Geçtiğimiz perşembe. Euro League 3. Maçı….Rakip Litvanya semalarından Lietuvos Rytas…. Maç boyu Fenerbahçe kontrolünde geçen ama sonlara doğru sıkıntıya giren bir maç... Solomon’un son salise atışıyla kazanılıyor. 81-79…Seviniyoruz.. Hemen arkadaşlarla maçın kritiği için login oluyoruz…”Kanka son anda çıktı elinden ha, belki de süre dolmuştur)”… “...tir et iyi oldu iyi” Karşılıklı kopmalar.. ”itiraz etmişler galiba son baskete…uzayabilirmiş” yerle yeksan olma, kopma online tekrar…
Ardından haftasonu Ankara deplasmanı planları..Gündemimiz değişiyor….
Derken televizyon kapatılıp duşa giriliyor, yemek yeniyor..Aradan geçen zaman hemen hemen 1 (yazıyla bir) saat…Tekrar bilgisayar başındayız.
Sağ alttan msn iletisi :
“olm maç uzadı galiba”
“hahahahahaahah…..tir lan..kim diyo”
“Salondan haber var…”
“Lan 1 saat oldu…Hani bağlanmamış ki televizyon”
“Isınıyolarmış abi…”
Ve….hakkaten de bağlanıyor ve ekranda göründüğü anda hepimizi koparan Murat Murathanoğlu…yüzünde ”ulan başlarım böyle işe, hala niye buradayız ya” edasıyla sandalyeye yayılmış vaziyette…. Bomba yorum veriyor alttan hemen “yani Yiğit …NBA bu yüzden NBA abi…adam kararını 20 dakkada veriyo işe” Kopuşlar inletiyo evi….
Salon hemen hemen boş…Hatta parmakla sayabileceğimiz litvanyalı seyirciler baskın durumda….Oyuncular duştan gelmiş….
Oynuyoruz…Gerekeni yapıyoruz..2 yerine 4 fark oluyor….95-91….
Televizyonu çekinerek kapatıyoruz..Herhalde bitti bu sefer…
Bu da mı sayı değil hakim bey…Bu da mı değil?
by Barad-dur
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder