6 Temmuz 2008 Pazar
İNEKLERİN MATADORU
"Çimenler inekler içindir." Wimbledon'ı tarih boyunca kazanan tek İspanyol tenisçi olan (bugüne kadar) Manuel Santana'nın, turnuvayı kazanmadan önceki sözleriydi bunlar. Wimbledon'da sadece 1 kez şampiyon oldu. Onun dışında hiçbir İspanyol 2006 yılına kadar finalist dahi olamamıştı. Rafael Nadal önce 40 yıl sonra bu geleneğe son verdi. Bugün de Wimbledon'a ikinci kez bir İspanyolun damgasını vurdu. 1980 yılında Bjorn Borg arka arkaya hem Roland Garros'u hem de Wimbledon'ı kazanmıştı. 28 yıl sonra bu unvana da ortak oldu Nadal. Wimbledon'da 6 senedir süren Roger Federer saltanatına da son verdi. Onun sayesinde Pete Sampras hala Wimbledon'ın en büyüğü olarak kaldı. 4,5 saat sürdü final. Wimbledon tarihinin en uzun finali. Tam bir "Gerçekleri tarih yazar, tarihi de Nadal" hadisesi.Eğer son oyunu Nadal değil Federer kazanmış olsaydı, hakem maçı ertesi güne erteleyecekti. Zaten kupa töreni sırasında bir Wimbledon geleneği olan top toplayan çocuklarla konuşma merasimi yapılmadı. Kupa töreni patlayan flaşlardan ışıl ışıldı. Tek kelimeyle efsanevi bir final oldu. Ha ben hala Ivanisevic-Rafter finalini tercih ediyorum o ayrı.
Unvanlar bir kenara bırakıldığında da Nadal'ın olağanüstü bir iş yaptığını görüyoruz. Geçen senenin Wimbledon finali ile bugünkü son puan arasını incelerseniz Nadal'ın bağıra bağıra geldiği görülecektir. Nadal 2006'da 3-1 kaybetti. 2007'de 3-2 kaybetti. Bu sene Roland Garros'ta Federer'i ezdi geçti ve son olarak da 2008 Wimbledon'ı ile süreci tamamladı. Dolayısıyla bu finali kendi içinde değerlendirmeden önce arka planına bakmalıyız. Servisleri çok etkili olmayan ve file önü oyunu hiç olmayan bir adamın bunu yapması büyük başarı. Tabi diğer yandan bu futboldaki tartışmayı da gündeme getiriyor. Vuruş kalitesi üst düzeyde olan yıldız tenisçiler mi, yoksa hiçbir zaman yorulmayan ve enerjisiyle ayakta kalan Nadal türü tenisçiler mi? Nadal bu anlamda teniste yepyeni bir ekol başlatabilir. Sadece geri çizgide oynayıp, her topu çevirmek için mücadele eden ve rakibi yıldıran oyun tarzı. Bunun bir gömlek aşağısını Justine Henin uyguluyordu uzun süredir. Her ikisinin de çok başarılı olduğunu söylemek gerek.
İngilizler turnuvayı inanılmaz bir yayıncılıkla aktardılar. Bir ara Federer'in 2003 ve 2008 yılları arasındaki birinci servislerinin hız ve düştüğü yer açısından karşılaştırmasını yaptıkları grafik ve animasyonda kendimden geçmişim zaten. Maç sonunda iki tenisçinin birbirini öven mütevazi sözcükleri de finalin efsanevi özelliğini artırdı.
Federer'in bıraktığı tahta tekrar çıkması zor olacaktır. Çünkü iki tenisçinin formu tam olarak ters orantılı gidiyor. Önümüzde Grand Slam olarak Amerika açık tenis turnuvası var ama Nadal'ın vitesi bu kadar artırmışken durdurulabileceğini sanmıyorum. Son olarak belirteyim Federer'in bu maçı almasının imkansız olduğunu daha maç başlamadan farkettim. Sen arkana destek diye rock müziğe ihanet edip ipe sapa gelmez ilkel şarkılar yapan Gwen Stefani'yi alırsan sonun bu olur. Artık akşama Milka çikolatasını verirsin.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
3 yorum:
Nadal baseline da öyle bi oyun öyle bi enerji koydu ki aslında maçın 3-0 bitmesi gerekiyordu,harika bi finaldi sonuçta,ben nadalcı veya federerci değilim ama nadalın kazanmasını cok istedim sanırım bunun nedeni gösterdiği insanüstü gayret ve gayet insanca olan 4.setin tie-breakinde yaptığı çift hatayla hakkı olan seti federere vermesiydi..
Mac sonu ise ayrı bi alemdi nadal tribünlere koştu ve inanılmaz mutluydu tam bi Türk nasıl sevinirse o da öyle sevindi,Federer kazansaydı gecen 5 senede olduğu gibi aptal bi gülümsemeyle yetinecek ve cool hallerini muhafaza edecekti...
sonuçta bence hak eden kazandı...
Ferman
inanilmaz guzel bir macti. rapid'e dustugu an edinilir..
Nadal bir ekol başlatacaksa, bu ekole sadece fiziksel kondüsyonunu ve her topa yetişen savunma oyununu koyamayız sadece. Bu tip oyuncular yok değil turda ama Federer'e asıl ters gelen Nadal'ın bu özelliklerinin gölgesinde kalan inanılmaz topspin becerisi.
Bir ekol başlayacaksa bu western grid'e dönüş ve topspin ekolü olmalıdır ki buna geçiş yavaş yavaş başladı aslında.
Yorum Gönder