Günü kızgın olduğum 2 kişiyle bitireyim dedim. Arka planda bir tanesi çalıyordu çünkü. Janis Joplin. Öldüğünde 27 yaşındaydı.
Sadece 27. Hiçlikten çıkıp gelerek, geride bir dolu klasik ve o eşsiz sesini bırakarak gitti. Bir otel odasında aptalca, yüksek dozda eroin ve alkolden dolayı ölmüş halde bulunarak. John Lennon'ın doğum günü için bestelediği şarkıyı kaydettikten sonra, o günü göremeden 5 gün önce. Yaşasaydı kısa müzik hayatına sığdırdığı bir dolu klasiklere bir dolusunu daha ekleyecekti. Onun o eşsiz sesinin yarattığı en güzel şarkıyı da verip diğer kızgınlığıma geçeyim.
"Summertime"Freddie Mercury. Ne denilebilir ki? O da 45'inde HIV virüsüne yenik düştü. Dünya tarihinin gördüğü en güzel sesli, Tanzanya doğumlu erkek vokali bir mikropa kurban verdik. Homoseksüel olmasına değil kızgınlığım tabi ki bu hastalığı, Jim Hutton isimli bir kuaförden düşüncesizce kaptığı ve kimseye söylemediği hastalığı. Sonra da 1991'de hastalığını ölümüne 24 saat kala açıklayıp bu dünyadan çekip gidişi. Homoseksüel olmasına rağmen hayatının ilk aşkı olan bir kadın için "Love Of My Life" gibi bir klasiğe imza atabilen bir adam. Ona da çok kızgınım. En az 5 tane efsane albüm daha yaratabilirlerdi. İsviçre'nin Montreaux kentinde adına dikilmiş heykel ve onun sesinden Queen'le bitirelim.
"Breakthru".
2 yorum:
Yüz yapımızı çok benzetirler nedense. O ayrı mevzu tabii ama böylesine müthiş bir sesin, bu kadar erken terk-i diyar etmesi üzücü hakkaten
Freddie Mercury'den daha sayısız eser dinleyebilirdik elbet ama zaten ziyadesiyle eser bıraktığını düşünüyorum kendisinin. Sololarla beraber 20'nin üzerinde albüm. Kaldı ki son aylarında diğer grup üyelerinden isteği yazabildikleri kadar şarkı yazmalarıydı. Gitmeden mümkün olduğunca çok ürün bırakma çabasındaydı. Ayakta duramayacak haldeyken de bunları yaptı. Sanırım yetinebileceğimiz kadarını bıraktı bize ama tabi ki yeni 1 kayıt büyük keyif verirdi.
Durumu kendisinin son zamanlarında sarfettiği bir sözle özetleyelim:
"Yarın ölsem gam yemem. Gerçekten herşeyi yaptım!"
F.M.
Yorum Gönder