Maç günü dedin mi şöyle bir duracaksın. Bir gece önceden havası gelip ciğerlerine dolar, sen farkında olmadan. Hareketlerini, yediğini, içtiğini, konuştuğunu bile etkiler. Uyuduğun saate bile dikkat edersin. Çünkü ertesi gün maçta bütün duyularını tek bir şeye odaklaman lazımdır. Tek bir saniye bile kaçırmadan. O yüzden 12 Ocak 2008 akşamı yatağa girdiğimde normalde yatağın içindeyken yapılan TV destekli gevşemeye bu sefer yer yok. Ertesi gün kalkıp iyi bir kahvaltıyla stadın yolunu tutmak lazım. Ben de öyle yapıyorum. FC Utrecht- SC Heerenveen maçı Hollanda Saati ile 14:30’da. Sabah gazetelere şöyle bir bakıyorum. Utrecht kendi evinde ligin en kötü performanslarından birine sahip. Heerenveen ise haftalardır Afonso Alves transferi ile uğraşmakla meşgul. Artık kulüp formasını giymeyeceği açıklanmış hafta içi. Heerenveen bu halde geliyor Galgenwaard’a.
Amersfoort’taki evimin önünden istasyona gidecek otobüsü beklemeye başlıyorum. Önce kısa bir otobüs, sonra kısa bir tren, son olarak da taraftarlarla toplu halde yine kısa bir otobüs yolculuğu. Saat 13:25’te otobüse biniyorum. 13:40’ta istasyondayım. Utrecht’e giden treni 1 dakikayla kaçırıyorum ve 13:55 trenine razı oluyorum. Utrecht istasyonuna 14:10 sularında yaklaşıldığında kırmızı formalı bir kalabalık kapıya doğru hareket ediyor. Stada giden otobüs 14:15’te kalkacak ve ona yetişmek için trenden sonra ufak bir depar atıyoruz 20-25 kişilik grupla. 14:15’te otobüsteyiz. Hollanda’da normalde yasak olan ve hiçbir otobüste göremeyeceğiniz manzara konu futbol olunca unutulmuş durumda. İçeride sigara ve ot içenler ve bira kutularının arasında dumanlar eşliğinde Galgenwaard’a ulaşıyoruz, yol boyunca bisikletle maça giden neredeyse 500 kişiyi geride bırakarak. Stadın önünde herkes yetişme telaşında. Saat 14:25. Güvenliği sağlayan steward’lardan birine Kuzey G tribününün nerede olduğunu soruyorum. Beni bir yere gönderiyor ama yürürken yanlış yolda olduğumu biliyorum. Gönderdiği yere yaklaştığımda emin oluyorum. Güney tribününe gönderildim ve sadece 3 dakikam var. Koşarak geri dönüyorum. Aynı steward’ın önünde hızla geçerek tribünü kendim buluyorum. Kapıda ufak bir kalabalık ve yumuşak bir aramadan sonra içerideyim. Saatim 14:30’u gösterdiğinde ise yerimde. Utrecht sağ beki Tim Cornelisse’yi uzansam tokatlayacak mesafede ikinci sıranın başındayım. Bunu farkettiğim anda da maç başlıyor.
Ben fotoğraf makinesini ayarlama işiyle uğraşırken Heerenveen sağ çaprazdan bir free-kick kazanıyor. Daha 40. saniyeler. Hırvat Danijel Pranjic topun başına geçiyor, Ön direğe yerden ortalıyor, kaleci Michael Worm topu ellerinin arasından yumurtluyor. 0-1 ! İlk dakika şokuyla ancak tribünlere bakıyorum. Utrecht tribünlerinin taraftar grubu True Support doğu tribününü tıklım tıklım doldurmuş ve sürekli ayaktalar. Stadın bulunduğum kuzey ve güney tribünü de dolu. Batı tribününde ilk golden sonra havalara zıplayan Heerenveen’li 40 kişilik grupla Utrecht tribünü arasındaki boşluk dışında orası da dolu sayılır. Sonradan stadda 21.000 kişi olduğunu öğreniyorum. Bir şeyi daha farkediyorum ki hemen yanımda oturan iki genç bayan da Heerenveen taraftarı, golden sonra onlar da havaya zıplıyor. Ardından Sırp oyuncu sol açık Miralem Sulejmani Utrecht’in sağ kanatını bir haylı zorluyor. Utrecht de şuursuzca bastırıyor. Tribünler henüz gazı almamış durumdalar. Ben de fırsattan istifade etrafa bakıyorum. Güvenlik görevlileri sürekli methini duyduğumuz şekilde, sahaya 1 saniye bile bakmıyorlar. Sürekli gözleri üzerimizde. Tribünlerin % 30’u bayanlar ve küçük çocuklardan oluşuyor. 3 yaşından 70 yaşına kadar herkes mevcut. Yanımdaki iki genç bayandan ziyade diğer sıranın başında 50’li yaşlarda bir çift var. Fark ettiğim evin hanımının daha fanatik olduğu. Maç boyu 7-8 sigarayı tüttürmesinden ve karnı acıktığında maçtan kopmamak için kocasını göndermesiyle iyice emin oluyorum.
Dakika 27. 2 metrelik Gerald Sibon soldan Sulejmani’yi kaçırıyor. O ortalıyor. Amerikalı Michael Bradley topu kaleci Vorm’un müdahalesine rağmen Utrecht kalesinin tavanına gönderiyor. 0-2. Utrecht için kendi evinde yaşanan bir hüsranın daha çanları çalıyor. Kalan 18 dakika kimsenin bir şey yapmaya niyeti yok. Heerenveen dinlenmek, Utrecht’te tekrar şarj olmak için devreyi bekliyor. Tribünler de öyle. Hakem Bas Nijhuis devreyi bitiren düdüğü çaldığında tribünler hamburger kuyruğuna koşuyor. Devre arasında da Utrecht’li ve Heerenveen’li miniklerin penaltı turnuvasını izliyoruz. Ta ki FC Utrecht iki değişiklikle ikinci yarı bize enfes bir futbol günü yaşatmak için sahaya çıkana dek.
Arkası yarın.
1 yorum:
güzel...... Real Football Factories International'ın Hollanda bölümünde Danny Dyer Utrectlilerle de konuşmuştu.Doğu tribünü diye bahsettiğin yerde oturanlarla.
Yorum Gönder