20 Mayıs 2008 Salı
EUROVISION part I
Uluslararası milli duygularımızı kabartma yarışması Eurovision bu akşam başlıyor. Başlıyor diyorum. Zira adamlar yıllar geçtikçe işkenceyi uzattılar. İlk önce tek gün yarışma yapılır biterdi. Sonra yarı final denen bir şeyler çıkardılar. İki gün oldu. Bu seneden itibaren de 3 gün olacak. 2 yarı final, o yarı finallerin galipleriyle bir final. Seneye çeyrek final, en iyi üçüncüler, Güney Amerika galibi Avustralya kıtası galibiyle oynayıp katılacak. (bu bölümü salladım tabi yok öyle bir şey ama eli kulağındadır). Zaten organizatörler bu işi dünyaya yaymayı düşünüyorlar. Japonca, Çince işin içine girerse iyice koparız.
Neyse bu yarışmanın zerre kadar müzikal kalite içerdiğini düşünür müyüz? Hayır. Peki her sene izler miyiz? Evet. Bir kere eğlenceli, sonuçta puanlama bölümü gayet heyecanlı. BBC'den izliyorsanız Terry Wogan ustanın enfes yorumları var. Bir dolu hilkat garibesi şarkı görüp dalga geçme şansınız var. Ben her sene izlerim, Lordi'nin olduğu sene hele birayı açıp demlendim bile. Ha dolayısıyla evet hiç bir değeri olmayan bir yarışmadır ve evet her sene izlenmelidir.
Gelelim şu Türkçe-İngilizce olayına. Bu yarışmada 1991'den beri sadece 1 şarkı ülkenin kendi diliyle birinci olmuş. O da geçen seneki "Molitva". Onun dışında herkes İngilizce ile katılıyor. E bu yarışma "ülkelerin kültürlerini sergileme" yarışması değil "şarkı yarışması" olduğuna göre "kültürümüz elden gidiyor, İngilizce şarkı yaparsak kültürel asimilasyona izin vermiş oluruz, çamurdan olsun Türkçe olsun" diyen arkadaşlara yarışmanın bir zahmet geçmişine baksınlar diyorum. Adı üstünde şarkı yarışması, hedef birinci şarkı olmak, tarihimizdeki en iyi 4 dereceden 3 tanesi İngilizce şarkılarla gelmiş. Ayrıca kimsenin kültürü falan taktığı yok. Litvanya İtalyanca'yla katılıyor, İrlanda bu sene kuklayla katılıyor, Ukrayna geçen sene folyo kağıdına sarılmış bir uzaylı ve 5 dilin kombinasyonu olan bir şarkıyla katıldı, her şeyi bir kenara bıraktım, sokakta İngilizce bir şey sorduğunuzda tip tip bakarak Fransızca cevap veren, İngilizce düşmanı Fransa bile bu sene İngilizce ile katılıyor. Bu saydığım ülkeler sanırım yıllardır hala cumhuriyetle yönetiliyorlar ve bir kültür devrimi olmadı hatırladığım kadarı ile. En azından Eurovision kaynaklı.
Gelelim bu seneye. Dinledim şarkıları. Etek boylarının ortalaması yine dizin 20 cm üstü. Finlandiya işi tamamen metale vurdu. Bu sefer şarkı bile Fince. İrlanda dediğim gibi kuklayla katılıyor. İsveç'in şarkısı "Hero" tam Eurovision şarkısı, ilk planda birincilik adayım o. Sanırım Letonya korsanlarla katılıyor, Ukrayna'nın da koreografisi iyidir o da İsveç'in rakibi kannımca. Bizim şarkıya gelince. Tipik bir Coldplay, Muse veya Placebo şarkısı. Bu saydığım gruplar tanınmadan önce Eurovision'a katılsaydı ne olurdu sorusunun cevabı da bizim derecemiz aslında. Altyapısı en sağlam şarkı belki ama Eurovision şarkısı değil. Yarı finali geçemeyiz tahminim. İkinci sebebi de bizim yarı finaldeki grubumuzdaki ülkelerin hiç birinin gurbetçi gücü ülkelerinden olmayışı. Onların hepsi diğer tarafta. Aynı zamanda bu demektir ki finale çıkarsak ilk beşe gireriz. İşin ilginci Mor ve Ötesi favorilerim İsveç'in ardından, Ukrayna'dan önce sahne alacak. O arada ekranda bir hayli insan olur şansımız mı sanssızlık mı görürüz. Bizim grup perşembe günü sahnede. İlk yarı final grubu ise bu akşam.
Bu senenin hilkat garibesi Belarus'tan. Sözler harika. Steve Harris haltetmiş.
Hasta la vista baby
I'm gonna miss you maybe
You can be really happy
Though it's not fair
Şarkıları dinlemek için
Yarı final 1
Yarı final 2
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
2 yorum:
ispanyol sarkisi konusunda bi bilgin var mi bilmiyorum ama, burda konuyu cok irdelediler bu sarkiyla kendimizi rezil edicez diye, ama bi kismi da eurovision konusunu alaya alan bi sarki oldugunu dusunuyorlar, bakalim gorucez nasil etkilenecek
sabah ispanyolların parçasını tv de gördüm,hem şarkıcı hem de parça cok matrak..lordi favoroimdi 2 sene önce şimdiki favorim ise direkt ispanya :))
Yorum Gönder