Geçen sene bugün yazmıştık bu yazıyı. Bütün rakamların üzerine 1 sene ekleyin. Değişen hiçbir şey yok. Ne geride kalanlarda, ne sorumlularda, ne ülkenin durumunda. Uğur Mumcu için de her 24 Ocak'ta aynı şeyleri söylüyoruz. Aynı nakaratı çalıp duruyor plak.....Çalacak 1 sene daha....
-----------------------------------
Bugün 2 Temmuz 2008. 15 yıl. 15 yıl geçti. 2 Temmuz 1993 tarihinden bu yana. İddia edilen Ermeni Soykırımı, insan hakları ihlalleri, yolsuzluklar şu bu o....Ömrüm boyunca beni o ülkede yaşamaktan bu kadar utandıran, bir gün birisi gelip de "o gün ne oldu?" diye sorsa, söyleyecek tek kelime bulamayacağım başka bir olay yok. Olmayacak da. 15 yıl önce. Bu saatlerde. Siz bunları okurken 12 yaşındaki Koray Kaya (ne Salman Rüşti'yi ne Humeyni'yi tanıyan), 32 büyüğüyle beraber diri diri yanarak öldürüldü. Otelin yanındaki binadan yardım isteyen kadın aydınlar, "yanın orospular" diyerek alevlere terkedildi. Bu ülkede sözün bittiği yer bu kadar geniş olmamıştı hiç bir zaman. Benim içimde kanayan bir yaradır. Ne orada ölen insanların mezhebine sahibim, ne Aziz Nesin'in düşüncelerine körü körüne bağlıyım, ne Salman Rüşdi'yi severim, ne berikini. Ama bunların hiçbiri Türkiye Cumhuriyeti tarihinin örgütlü, en büyük insanlık suçunu kapatmıyor. Bu ülke 37 masum insanın diri diri yakılışından sonra, "Dinsiz Cumhuriyet’i yakma yolunda en önde giden Sivas’ın yiğit Müslümanları’na teşekkürü borç biliriz. İki, üç....daha fazla 2 Temmuz, daha fazla Sivas. Cumhuriyet Devrimi’nin hesabı sorulacak, Sivas Katliamı ve Şanlı Sivas Kıyamı yaygınlaşarak devam edecektir" şeklinde makaleler yazılan bir ülke
Bu konuda düşünülenleri bir kaç satırda anlatmak imkansız. Anlatamadım ben de. Üniversitede bitirme ödevi olarak aldım konuyu. İçine girdikçe daha da yıkıldım, öğrendikçe daha öfkelendim, araştırdıkça daha da utandım. Üniversite yurdunda oda arkadaşım olan ve hayatını kaybeden aydınlardan birisinin yeğeni olan adamı dinledikçe sözcüklerim azaldı. Bitirme ödevini verdim. Hala saklıyorum. Her 2 Temmuz'da dönüp okumak, hatırlamak için. Belki de birilerine hatırlatmak için. Bu blog vesile olur umarım. Buyurun ödevin tamamı burada. Olayların öncesi, gelişimi, sonrası, olay sonrası basının manşetleri ve kişisel yorumum. O yorumdan bir bölümle bitiriyorum. Zira kelime dağarcığım bu hadisede bu kadar. Bu yazıları yazalı da 6 sene geçmiş. Hadi bakalım.
"Her şeyden önce 37 kişinin ölümüne yol açacak bir hareketi yapan insanların herhangi bir yönden savunulması mantık dışı bir hareketten başka hiçbir şey değildir. Eğer olayın haklı nedenlerinin varlığı ispatlansa bile ki, böyle bir toplu cinayete haklı bir neden gösterme çabası ne derece insanidir, sonuç 37 masum insanın ölümü şeklinde ortaya çıktığından böyle bir ispat hiç kimseyi aklayamayacaktır. Olayı İslam Dininin varlığı ve gerçekliğinin korunması adına gerçekleştirenler acaba aynı dinin insan hayatı konusundaki görüşleri hakkında ne kadar haberdardır?
Açık olan bir gerçek vardır. Türkiye’de din olgusunun her zaman ve nedense aynı siyasi gruplar tarafından bir iktidar aracı olarak kullanılması yıllardır değişmemekte, hatta artarak devam etmektedir. Bu politika görünürde demokrasiye ulaşmanın bir aracı olarak lanse edilmektedir. Ancak, problem bu olguyu kullanışın, gerçekten demokrasiye ulaşmakta bir araç olarak mı kullanıldığı (ki bu yöndeki bir kullanış bile dini siyasetin alanına sokmaktadır ve bu en baştan bir sakıncayı oluşturmaktadır), yoksa sözünü ettiğimiz, görmezden gelinen rejim ve laik sistemin tasfiyesi için mi kullanıldığıdır. Kanımızca, Sivas Katliamı bu iki seçenekten ikincisine biraz daha yakın duran bir hadisedir ve 37 insanın Ortaçağ’daki cadı avlarını hatırlatan görüntülerle yakılması hafızalardan silinmeyecek bir kara leke olarak T.C. Hükümetinin ve Toplumunun üzerinde kalacaktır".
20 yorum:
Öncelikle Sivasta Yanarak Can Veren Herkese Allahtan Rahmet Diliyorum.Amaçları Bu Ülkede Zaten Eksik Olmayan Bir KAOS Ortamı Yaratmak Olan Karanlık Güclerin Bir Mezhep Savaşı Çıkarmak Amacıyla Yapmış Olduğu Haince Bir Katliamdır.Mezhep Savaşı Derken Bu Olaydan 3 GÜN Sonra Erzincan İli Kemaliye İlçesi Başbağlar Köyünde Yapılan Katliamıda Unutmamak Gerekir.100 Kişiyle Geldikleri Köyden Kacan ve Operasyon!! Sonrasında Yakalanan 16 Katilin Kimlik Bilgilerinde Tunceli Ovacık Yazması Ve Köyde Bıraktıkları Bildiride Dersimin Ve Sivasın İntikamı Alındı Diye Not Bırakmaları Cok Büyük Bir Tesadüf Olmasa Gerek..Yazıda Belirttiğin Koray KAYA gibi 14 Yaşındaki İbrahim BALTACI nın Annesi Nazife BALTACI ile Yanarak Ölmesini Nasıl Değerlendirmek Gerekiyor.Amacım Bir Kıyas Değil Sadece Gercekler Cok Uzun Zamandan Beri Takip Ettiğim Blogunda İlk Defa Yorum Yazma Gereği Hissettim.Belki Hiç Umursamazsın Belkide Hiç Takmazsın Ama Gercekler Bunlar Dostum.İnternette Ufak Bir Aarama Yaptığında Hainlerin Amaclarının Sünni-Alevi Çatışması Cıkarmak Olduğunu Gayet Acık Bir Şekilde Okuyabilirsin.Allah Devletimizi ve Milletimizi O Karanlık Günlerden Korusun.Yorumumu Yayınlarsan Veya Cevap Verirsen Sevinirim.5 Temmuzda Aynı Şekilde Aynı İnsan Haklarını Aynı Evrenselliği Aynı Cana Kıyanlara Karşı Oluşunu Blogunda Okumak ve Bilgi Verici Spor Yazılarının Devamı Dileğiyle.Saygılarımla.Alemdar_346@hotmail.com .Katliam Bildirisinin Linki Burdadır Dostum http://nedir.antoloji.com/basbaglar-katliami/
http://forum.efsanekomutan.org/showthread.php?t=3640 Okursan Sevinirim Teşekkürlerrr
vakit yettiğince ve söylemek istediklerimi yazabildiğimce ben de birşeyler yazayım.
öncelikle 28 yaşındaki ben için de bu ülkede alışılagelmiş tonlarca pislik içinde en çok iç yaralayıcı olay sivas katliamıdır. ama farklı bir noktaya değineceğim. dün arkadaşlarla da konuştuk, orda da bahsi geçti. sivas katliamından önceki günün gazetelerinde aziz nesin'e başta olmak üzere inanılmaz bir hedef gösterme vardı, hemen her gazetede. üstelik aynı şey sadece bu olayla sınırlı kalmıyor. olayın iç yüzünü bilme şansı olmayan ve bu şansa ancak gazeteler vasıtasıyla erişebilecek milyonları yönlendiren gazeteler pek çok kez çaktırmadan ya da çakanlara itiraz hakkı tanımayacak bir üslupla toplumda bir intiba uyandırıyorlar.
hrant dink'in öldürülmesinden önce arada kendisine yönelik haberler çıkardı gazetelerde. söyledikleri seçilerek insanların gözünde bir hrant dink portresi çizilirdi. kim olduğunu bile doğrudürüst bilmediğimiz usame bin-ladin 11 eylül olaylarından önceki aylarda ara ara dış haberler sayfasında dünyanın en büyük teröristi olarak gözümüze sokulurdu.
giderek umursamaz, bencil, kendini kurtarmaya bakan bir toplum olduk. zaten fazla umudum yoktu ancak beklediğimden bayağı erken oldu bu oluşum, çok da temiz hallettiler, taşlar yerinde artık. nefes almaktan utanacağımız bir ülkede yaşar olduk, muhtemelen de dünyada. ama çoğunluğun umrunda değil ve umrunda olanlar da öyle abuk sabuk olaylara öncelik vermekteler ki elden birşey gelmiyor. yazık ki ancak sivas katliamı gibi olaylarda akıllar başa geliyor. ama ardından türkiye iran olmaz, ekonomi tıkırında, dünyanın sayılı güçlerindeniz gibi yalanlarla kandırılmak zor olmuyor.
gerçi niye konuşuyoruz ki hizbullah'ın toplu mezarları, ali kalkan (ismi yanlış hatırlamadım değil mi) ve müslüm gündüz olayları, tarikat liderinin edep yerini öpmek için sıraya giren evli barklı adamlar vs. neler yaşandı da üzerinde durulmadı. f tipi cezaevleri eylemlerinde önüne gelenin ağzını burnunu dağıtanlar zaman aşımından serbest kalırken sivas katliamını yapanları tutuklayacak halleri yoktu ya.
ama yine de güzel şeyler oluyor bu ülkede 10 ytl hırsızlık yapanın suçu cezasız kalmıyor ve 6 yıl hapse mahkum ediliyor, içimiz rahat, adaletin işlediğinden eminiz.
Teşekkür ederim... Bu kadar güzel bir yazı kaleme aldığın için çok teşekkür ederim...
Emrah Arkadasa: Kiyas yapilabilir birbiri ardina yasanmis iki katliam icin. Yalniz unutmamak gerekir ki birisini bir örgüt üstlenmistir. ne kadar aci olursa olsun bir terör örgütünün eylemidir, digerini ise ne kadar tesvik, su bu olursa olsun bir halk yapmistir. Bu cok kalin bir cizgidir. Halk, insanlar.. Buyuk bir kalabalik.. Canli canli insan yakiyor,digerinde ise hali hazirda sürekli kanli eylemler tasarlayan örgüt. Ikisi bu acidan kiyas edilemez..
Baska acidan kemalist ideoloji hakkinda cok uzun konusulabilir ya da Laiklik. Ama eger dikkatli sekilde incelendigi vakit bugün bagiran cigiran kesimin sözcüleri ezelden beri Irticayi denge unsuru olarak kullanmislardir. bu cumhuriyetin kurulusundan beridir boyle. Bu halk tabana yayilan bir demokratiklesme/özgürlesme yasamadi, özü hala dincidir. Laik kesim de bunu yer yer cok iyi kullanmistir, 80 darbesi ile yesertmis, PKK'ya karsi hizbullahla cikmis karsisina.. SOlculari kirdirmak icin beslemis.. Velakin kendi iktidarini saglamlastirmak ve olasi tehlikeleri bertaraf etmek icin her daim irticayi arkadan desteklemis, siddetini, dozajini belirlemistir.
Ne laiki yahu.. Bildigin musluman devlet.. cocuk bile kanmiyor, yüz yildir boyle bu. Anayasasinda yaziyor.. Diyanet Isleri var, vergisi var, zorunlu din dersi var.
Bu bir sonuctur. Beslemenin, arkadan iteklemenin, yer yer destek vermenin sonucudur. ben de hepinize Fikret Baskayanin bianet.org'daki yazilarini okumanizi tavsiye ederim biraz daha genis bakip baska acilari da görebilmeniz adina..
Ne Diyanet İşleri Başkanlığı ne de hükümetten bu kıyama yine bir kınama gelmedi ,neden gelsin ki ?
Borges Dostuma Bu Mesajımı İletirseniz Sevinirim Onun Bloguda Takip Ediyorum Ama Konu Burda Olduğu İçin Buraya Yazıyorum.İki Konu Arasında Cok Büyük Fark Yok.Neden Diceksin Söyliyeyim Bu Ülkede Ne Zaman Gercek Katiller Cıkıp Ben Yaptım Dediki Hiç Bir Zaman Hep Kuklalar Ön Planda Olmadımı.Benim İçin Pekaka da Bir Kukladır.Ama Olayı Yapan Kesimin Pekaka ile Bir İlgisi Alakası Yok Gelen Kesim Aynen Yukarıdaki Yazımda Belirttiğim Yerden Gelmişlerdir Zaten Olaydan Sonra Sağ Kurtulan İnsanlarında Olayı Anlatışlarında Gelenlerden Bazılarının Daha Önceleri Köyde Tarlada Çalışmaya Duvar Örmeye Geldiklerini Belirtmişlerdir.Bu Vahşet Planlarının (Sivas_Başbağlar) Daha Önceden Yapılmıs Olduğunu Sana Şöyle Anlatabilirim.Camiden Topladıkları İnsanlar Arasında Olmayanları İsimleriyle Sordukları ve Evlerinin Önüne Hiç Kimseye Sormadan Giderek İsim İsim Dışarı Çağırdıklarını Sana İspatlayabilirim.Pekaka Hangi Köye Mezraya Gidip İsim Tesbiti veya Yoklaması Yaptırtmıstır.Bilmem Anlatabildimmi.Ayriyeten Köy Bulunduğu Konum İtibariyle Munzur Dağının Eteklerinde ve Erzincan Kemaliye İlçesinin Ovacık ve Meşhur Aliboğazı Mevkine En Son Köyüdür.Bende Başbağlarlıyım.En Yakınından Dedemi Amcamı ve Eniştemi Olmak Üzere Bütün Akrabalarımı Orda Şehit Verdim.Ben Bu Olayı Belli Bir Kesime Yıkmak İstemiyorum Öyle Bir Düşüncede Değiliz Allah Sükür İstesek Zamanında O Kesim Yaptı Bizde Yapalım Ama Olmaz Bizler Devletini Milletini Bayrağını Vatanını Seven İnsanlarız.Hedefi Güzel Ülkemi Her Zaman Bir Kaos Ortamına Sürüklemek Olan Fitneci Amerika Ve Onun Zalim Ortağı İsrail Hiçbir Zaman Hedefine Ulaşamicaktır.
2 Vahşettede Şehit Olan İnsanlarımıza Allah Rahmet Eylesin.SAYGILARIMLA
birkaç gündür milliyet'te serdar doğan röportajlarını okuyorum, belgeseli yeniden izliyorum, görüntüleri... az bilip çok hissediyorum, çok kanıma dokunuyor... tam çözülüp ağlayacağım an kemiğe kesiyorum...
o gün orada olan, sokakta yürüyen, alkışlayan, arkadan cehennem ateşi diyen, çoluk cocuk yaşlı herkes, bugün bu satırları okuyorsa bir aynaya baksınlar ve alabildiğine tükürsünler yüzlerine, işte o aynada beliren şekil neyse, odur çünkü onlar, hiçbir kalıba sığmayacak, hiçbir hayvanla karşılaştırılmayacak ölçüde çirkin...
o gün orada olabilecek yaşta olsaydık, kemik gibi 1000 kişi olsaydık, tükürüğümüzle o 20.000 kişiyi de boğar o yangını da söndürürdük...
ama sönmüyor işte, 16 yıl geçmiş yanıyor.
@Borges
Bende aksine anayasada yazan müslüman devlet yazısına inanmıyorum. Bu ülkede başı kapalı olana okul bile okutulmuyor.
Sivas katliamı ise adı üstünde bir katliamdır. Cahil halk ve onları kıskırtan ajanların işidir. Laiklik hiç bi zaman tam anlamıyla uygulanamdı maalesf ülkemizde. Herkes kendi tarafına cekmeye calısıyor. Laiklik ne din düşmanıdır nede dinle iç içedir. Ülkede Diyanet işleri bakanlıgınn olması elbette şarttır. Ayrıca zorunlu din dersi konusunda o kadar katı değilim. Zaten birşey öğretildiği yok. Bu konu uzar gider açıkcası. Sivas şehitlerinin ruhu şad olsun. Ailelerine ve bütün aklı selim vatandaslarımızında bası sağolsun. Umarım bu utanç bir daha yaşanmaz.
TRT dünkü haberlerde katliamı "madımak otelindeki yangın" olarak anlatmıştır.
Katliama katliam bile diyemiyorlar.
Nasil olsa 16 yildir ayni turkuyu cigiriyoruz, bir sey oldugu yok; bari bu vesileyle baska seyler tartisalim.
Turkiye laik bir ulke degildir; Turkiye "ilimli islam" modelinin uygulanmaya calisildigi bir ulkedir tipki Borges'in dedigi gibi. Surada yazmistim zamaninda:
http://sozluk.sourtimes.org/show.asp?id=13675072
Bakiniz, laik bir ulkede misyonerlik diye bir suc olamaz. Sadece bir dinin meseleleriyle ilgilenen devlete bagli bir kurum olamaz. Bir bireyin nufus kagidina dini yazilip, o yazilan din dogrultusunda zorunlu bir ders verilemez. Bunlar yanlis seylerdir.
Tum bunlarin altinda ise dini sekillendirme, dini zamani ve yeri gelince kullanma cabasi vardir. "Kardesi kardese kirdiriyorlar dis mihraklar" tarzi argumanlari bir kenara koyun; bu isin icinde bizzat devlet var, derin devlet var.
birkaç sene önce sivas'a gittiğimde madıkmakta kalmıştım. içeri ilk adım attığımda tüylerim zaten diken diken olmuştu ama koridorlarda dip noktalardaki yanık izlerini görünce hayatımda ilk defa o zaman ağladım.
Ben ülkemden utanmadım, ölen insanlardan utandım.Kimseye zararı olmadığı halde yanarak öldükleri için.
Benim ülkem bu, en vahşisinden orman.
Bu gerçekle yaşıyorum.Daha da kötüsü bunlar konuşmayı da biliyor, herşeye cevapları olduğu için varacakları bir dip nokta yok.
93'te silahsız sivil kıyafetli askerler öldürüldü, ardındaki gerçekler ortaya çıktı.Bu katliamın ardından da çıkacak.Ve bir de her fırsatta ''bunun rövanşını aldılar'' diye argüman sunanlar da merak etmesin, onun ardındaki gerçeklerin de eli kulağındadır.
O kadar doluyum ki o kadar içliyim ki şuraya iki satır yazamıyorum. Ne belgesel izleyebiliyorum Sivas'ta yaşananlarla ilgili ne de birkaç satırı sakince okuyabiliyorum. FD'nin tezini de bu yüzden okuyamadım hala. Çok üzülüyorum ve gözlerim doluyor. Yaşdığım hayata yere zihniyete olanlara vurdumduymazlığa birşey diyemiyorum...
Anadolu'nun kaderi bu galiba. Pir Sultanların dar ağacında asıldığı gibi Muhlis Akarsu'nun, gencecik Hasret Gültekin'in yakılarak katledildiği topraklar burası...
Ah diyor, gözlerimdeki yaşları siliyorum sadece...
bir müslüman olarak bunların din le ilişkilendirilmiş olması beni çok üzüyor.
aziz nesin tarzı bana hep itici gelmiştir, yazdıkları hikayeleri de edebi açıdan değerli bulmam.
@erdemkursat
bir insan olarak senin de tarzın bana itici geldi, yazdığının da sadece edebi değil hiçbir açıdan değeri yok...
bir şekilde müsamaha açıyorsun kendince, ya evet katliamdı ama aziz nesin de az provoke etmedi düşünceleri dolanıyor aklında... işte bu yangının kıvılcımıdır, belki yangın değildir, alkış da değildir yakanlara ama içten içe keşke sadece aziz nesin ölse demektir...
bir müslüman olarak diye bir cümle kurup burada olayı dinin tarihsel gerçekleri açısından diyerek yazan insanları yaftalayamazsın... din kimsenin kimse üzerine yapıştırabileceği ya da çekip alabileceği bir etiket değildir...
olay elbette ki din ile ilişkili, kışkırtma falan olması önemli değil, şimdi sen 20 bin fenerliye, otelde 30 galatasaraylı var desen gidip yakar mı... din bu ülkedeki en kolay ve en büyük tahrik olgusudur, islamiyet de bu konuda köşeleri en sert, yanlış anlaşılmaya en müsait dindir... bunun müslüman insanlara ya da islama laf söylemekle ilgisi yoktur ama bu katliamın dinle ilişkisi vardır...
gerçi bu karanlığı neyle ilişkilendirsek, yapanların hepsini assak da örtemeyiz, bazı karanlıkları aydınlatacak güneş icat edilmedi daha çünkü...
varol abi
ilk yorumunu okuduktan sonra bile tüylerim diken diken olup gözlerim yaşardı
tabii ki din ile ilişkilendirilebilir,nasıl ilişkilendirilemez ki ? ne yani bunu din ile ilişkilendirmek dinsizlik anlamına mı geliyor ? ya da dini bütün bir insan bu olayda bazı değerler üzerinden beslenen bi sorunu ve ortaya çıkan sonuçlarını bütün herşey aşikar olduğu halde herhangi bi şekilde din ile ilişkilendiremez mi ? bütün gerçekleri görmezden mi gelmeli ? sonuçta bu yakın tarihimizin en iğrenç olayının hangi kisveler altında gerçekleştirildiğini tekrar tekrar söylememize gerek yok sanırım..ancak şunu söylemeliyim ki; din elden gidiyor adı altında bu katliamı gerçekleştiren 'hayvanlar' bilmiyorlar ki gerçek bir müslüman gerçek bir mümin olmanın hoşgörüden,ahlaktan ve insan sevgisinden geçtiğini.yobazlıktan,bağnazlıktan,gericilikten değil..onlar benm gözümde 'beyni oyulmuş birer maşadır' sadece,insan bile değil..
hee bu arada aziz nesinin edebi açıdan değerli bulmayanlar son derece doğal geliyor artık gözüme sonuçta kendisi bu ülkeye ve bu ülke insanına rahat bi 10-15 gömlek büyük geldiği için insanların onu anlamasını beklemek hayalcilikten öteye gitmese gerek.
Borges ve shelbyl arkadaslarin yazdiklarina buyuk olcude katiliyorum. Bu tur anlamsiz vahsetler, Basbaglar da olabilir, gecen ay Mardin'de dugun evinin basilmasi da olabilir, elbet tarihten gelen toplum dinamiklerinden arindirilip yuzeysel tespitlere indirgenemez. Bu ulke insanlarinin okumayi sevmemesi, biat kulturu, kasten her anlamda cahil birakilmalari, bu sekilde olumlerle sonuclanan ya da hic haberimizin olmadigi, tacizden, tecavuzden ya da aklima gelmeyen olumle sonuclanmayan vahsetleri buyuk olcude aciklar eder.
Fakat olaya bizim gibi bakanlarin biraz pragmatik olmalari gerekiyor. Resmin butunune hakim olsak bile, o gun orada masalik yapan asagiliklardan, zavallilardan, ne derseniz deyin, ziyade asil faillerin teshir edilip cezalandirilmasi, bu bozuk sistemin degistirilmesi nihai hedefimiz olsa bile, once asgari adaletin saglanmasini hedeflemeliyiz.
106 saniktan 38 i hakim onune cikarilmis, kalan 68 in peşinde olmaliyiz. En azından bu suçu sabitlerin maksimum cezayı almasını sağlamak lazım. Giden canları rahmetle, duayla, saygıyla sevgiyle anıp, yüceltip bu vahşete yangın diyen iki yüzlüleri her daim kahretmek lazım.
Başbaglar'daki acıyı da, bütün sözde tahriklerden vs. bagımsız düşünüp, hareket etmeliyiz. Ve Başbağlar Madımak'ın antitezi değildir, olamaz. Hiçbir vahşet bir diğerinin sebebi, misillemesi, şusu busu olamaz.
http://video.google.com/videoplay?docid=7213947314297011810
cumhuriyetin hiçbir şekilde yıkılamıyacağına inanırım. bu bağlamda 'türkiye laiktir, laik kalacak' lafı anlamsız gelirdi bana, hala da öyle aslında. ama oradaki on binlerin 'laiklik kahrolsun' laflarını işitince böyle ciddi bir 'potansiyel'in var olduğunu bilerek anlamsız bulduğum sloganın bir paranoyadan daha fazlası olduğunu düşünüyorum artık.
ne acıdır, oradaki insan topluluğunun, çıkarttıkları yangın karşısındaki tepkisini görmek..
Yorum Gönder