31 Mart 2010 Çarşamba

YES MINISTER



Bugünlerde tüm seriyi tekrar izlemeye başladığımdan yazayım dedim. 1980'lerin sonunda önce TRT'de daha sonra TRT-2'de gösterilmeye başlandığında henüz 10'lu yaşları atlatmış halde bakarken anlaşılması zor olan diyalogların yanında fiziksel komikliklere tebessüm ediyorduk. Derken yıllar sonra "Emret Bakanım" adlı diziyi bir başka kanalda yakaladım, şimdi de deliler gibi tüm bölümlerini izlemeye uğraşıyorum. "Married With Children" ve "Coupling"le beraber tepeye yerleştirdiğim bir seridir.

1980-84 arası "Yes Minister" 1986-88 arası "Yes, Prime Minister" adıyla yayınlanmış bir dizi, aslında bakıldığında toplamda sadece 5 sezon sürmüş, ama her bölümünü bugün alıp tekrar tekrar izlemek gerekiyor. Neredeyse 30 yıl önce dünya politikası ve sosyal konular üzerine yapılmış saptamaların hepsi bugün hala geçerli. Eğer elit sit-com diye bir şey olsaydı herhalde "Yes Minister" bu dalın açık ara birincisi olurdu. İnanılmaz kaliteli, zekice yazılmış, harika oynanmış diyaloglar ve karakterler. Sir Nigel Hawthorne'un canlandırdığı Sir Humphrey Appleby karakterini ayrı bir köşeye almak lazım. Muhteşem bir oyuncu olan Hawthorne'un olduğu her sahnede ağzının içine bakıyorsunuz. Paul Eddington ve DerekFowlds'un da hakkını vermek lazım. Bugün Hawthorne ve bakan James Hacker'ı oynayan Eddington artık hayatta değiller. Kesinlikle başyapıt niteliğinde bir komedi serisi. Ayrıca "English Rumour" denilen şeyin yine İngilizler tarafından kendilerine karşı kullandıldığını görmek de bambaşka bir zevk.

Bir kaç videoyu buraya koymadan geçemezdim. Sir Humphrey'in politik ve sosyal anketlerin nasıl saptırılabileceği ile ilgili denemesi, İngiliz savunma politikası ve İngiliz diplomasisi hakkındaki yorumları ve tabi ki Bakan Hacker'ın İngiliz basını hakkındaki saptamaları. Hepsi tekrar tekrar izlenmeli. En güzeli de yukarıda dediğimiz gibi, hala bu doğruların geçerli olması.

Jim Hacker: Don't tell me about the press. I know exactly who reads the papers:
The Daily Mirror is read by people who think they run the country;
The Guardian is read by people who think they ought to run the country;
The Times is read by people who actually do run the country;
The Daily Mail is read by the wives of the people who run the country;
The Financial Times is read by people who own the country;
The Morning Star is read by people who think the country ought to be run by another country;
And the Daily Telegraph is read by people who think it is.

Sir Humphrey: Prime Minister, what about the people who read the Sun?

Bernard Woolley: Sun readers don't care who runs the country, as long as she's got big tits.

9 yorum:

merlin dedi ki...

hehe, "Sun readers don't care who runs the country, as long as she's got big tits." harika bağlamış. Bu arada geçmişe gittim yayınladığı zamanlara. Güzel bir seriydi.

Adsız dedi ki...

Benim de 10'lu yaşlarda, yarı anlar durumda olsam da çok severek izlediğim bir diziydi. Peki şimdi nerde yayınlanıyor?

serkan utlu dedi ki...

hatta bu dizinin orjinalini radyodan dinleyebiliyorduk aynı anda, o zamanlar ingilizceden çakmazdım ama bu adamlar bana pek de sevimli geliyordu o zamanlar ...

turhanatakan dedi ki...

yazıda da geçtiği üzere çoğu espriyi anlayamasak da severdik bu diziyi, iyi kumaştı tabir-i caizse, anlardık.

Ahmet Bozada dedi ki...

elit sit-com diye birşey var ve emret bakanım da bunlardan biri bence. bir de frasier'ı eklemek isterim bu kategoriye. akıllarda iz bırakacak kadar doyumsuz bir diziydi,zira o yaşlardan günümüze taşıdığımız pek bir benzeri de yok.

bizim memlekette de bir tv verse de izlesek :)

Can dedi ki...

Kesinlikle gelmiş geçmiş en iyiler arasında. Bende bir ara yazısını yazmayı planlıyordum görünce mutlu oldum.

Yanlış hatırlamıyorsam Arap diplomatlarla bir içki sorunu vardı. Sir Humphrey bu problemi, "sayın bakanım Jack Daniel's bey telefonda", "Sayın bakanım Johnny Walker bey telefonda" diyerek çözüyordu. Aklıma kazınan sahnelerdendir.

asist time dedi ki...

Gecenler de bende izleme fırsatı buldugum diziler için top10 liste cıkarmıştım.

http://asisttime.blogspot.com/2010/03/son-20-yln-en-iyi-10-komedi-dizisi.html


yes minister, her zaman merak ettiğim ama bir turlu izleme fırsatı bulamadıgım dizilerdendi tekrardan hatırlamak guzel oldu. Artık iyice merak uyandırdı.

Adsız dedi ki...

english rumour or humor?

Erdal dedi ki...

Dizi güzel dizi hakikaten. Çocukluğumuzun çok şey anlamasak da güzel olduğu kanaatiyle izlediğimiz dizilerindendi.

Şu aralar tv'lerde gösterilmese de, Tivibu'nun standart üyelerinin izleyebileceği bir seçenek olarak mevcut. Reklam kokan bir hareket olduğunun farkındayım (Ttnet ile müşterisi olmam dışında uzaktan yakından herhangi bir ilişkim yoktur), ama bilgilenmek isteyenlere de yardımcı olmak istedim.