11 Nisan 2008 Cuma
SEV DÜNYAYI NAH AÇILIR HER KAPI
Az önce Hollanda devlet televizyonunda sabah kuşağında çocuklar için yayınlanan School TV'yi izliyorum. Bir taraftan da kahvaltı yapıyorum. Bir süre sonra ekrana takılmak zorunda kaldım. Zira çocuklara yönelik kuşakta anlatılanlar karşısında ister istemez böyle davranmak zorunda kaldım. İlk önce sağlığa zararlı böcekler ve keneler hakkında 15 dakikalık öğretici bir program yayınlandı. Sonra da Amerika Birleşik Devletleri ve Rusya arasında günümüzde de devam eden Soğuk Savaş'tan bahsedilerek ABD'nin kapitalist, Rusya'nın komünist temelli bir ekonomi sürdüğünü, ABD'nin ilk atom bombasını kullanan ve aya ilk ayak basan ülke olduğunu, Rusya'nın ise uzaya ilk uyduyu ve ilk astronotu yollayan ülke olduğundan bahsedip iki ülkenin gelenekleri, siyasi çekişmeleri ve politikalarından örnekler verildi. 20 dakika boyunca. Program engelli bir kaç Hollandalı gencin yüzme ve badmintondaki başarıları üzerine hafif bir kuşakla sona erdi.
Hımmm, bir bakalım bizim sabah kuşağımızda neler vardı. Susam Sokağı, sev dünyayı açılır her kapı işte susam sokağı, kırpık, minik kuş, Hakan abi, Tahsin amca, en sevdiğim sayı 17 hi hi hi hi hi hi. Şimdi ne var. Lerzan Mutlu Siz Mutlu (ya da tam tersi), buna benzer bir çok bayanın aile trajedileri ve saçma sapan şarkıcı müsveddleriyle dolu 4 saat süren programları. Bunları izliyordu çocuklar evdeyken hafta içi. Şimdi de bunları izliyorlar. Sonra da bunları izleyerek büyüyen veya hala izleyen 20 yaşındaki üniversite gencine "Yaşar Büyükanıt hakkında ne düşünüyorsunuz?" diye sorulunca "hiç beğenmiyorum, bu seçimde ona oy vermeyeceğim" diye yanıt alıyoruz.
Adamlar bizim hala yetişkinlere öğretmekten korktuğumuz, toplum içerisinde konuşunca ayıplandığımız şeyleri, çocuklarına öğretiyorlar. Ne bekliyoruz ki?
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
5 yorum:
hocam cok guzel yazmissin, bilegine kuvvet...
Hocam, bence, büyüyünce "Sabah Sabah Seda Sayan"a meyleden Hakan Abi, Tahsin Amca travmalarıyla, "kapitalist ABD", "komünist Rusya" bilgilendirmeleri arasında bir yer bulmalıyız. Böyle bir cümleyle de ideal eğitim sistemini tanımlamış gibi oldum ya. Neyse. Saygılar.
son iki pragraftaki her kelimenin noktasına virgülüne katıldığımı belirtmek isterim...
sadece ufak bir duzeltme, sevdigim sayi 17 degil, "sevdigim sayi6":)
Hakikaten benim de dikkatimi çeken bir konuya deginmissin. Türk çocuk ve hatta "gençlik" programlari asla hedef kitleye hitap etmemekte. Çocuklara bebek, gençlere de çocuk muamelesi yapiliyor, hayatin gerçeklerinden özenle alikoyuluyorlar resmen.
"Program engelli bir kaç Hollandalı gencin yüzme ve badmintondaki başarıları üzerine hafif bir kuşakla sona erdi."
Türkiye'de engelli yok ki, göstersinler, demi ama?
(gazilerimiz üzerinden yapilan duygu sömürüsü hariç)
Yorum Gönder