2 Nisan 2008 Çarşamba

BEN DE İDAMA KARŞIYIM



Bir insanı öldürmek, varoluşumuzun en aşağılık eylemlerinden birisi. Bunun kanuni yollarla yapılması da "idam cezası". Kanunların yardımı ile ve onlara dayanarak bir insanın hayatına son veriyorsunuz. O insanın ölüme giderken, öleceği saati bilerek yaşamasının nasıl bir duygu olduğunu hissetmek imkansız. Peki, bu düşüncelere sahip bir çok insan var dünyada. Ama bugün bir haber var gazetelerde. Linki burada. Özeti de şu:

AĞRI'ya tayin edilen matematik öğretmeni E.B.'ye, kiraladığı evini boyayan Muharrem Seven ve Barış Torun adlı kişilerin yaptırdıkları yedek anahtarı kullanıp gizlice girerek iki gün süreyle tecavüz etmesi olayına kentte duyulan öfke artarak devam ediyor. İlk görev yeri Ağrı'da, zorbaların 2 gün süreyle eve kapatıp tecavüz ettiği öğretmen E.B., nice umutlarla gititği bu kentten memleketi Konya'ya dönerken, bir yıl süreyle rapor aldığı ve psikolojik tedavi göreceği belirtildi.

Öğretmen E.B., yeni görevine başlayamadan, boya yaparken kiraladığı evin yedek anahtarını yaptıran boyacılar Muharrem Seven ve Barış Torun'ın tecavüzüne uğradı. Geçen hafta eve giren boyacılar, genç öğretmene iki gün tecavüz etti, direnince dövdü, ziynet eşyasına el koydu.Meslektaşlarının kendisini merak edip evine gidince bitkin halde buldukları E.B. hastaneye kaldırılırken, yakalanan Muharrem Seven ile Barış Torun tutuklanarak Ağrı Cezaevi'ne gönderildi.

Sevk edildiği sağlık kuruluşundan kendisine bir yıl süreyle ‘iş göremez' raporu verilen E.B. ailesinden yardım istedi. Milli Eğitim Müdürlüğü’ne başvuran E.B., “Hayatım karardı, artık Ağrı'da bir saniye kalmak istemiyorum” diyerek tayin dilekçesi verdikten sonra, olayı öğrenip Ağrı'ya gelen yakınlarıyla birlikte memleketi Konya'ya döndü. Doktorlar, E.B.'nin en az bir yıl psikolojik tedavi göreceğini söyledi.


Tamam insanlık, tamam ilkellikten, primitiflikten uzak durma, tamam insanın temel hak ve özgürlükleri ama, peki bu yukarıdakileri nasıl engelleyeceğiz. Bunu yapan "yaratıklar" (insandan bağırsaklarda yaşayan bakterilere kadar her canlıyı bunlarla bir tutmak haksızlık olacağından "yaratık" diyorum) nasıl engellenecek. Daha öğretmenlik hayatının başında, gençlere bir şeyler öğretmek, onlara doğru yolu göstermek amacıyla yola çıkan bu kızın 1 yılını, alt üst olan hayatını nasıl geri vereceğiz. O 2 gün boyunca vücuduna zorla giren et parçasının, yediği dayağın hesabını kim verecek. Bazen düşünüyorum. Evet ben de idam cezasına karşıyım. Ama idam cezasının bu tip mahlukatlara ödül olacağından. Bunlara başka bir şey yapmak lazım. 
 

4 yorum:

biggins dedi ki...

Bunlar gibi şerefsizler için idamı her zaman desteklemişimdir. Zaten cezaevlerinde bu tip suçluları "ilk gece" fantazisiyle bekleyen bir çok insan da var.

Gökçe dedi ki...

Insanlik idam cezasini iskenceyi yasak ayip sayacak kadar masum degil, masumluktan ote, bir takim sinirlamalar kalktiginda igrenc. Onun icin hapisane de ilk gecesi var, idami var iskencesi var. Bu adamlara idam olmaz ama Barda filminin sonu geldi aklima...

Insan iyi bir varlik degil...

Adsız dedi ki...

Hala hatırlarım seneler önce müzisyen Erdim SERTOĞLU kaçırılmıştı, gazetelerde gündemi meşgul etmişti uzun süre, babası da sanırım gazeteci idi ,o zaman ki çocuk aklımla bulunur diye umutla beklemiştim, hatta dualar etmiştim ama bulunan sadece ölü bedeni olmuştu. Katilleri de arabasına aldığı otostopçu iki sevgili çıkmıştı.O günlerde farkına varmaya başladım bu insan denen varlığın neler yapabileceğini, acımasız olabileceğini ve sonrasında da anladım ki bu insanların değiştirilemeyeceğini. Bu böyle devam etti defalarca ve defalarca benzer olaylar gördüm, gördük.Ne oldu ateş düştüğü yeri yakar vah vahlardan öteye gidemedik. Sonra da unuttuk devam eden hayat sürecinde.Öğretmenimiz inşallah kısa sürede kendini toparlar, hayata yeniden umutla bakmaya başlar ve mesleğine geri döner.
Bu yeni şerefsizlere de ..t korkusu ile beraber can korkusuda diliyorum geriye kalan hayatlarında ve umarım Erdim'in katilleri gibi yanlışlıkla tahliye edilmezler ileride ki muhtemel Rahşan affı benzerlerinde.

Adsız dedi ki...

dişe diş göze göz, .öte .öt olsun...