24 Haziran 2008 Salı

WIMBLEDON 2008



Dünyanın en prestijli tenis turnuvası dün başladı. Bu prestijini gerek dünya üzerinde kazanılması en zor turnuva olmasına borçludur (tenisçiler hepsi rüştünü ispatlamak için bu turnuvaya apayrı bir motivasyonla hazırlanır), gerekse de yıllardır değiştirmediği gelenekleri ile. Beyaz dışında hiç bir rengin giyilmesine izim olmaması, her yıl kent düşesi ve dükünün yürüttüğü kupa töreni, ışıklandırma gibi modernizasyonlarla uğraşmaması gibi...Tabi çimde düzenlenmesi de zorluğunu bir kat daha artırır. 2 hafta önce Roland Garros kumunda şampiyon olup Wimbledon ilk turunda madara olan bir dolu tenisçi vardır tarihte. Son yıllarda Nadal bu geleneği biraz bozar gibi oldu. Hatta İspanyol bu sene en iddialı haliyle turnuvaya geldi.

Erkeklerde ilk turun sürprizleri Davydenko ve Nalbandian'ın erken vedası oldu. Ermeni asıllı Arjantinli tenisçi Nalbandian turnuvanın 7 numaralı seribaşıydı ve Kanada'lı Frank Dancevic'e mağlup oldu. Davydenko ise 4 numaralı seri başı olarak geldiği Londra'dan Alman Benjamin Becker'e 3-0 mağlup olarak erken ayrıldı. Nadal'a gelince, her zamanki Wimbledon'ı gibi başladı. Çimlerin boyu uzun, dolayısıyla işi zor. 3 sette kazandı ama 6-4, 6-4 ve 7-6'lık setlerle. Nadal-Federer maçı çimlerin yokolup geri çizginin kuma döndüğü final günü yerine turnuvanın ilk günü oynansa Federer 2 hafta öncenin intikamını çok kötü alır ama iş öyle olmuyor tabi. İsviçreli ilk turda rahat biçimde kazandı.

Bayanlarda tenis bilgimiz Williams kardeşler ve Sharapova'dan gönlümüz ise tabi ki Jelena Jankovic'ten yana. Çim kort Williams kardeşler ile Rus'un güçlü oyununa büyük yarar sağlıyor, tabi aynı zamanda özellikle Williams'ların hantal bünyesine de zorluk çıkartabilir. Ivanovic'in burada Roland Garros kadar şanslı olacağını sanmıyorum. Wimbledon'ın havası bambaşkadır.

Son olarak bir not. Bizim türk basınını bilirsiniz spor gazeteciliği denen şey son 15 yıldır futbol gazeteciliği son 6-7 yıldır transfer gazeteciliği, son 2-3 yıldır da asparagas gazeteciliği oldu. Bu tür turnuvalarda 4 satırla yer verirler genelde. Hollanda gazetelerinden "Spits" Wimbledon'ın tam şemasını verdi dün. Tüm maç tablosunun olduğu ve elle doldurularak ilerlenecek tek sayfalık bir ek. Üstelik "Spits" bir spor gazetesi bile değil. Bizim türk basınının önde gelen gazeteleri türünden. Ne diyeyim şimdi ben?

5 yorum:

a.c. sedef dedi ki...

ana ivanovicimizden bahsetmemen ayıp olmuş ama uçan adam...

Flying Dutchman dedi ki...

@Anıl

"Ivanovic'in burada Roland Garros kadar şanslı olacağını sanmıyorum. Wimbledon'ın havası bambaşkadır."


demişim ya işte. Hem Jankovic varken ona bu kadarı bile fazla :)))

orkun dedi ki...

Roland Garros'taki final faciasından sonra bence artık anlaşıldı ki Federer-Nadal ikilisi arasında tenis oynamayı bilen Nadal, sürekli sert kort avantajıyla tepeye tırmanmayı beceren de Federer. İkisini de pek sevmem ya...

Sene boyunca oynanan turnuvalardaki toprak kort yüzdesi gibi zırva bir bilgi bir yerde var mıdır acep?

baha dedi ki...

Safin ne ictiyse aynisindan istiyorum. Djokovic resmen dagildi..

Ahmet Bozada dedi ki...

Gazeteleri de geçtim trt ne yapıyor son 5 yıldır? trt3 ne iş yapar, 4 grand slami de verirdi eskiden. hadi trt2 kültür sanat kanalı oldu da trt3 'e noldu? paldır kültür kanalı mı..

ayıptır ya..