Yurt dışında geçirilen ilk yılbaşım oldu. Hollanda'nın ilginç bir yılbaşı kültürü var. Bir bakıma akıllı adamlar. Bir kere herkes saat 23:00'e hatta gece yarısına kadar evinde, ailesiyle yılbaşına giriyor. Sonra da sokağa çıkıyorlar. Bir grup, dün akşam sisten binanın 50 metre önünü bile görememize sebep olan havai fişek çılgınlığına başlıyor. Bir ara ışıltı ve gürültüden Almanya 1944’ten sonra Hollanda’yı tekrar bombalıyor zannettim. Polis sürekli sokaklarda. Bir grup, (özellikle 40 yaş üstü kesim) saat 01:00’dan sonra açılan (evet barların hepsi saat 11’e kadar kapalı, sebebi de geçtiğimiz senelerde bu havai fişek çılgınlığı sebebi ile dükkanların bazılarında yangınların çıkması) barlara akın ediyor. Genç nüfusun neredeyse hepsi gece yarısından sonra bisiklet kasalarında bira kutularıyla ev partilerine akın ediyor. Sokakta bu ev partilerinin sesleriyle yürüyorsunuz. Genelde sokaklar boş. Tabi Amsterdam’da böyle değildi. Dam Meydanı’nda aşağı yukarı 30 bin insanın olduğu bildiriliyor. Tabi henüz Hollanda’daki 2. haftamız olduğundan ev partilerine davet edilecek çevreyi yapamadık. Seneye kısmetse.
Faslılar ne yapıyor. Araba yakıyor. İzin olmayan yerlerde ateş yakıyor. Dün bizim bulunduğumuz kent Utrecht’te 14 araç yakıldı. Bir çok kişi göz altına alındı. Sırf bu yüzden Utrecht’in merkezine gittiğimizde arabamızı kapalı otoparka bırakmak zorunda kaldık. İlginç bir not, Utrecht’te Faslıların oturduğu mahallede belirlenen 80 kişinin sokakta birbirleri ile ya da başka insanlarla bir araya gelmesi yasak. Bu insanlar tek başlarına yaşamaya mahkum edildiler. Sebebi ise söz konusu mahallede ne zaman bir suç olsa bu belirlenen 80 kişinin şüphelileri olay yerinden kaçırıp evlerinde saklamaları.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder