31 Mayıs 2010 Pazartesi

İNGİLİZ CENTİLMENİ



Fair-play ve kart görme konusunda iki uç örnek verelim. Dünya tarihinin en hızlı kart gören oyuncuları ve koskoca kariyeri kart görmeden tamamlayan İngiliz centilmeni.

İngiliz futbolunun en hızlı kırmızı kartı 2001-02 sezonunun açılış haftasında. Sheffield Wednesday kalecisi Kevin Pressman maçın 13. saniyesinde Wolverhampton oyuncusu Temuri Ketsbaia'nın şutunun ceza sahası dışında tuttuğu için oyun dışı kalıyor. Avrupa Ligleri göz önüne alındığında bu rekor daha aşağıya çekiliyor. 9 Aralık 1990 tarihinde Bologna-Parma maçı başladıktan 10 saniye sonra Bologna'lı Giuseppe Lorenzo rakip futbolcuya kasıtlı hareketten dolayı oyundan atılıyor. Milli takımlar seviyesinde ise bu rekor 56 saniye ile Uruguay'lı Jorge Batista'ya ait. 1986 Dünya Kupası'nda o yıllarda İskoçya Milli takımının oyuncusu olan Gordon Strachan'a yaptığı hareketten dolayı kırmızı kart görüyor. İşin içine oyuna sonradan giren oyuncuları kattığımızda daha da büyük bir rekor var. 0 saniye. Hadise şu. 2000-01 sezonunda Swansea City oyuncusu Jamaika'lı Walter Boyd bir frikik öncesi oyuna giriyor. Ancak oyuna girdikten sonra ve frikik atılmadan önce iki takım futbolcuları arasında çıkan arbede de, rakibini kucaklayınca kırmızı kart görüyor. Böylece oyuna girmesiyle çıkması bir oluyor. Bu sezon da Sulley Muntari, Inter'in Catania ile oynadığı maçta 79. dakikada oyuna girmiş ve 2 dakikada 2 sarı kart görerek (bunlardan sonuncusunda penaltıya malolmuştu) takımını 10 kişi bırakmıştı. Kabul edelim, "bana kırmızı kart göster" diye her maç çırpınan bir tek bizim Hasan Şaş değil.

Peki bu kadar heyecanlı arkadaşın yanında bir başka abide var. Kariyeri boyunca milli takım ve kulüp takımları dahil toplam 546 maça çıkmış ama bırakın kırmızı kartı, sarı kart bile görmemiş bir adamdan bahsediyoruz. Hem de 2 Dünya Kupası'nda da son maçlara kadar ilerlemiş bir adam. 1986 Dünya Kupası'nın gol kralı. Gary Lineker. 16 yıllık kariyeri boyunca Lineker, kart görmeden kariyerini tamamlamış bir adam. İngiliz centilmeni lafını illa kullanacaksanız Lineker'e kullanın. Bunun bir başka örneği de 1.88 boyu ve iri cüssesine rağmen hiçbir oyuncuya faul yapmamayı hayat felsefesi olarak edinmiş, 1948-74 yılları arasında futbol oynamış Galli John Charles'dır. İngiltere ve İtalya'da 600'ün üstünde maça çıkan Charles tek bir kart dahi görmemiştir.

7 yorum:

turhanatakan dedi ki...

bu istatistiği ilk duyduğumda inanmakta zorluk çekmiştim. işin aslı şu anda oynasa ve hocalarının verdiği taktiği uygulamaya çalışsa illa ki bir kart görürdü, ama 546 maçı sarı kartsız tamamlamış bir adamın şimdi de göreceği kart 3-5 olurdu herhalde.

ne olursa olsun inanılmaz bir istatistik, hiç mi kimseye tükürmezsin, çift dalmazsın arkadaş:)

Onur Erdem dedi ki...

John Charles'in da ayni seyi yapmisligi var vakt-i zamaninda... Lineker bu konuda ne tek ne de ilk...

olurolur dedi ki...

Reading'de Dave Kitson da 6 saniyede falan görmüştü galiba KK .

dinamyt dedi ki...

hiç kart görmemiş olmak çok övünülcek birşey midir acaba? pek ala hırstan ve defansif anlayıştan uzak olduğu da iddia edilebiliir bu tür bir oyuncunun...

Eray Güleryüz dedi ki...

@dinamyt'in değindiği nokta ilginç.Bazı maçlarda yorumcular "işte kart görüceksen böyle görüceksin" şeklinde kontratağı kesen futbolcuyu överler. Stratejik görülen sarı kartları, rakibe kasti,sakatlamaya yönelik hareketlerden ayırmak gerekir.

turhanatakan dedi ki...

bazı istatistikler gerçekten beynimizi zorluyor:) herhalde ortalama olarak bir oyuncu 10 maçta 1 sarı görüyordur. yani, 60 sarı kart civarında tamamlanacak bir kariyeri hani ne bileyim 10 sarı kartla tamamlasa lineker yine büyük iş. ama bir yandan 20-30 sene öncesine göre değişen futbol görüşünü de unutmamak gerek. linekerin oynadığı zamanın çoğunu hatırladığım için diyebilirim ki o yıllarda hücum oyuncuları yapı olarak aşırı agresif değilse maç içinde zaten bırakın kartlık faulü doğru dürüst faul bile yapmıyorlardı. o bakımdan şu anda da illa ki centilmen topçular olacağından bu alanda uç örnekler kim ona bakmak lazım. yani şu anda 10-15 yıldır düzenli oynayıp da çok az kart görenlerin istatistiği nasıl bilsek daha rahat konuşurduk. tahminim hem linekerin centilmenliği, hem de -daha baskın olmasa da çünkü 0 karttan bahsediyoruz- o zamanki oyunun etkisi vardır.
bir de benim sık başvurduğum "faul tekniği" lafının da etkisi illa ki vardır. benzer pozisyonu kartsız bir faulle geçiştirebilen oyuncular da var adamı biçerek durduranlar da. misal oyununun temelinde fiziksel mücadele olan kaptan bülent de çok aşırı kart görmeden tamamlamıştır kariyerini. öte yandan fatih akyel bir ara habire kart görüyordu.

lion's advocate dedi ki...

hiç kart görmemenin o kadar da iyi bir şey olduğunu düşünmüyorum. sadece çok kart görmekten iyidir.