Beşiktaş 1-2 (4 Nisan 2004) : Ali Aydın özellikle bir Fenerbahçe-Galatasaray derbisinde sarı kırmızılı takım oyuncularına 4 kırmızı kart göstererek bir anda ülkenin en çok konuşulan hakemi haline gelmişti. Genelde yönettiği maçlarda başarılı olan, ancak bazı kararları çok tartışılan genç hakemin mesleğini bırakmasına neden olan maçta verdiği kararlar ise uzun süre konuşuldu. Fenerbahçe - Rizespor maçında yaptığı büyük hatadan sonra kendisine verilen böylesine önemli bir maçta yaptığı hatalar gerçekten çok ilginçti. Beşiktaş'ın iki penaltıyla kazandığı maçta, özellikle siyah-beyazlıların ikinci penaltısı çok tartışıldı.Fenerbahçe ile şampiyonluk için yarışan Beşiktaş'ın bu galibiyeti Galatasaray'ın olduğu kadar Fenerbahçe'nin de tepkisini çekmişti. Galatasaray yönetiminin maç sonrası günlerde yaptığı sert açıklamalar sonrasında Ali Aydın görevi bıraktığını açıkladı.
Konyaspor - Fenerbahçe 2-4 (1 Ekim 2005): İşte Türk Futbolu'na hakemlerin son hediyesi. Birkaç hafta önce Konya'da oynanan maçta maç 2-0 Konyaspor lehine devam ederken ceza sahası içerisine yükselen topta Anelka ve Konyaspor kalecisi Özden arasındaki mücadele sonucunda top Konyaspor ağlarına gitti. Maç 4-2 Fenerbahçe lehine sonuçlanınca bir anda ligimiz yine karıştı. Ortada Anelka'nın elle müdahalesi veya kaleciye bir faulü olup olmadığı tartışması değil, bir anda temiz bir lig isteğinin diğer üç büyük kulübe malum olması da vardı. Ama diğer yandan pozisyonun da net bir hakem hatası olduğu açıktı. Özellikle Nobre'nin birkaç hafta önce yine elle müdahale yardımıyla kaydettiği golün daha anıları silinmeden bu golün olması rakiplerinin büyük tepkisini çekti.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder