9 Temmuz 2008 Çarşamba

DEĞER



















Geçen hafta neresinden tutsanız elinizde kalacak bu trajikomik olay olduğunda yorum yapmaktan kaçındım. Zira bir spor kulübü ile (üstelik bu kulüp ülkenin en büyük kulüplerinden birisi ise) olayın içeriğini ve başına yansıtılış şeklini bağdaştırmak mümkün değildi. Herhalde bundan fazlası olamaz derken bu sefer gazetelere olayın ayrıntısı yansıdı. Yine yazmaktan alıkoyduk kendimizi. Herhalde bundan fazlası olamaz dedik. Ama bugünkü haberlerden sonra olaylar artık yorum yapılmaktan kaçınılamaz duruma geldi. Allah aşkına Beşiktaş’ta neler oluyor? Bilen var mı?

İslam Çupi’nin “Fenerbahçe’nin büyüklüğü başka bir büyüklüktür” sözü ünlüdür. Sizi bilmem ama Fenerbahçe’yi bilmeden Galatasaray’ın büyüklüğünü, Galatasaray’ı bilmeden Fenerbahçe’nin büyüklüğünü anlamak mümkün değildir. Ama asıl Beşiktaş’in büyüklüğü başka bir büyüklüktür. İki takımı da bilmek gerekmez. Galatasaray ve Fenerbahçe takımlarından bir tanesi Türk futbolunda olmasa diğeri varolma aşkından çok şey kaybeder. Ama Beşiktaş öyle değildir. Onu büyük yapan başka değerlerdir. Bu iki takımın ezeli rekabetinden farkli değerler. Bunu anlatmak zor. Bir Galatasaray’lı olarak hele mümkün değil.

Süleyman Seba gibi bir abidenin kulübünün 2 kaptanı (yazmaya elim gitmiyor ama) bir terlik yüzünden birbirine girdi geçen hafta. Olayın ayrıntısına inmeyeceğim, inersem ben utanırım. Bu olay eğer Süleyman Seba’nın başkan Gordon Milne’in teknik direktor olduğu Beşiktaş’ta olsaydı bugün bu iki adam bonservisi ellerinde, kendilerine kulüp arıyordu ama biz bunu ancak kapının önüne konduklarında oğrenirdik. Öyle olmadı. Beşiktaş logosunun altında şıpıdık terlik temalı gazete haberi ile öğrendik olayı. Sonra olayın ayrıntıları gazetelere dökülmeye başlandı. Bugün sabah iki futbolcunun affedileceği konuşuluyordu, sonra Beşiktaş iki futbolcunun satışa çıktığını duyurdu. Aslında yukarıda belirttiğimiz gibi biz sadece 2 futbolcunun satışa çıktığını öğrenmeliydik bu olayda. Ama öyle olmadı, yumruklaşmalar, menajerin iki futbolcuyu gazlaması ve yangına körükle gitmesi, futbolcuların olaydan hiç ders almayan açıklamaları, ortada hiç görünmeyen bir teknik adam ve yeni sezon öncesi Beşiktaş'ın teknik, taktik, kadro gibi özellikleri tartışılacakken tartışılan şey bu. 2 kaptan ve terlik.

Yıldırım Demirören ve Sinan Engin Beşiktaş'ı son 2 senede inanılmaz ölçüde geriye götürdüler. Demirören ilginç bir başkan profili. Yapması gereken hiçbir şeyi yapmıyor ve istikrarlı olarak yapmaması gereken bütün herşeyi yapıyor. Yanlış transferler, yersiz itici çıkışlar, hiçbir temeli olmayan beyanatlar, dengesiz eylemler. Oyunun en zevkli yerinde topunu alıp eve giden çocuklar gibi Demirören. Geçen sene takımı ligden çekmekle tehdit ediyordu federasyonu. Çok değil 3 ay sonra (uzun bir süre sonra) liderlik koltuğuna oturunca "ligin sonuna kadar lider götüreceğiz" dedi. Bugünkü tablo onun ve hala o görevde nasıl kaldığına inanamadığım Sinan Engin'in eseri. Çok açık konuşuyorum, belki ağır olacak ama Sinan Engin'i İngiltere, Hollanda, İspanya, İskoçya gibi bir ülkede takımın menajeri değil, antrenman sahasının bekçisi yaparlar mı, şüphe içerisindeyim. Yukarıdaki ülkelerde kulübeye 1 adam dikip, sonra da futbolcularla aynı anda ilgilenemez diye bir tampon karakterinde adam atamak yerine o kulübeye en az 4 tane adam diziyor kulüpler. Hepsinin bir görevi var ve hepsi takımın oyun düzeni hakkında söz sahibi oluyor. Yetkileri belli, sınırları belli. Beşiktaş'ta? Tamamen muğlak. Ertuğrul Sağlam geçen sene bir çok hata yaptı teknik-taktik anlamında. Ama ben ona kızamıyorum. Çünkü hiçbir zaman arkasında güven hissetmedi Sağlam. Demirören de bu güveni ona hiçbir zaman vermedi. Hissettiremedi. Bu ona mahsus bir olay değil, Türkiye'deki tüm kulüplerin hocalarının böyle bir korkusu var. Ama Demirören ilave olarak, sadece saha içinde değil, tüm konularda Sağlam'ı yok sayıyor Sadece 5 hafta teknik direktörlük kariyeri olan Cevat Güler'in takımın başında devam etmesini isteyenler, birkaç yıldır teknik direktörlük yapan Ertuğrul Sağlam'ın devam etmesini isteyenlerden daha fazlaydı. Çünkü kendi yönetimi dahi ondan emin değildi ki. Hala değiller. Bir sürü defoyla doldu Beşiktaş. Son yıllarda onları sezon öncesi şampiyonluk adayı olarak düşünen yok, konuşan da yok. Çünkü başka şeylerle meşgul kulüp. Terlikle....Bir kulübün bu şekilde geriye gitmesi çok acı.

9 yorum:

Adsız dedi ki...

Muhtesem bir yazi,Gs li oldugunuzdan eminmisiniz.Besiktas i bu kadar iyi aciklayan bir yazi olmadi son donemlerde.Icimiz kan agliyor.Her tarafimiz demiroren olmus artik ,aglayanimiz yok.Restart mi ceksek ne yapsak bilemiyoruz.Isin komik tarafi,fb sampiyonluk ister,gs Avrupa da basari ister,Besiktasli ise adam gibi topcu,mucadeleci,cesur topcu,akli basinda kisacasi Seba gibi yonetim ister(hos bizim yuzumuzden ayrildi:essek kafa).Bu ozelliklerden hicbirisi yok su anda Besiktas imda.Pascal Nouma ile adam gibi topcu da bitti.Agliyoruz

Kartal Bafiler dedi ki...

Ne yazıkki bir çok tesbitte haklısınız,balık baştan kokar.

firatyeşilbaş dedi ki...

son 5 yılda bize öğretilen okuyarak ,belgeselleri izleyerek öğrendiğimiz o meşhur "beşiktaşlılık " duruşundan ,herhangi bi yerde beşiktaş kelimesi geçtiğinde hangi takımlı olursa olsun insanların durup dinlediği , herkesin severek değil belki ama saygı ve biraz da sempati ile takip ettiği kulüpten eser kalmadı artık.

Bu enkazın tek sorumlusuda kulübü babasının pahalı oyuncaklarından biri zanneden demirören'in eseridir.Bu adam bu kulübün başında oldukça ve yanında kankası sinan engini taşıdıkça bizim değil süper ligdeki anadolu takımlarından , 2. 3. lig deki takımlardan farkımız kalmaz.

Terlik olayına gelirsek beşiktaşın kaptanlığına yükselmiş 2 ismi ilkokul çocuklarının çıkarmayacağı bir sebepten kavga çıkarıyorsa hemde bu basının lanse ettiği gibi yumruklaşma şeklinde geçiyorsa zaten bu adamlar beşiktaşın kaptanlığını hiçbir zaman hak etmemiş demektir.Bu olayda tek sevindiğim nokta artık ibrahim üzülmezden kurtuluyor olmamızdır.

son olarak da allah tüm beşiktaşlı kardeşlerime ve abilerime sabır versin
beşiktaşlı olmak hakketen zor iş be arkadaş...

krAmer dedi ki...

Beşiktaş'ımın bu denli geriye gitmesinde kuşkusuz en büyük sorumlu tüpçüdür. Burdaki tüpçü'den de anlayacağımız üzere artık ne Beşiktaşlıların ne de diğer takım taraflarının Bjk başkanına bir saygısı kalmamıştır..
Tigana niye gitti? Sebeplerinden en büyüğüne baktığımızda Sinan Engin'in niye apar topar Ali Gültiken'in yerine getirildiğini anlayabiliriz. Bjk Tv' yi takip eden arkadaşlar bilirler. Tigana döneminde SE'in bir programı vardı ve sözümona teknik analiz yspıyordu ve istisnasız her hafta Tigana'ya hakarete varacak eleştiriler yapıyordu ; günler geçti , tigana'nın bıktırılması misyonu başarıyla tamamlandı ve SE belası bir gün ansızın AG'in yerine getirildi. Bu geçen süre arasında SE kendi ağzıyla ''Başkan'ımızın talimatıyla Tigana'yı eleştirdim'' dedi.. belki uzun oldu ama bu sadece demirören döneminde içimde kalan yaralardan bir tanesi .
nerde Seba dönemi , nerde Bunlar .. Ahmet Dursun , Seba gitsin diye bağıran taraftarımızın şu 10 sene içinde nasıl değiştiği burada yazılamaz , ayrı bir tez konusu olur .
Kusura bakmayın çok doluyum ..

Adsız dedi ki...

yazik ya insan uzuluyor bu takima. bende bir galatasarayliyim ve hep bir laf vardi eskiden 4 buyukler diye kimisi 4 degil 3 buyukler derdi felan. ama artik herkes bilior 2 buyukler var turkiyede. baba hakkinin takimi ne hallere dusmus uzulmemek elde degil son 10 senede 1 sampiyonluk. hakkaten besiktasin en son sampiyonlugu 100. yilda olduguydu degilmi? ondan oncede fener galasatasary 4 sene seklinde gidiyordu heralde bir defada 94 yada 95 te olmuslardi hala hatirliyorum kutlamalari. 100. yillarindaki sampiyonluklari daha coskuluydu cunku sanki biliyor gibilerdi bir daha ki sampiyyonluk icin en az 10 sene beklemeleri gerektigini.

uzucu ama gercek, turkiye ligide seria gibi oldu, sampiyonluk bir masa tenisi macindaki skorlar gibi galatasaray ve fenerbahce arasinda surekli gidip geliyor, ayni italyada juventus milan gibi. iste besiktasta cikiyor arada bir 10 senede bir sampiyon oluyor inter gibi sus payi aliyorlar belkide.

yazik. cok yazik su 105 yillik klubun dustugu hallere bak.

Adsız dedi ki...

neşiktaşlı olmak çok zor bugunlerde Allah yardımcınız olsun,Seba gibi bir değere sahip olabilmeyi klubumuz adına bende cok isterdim,Fenerbahçeliyim ama Beşiktaşıda ayrı seviyorum..

Ferman

joaquinsanchez dedi ki...

beşiktaş'ın son 10 senede 1 şampiyonluğu var denmiş, sorun burada değil kesinlikle, beşiktaş'ın 15 sene şampiyon olamadığı dönemlerde vardı, sırf beşiktaş değil galatasaray'ın da vardı, trabzon'un da var.. bunlar klübü küçülten şeyler değil, liverpool 20 senedir şampiyon olamıyor, keza milan'ın da 99'dan bu yana 1 şampiyonluğu var sadece.. burada bahsedilen seba döneminden bugünkü hallere düşüşüdür beşiktaş'ın, yeri geldiğinde ilkeleri uğruna sergen'i harcayan duruştan, terlik mevzularına kadar gerileyen klüp yöneticiliğidir.. varsın 10 sene daha şampiyon olmasın beşiktaş ama bu şekilde yönetilmek şampiyon olmamaktan daha fazla acı veriyor..

joaquinsanchez dedi ki...

bu arada islam çupi'yle başlayan paragraf çok etkileyici olmuş.. aklımda kalıcı bir yer aldı çoktan..

graSS dedi ki...

-kıyamet alametleri 1 --sinan enginin gelmesi.

-kıyamet alametleri 2 --mabed'e veda.

-kıyamet alametleri 3 --çarşı'nın feshedilmesi.

-kıyamet alametleri 4 -- terlik

ve nice atladığım alametler.

çok güzel tespitler.sonumuz hayrolsun.