4 Ocak 2008 Cuma

MEL GIBSON



Mel Gibson bugüne kadar 4 film yönetti. The Man Without A Face, Brave Heart, Passion ve Apocalypto. Passion dışında kalan üçüne laf söyleyene şüpheyle bakıyorum. Passion'a tüm dünya tepkiliydi ama ben o kadar değilim. Gibson 6 çocuklu çok koyu bir katolik. Adam filmi çekme amacı olarak "öbür tarafta Tanrı bana, dinin ve benim için ne yaptın dediğinde elimde bir şeyler olsun" felsefesini benimsemiş. Pearl Harbor’u çekip “bakın biz savaşın acılarını gösteren film yapıyoruz” diyip toplanan kan yardımlarının coca-cola şişelerinde biriktiği sahneler yapıp, saman altından popülizm yapacağıma Mel Gibson gibi açık açık amacı belli propaganda yaparım daha iyi.

Mel Gibson’ın filmleri genelde oldukça maçodur. Kadın karakterler çok edilgendir. Ama Brave Heart’taki savaş sahneleri, Apocalypto’daki ormanda geçen sahnelerin neredeyse tümü, makyaj ve kostüm çalışmaları takdir edilesidir. Gibson’ın filmlerinde çok yalın, çiğ bir hava var. Zaten Apocalypto’yu Mayaca, Passion’u Aramice dillerinde çekmesi bile altyazı okumaya sinir olan Amerikan seyircisi karşısında büyük bir cesaret örneğiydi. Hem İskoçları hem Mayaları anlattığı filmdeki bazı sahneler sinemada bana gore ilkler içeriyordu. Şahsen, şu anda planladığı bir film olmasa da bir sonraki yönetmenlik denemesini merakla bekliyorum.  

1 yorum:

Adsız dedi ki...

Brave Heart cidden bir kaç gün aklıma geldikçe sevgilimden ayrılmışım hissiyle başbaşa kalmama neden olmuş ender filmlerdendir. Özellikle sonu itibariyle çocukluğumun ikinci bir ağlama krizine neden olan filmler vakasına sebep olmuştur. (İlki nedir diye sorucak olursanız Maske filmidir, Jim Carry hapisteyken "pencerenin" altından havlayıp beni şimdi bile filtreli dertlere gark eden köpeciğin olduğu sahneyle.) Ancak aynı güzel sonu Apocalypto'da yakalayamadım, hatta "Maya'ya özgürlük getirdik!" cümlesini sarf edip kendi kendime dakikalarca dalga geçtim, sanki tüm o sonunda verilmek istenen mesaj için kurgulanmış gibi geldi, soğudum, tiksindim.

Ayrıca bu ve diğer tüm sinema yazıları için sitenizin yazarlarına teşekkürü bir borç bilirim.