2010 Dünya Kupası elemelerinden çıkan ilk finalistler belli oldu. Buna göre Tibet, Padanya, Wallonya, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Zanzibar, Batı Papua, Çeçenistan ve Okitanya ve Romani, Güney Afrika Cumhuriyetinde yapılacak finallere katılacaklar. Padanya'nın lideri Umberto Bossi yaptığı açıklamada kupada en büyük rakiplerinin Tibet olduğunu söyledi.
Nasıl iyi mi? Var mı bu ülkeleri tanıyan? KKTC'yi biliyoruz tabi, Tibet'i ve Çeçenistan'ı da. Diğerlerini? Tanısanız bile herhangi bir ulusal takım maçına rastladınız mı? Bu takımlardan ikisi Padanya ve Tibet, 7 Mayıs'ta Milano'nun "papazın çayırı" diyebileceğimiz, Inter ve Milan'ın maçlarına bir zamanlar ev sahipliği yapan Arena Civici Di Milano'da karşı karşıya geldiler. Bu iki takımla beraber yukarıda saydığımız takımlar "Non-FIFA Board" denilen ve siyasi olarak tanınmamış ülkelerin takımlarından oluşan bir federasyonun üyeleri. Yukarıdaki ülkelerin hiçbirinin bağımsızlığı dünya konjonktöründe kabul görmüyor. Padanya İtalya'nın Kuzeyinde sağ kanattan "Lega Nord" düşüncesinin bir ürünü olarak ortaya çıkan bir politik hareket aynı zamanda. Tibet'i zaten biliyoruz, maç sırasında tribünlerde rahiplerden oluşan bir "Tibet Freedom Curva Sud" grubu bile oluşturmuşlar. Padanya 14-2 kazandı maçı. Padanya'nın forvetinde ünlü İtalyan futbolcu, 40 yaşındaki Maurizio Ganz da forma giydi. Bu takımlar belirli aralıklarla birbirleriyle karşılaşıyor.
Zanzibar, Tanzanya'nın doğusunda Hint OKyanusu'nda yer alan bir ada, Çeçenistan Rusya'nın güneybatısında Kafkas dağlarında yer alan bir bölge, Okitanya Fransa'nın güneyi, ayrıca Torino, Kuzey İspanya ve Güney Fransa'da konuşulan bir Occitan dili de mevcut, Wallonya Belçika'nın 2 büyük bölgesinden Fransızca konuşulanı ve bayraklarında Horoz yer alıyor. Kimbilir bir gün bu tür ülkelere yenisi katılar ve kimsenin görmek ve duymak istemediği bir yerde kendi aralarında bir Dünya Kupası düzenleyebilirler. Katalunya, Bask, Yakutistan, Quebec gibi isimlerin de varlığı ile.
2 yorum:
ilgiç bir şekilde kktc de başarmıştır bu tip bir organizasyon yapmayı. ayrıntıları: http://www.elfcup.org/ adresinde mevcuttur.
Elf Cup biraz itiş kakıştan doğmuş yalnız. Viva World Cup'ın KKTC'de yapılması kararlaştırılmış önce. Ancak sonra organizasyon komitesi KKTC'nin "bazı takımlar gelemez, biz seçeceğiz gelecekleri" dediğini iddia etmiş. KKTC ise organizasyon için çok masraf çıkacağı gibi bir açıklama yapmış. Viva World Cup, bir son dakika değişikliğiyle KKTC'de değil Occitania'da yapılmış. KKTC de alternatif olarak Elf Cup'ı düzenlemiş aynı tarihlerde. Takımların bir kısmı oraya, bir kısmı diğerine gitmiş...
Güzel bir organizasyon aslında, ilk anda sempatik geliyor insana. Ancak bu sempatinin içinde uzak oluş da etkili. Zanzibar hakkında ne biliyorum ya da ne hissediyorum ki? "Zanzi Bar. Dostlukların Üleştiği Mekan. Sabah 04:00'a Dek Canlı Müzik. Ankara Oyun Havaları. Bahçede Bira 3 YTL" gibi cümleler geçiyor aklımdan en fazla. Bu takımın bir turnuvaya dahil oluşu hoş geliyor buradan. Lakin yarın bir gün "Kuzey Irak Kürt Federasyonu" diye bir takım çıkıp "ben de oynayacağım" dediğinde tavrımız ne olacak?
"Top benim, oynatmıyorum" mu diyeceğiz?
Çok ikircikli konu bu organizasyon...
Yorum Gönder