Transfer politikaları takımdan takıma değişiyor. Bir zamanlar kulüp yöneticileri ve teknik adamlar gidip futbolcuyu bizzat izlerlerdi. Sonra ortaya video kasetler çıktı. Tabi menajerler bu kasetlere futbolcunun kendi kalesine attığı golleri değil, en yakışıklı hallerini koyup nice kulübe kakaladılar. Sonra menajerlerin sözü artık kanun sayılmaya başlandı. Son olarak da youtube çıktı mertlik bozuldu. Beşiktaş geçen sene youtube endeksli transfer politikası yürütüyordu. Onun sonucunda takıma gelen Schildenfeld de "removed due to use of violation" kontenjanından kapıyı gördü. İlhan Cavcav bambaşka bir adamdır. Cavcav'ın Afrika'ya futbolcu izlemek için bizzat gittiği, eğer herhangi bir maçta futbolcuyu beğenirse, soyunma odasına inip, futbolcuya ve başkana cebinden çıkarıp parayı verdiği ve aynı gün uçağa bindirip Ankara'ya getirdiği söylenir.
Yeni stil Roy Keane'den. Roy Keane eski toprak tabi bizden. Yöntemi de öyle yeni moda değil. Keane transfer sezonu başladığında EURO 2008'in Panini albümünü almış, tüm çıkartmaları alıp yapıştırmış. Ardından bütün teklif götüreceği oyuncuları işaretlemiş. Sonra bir albüm de Premier Lig için yapmış. Gidip Darren Bent'in çıkartmasına raptiyeyi yapıştırmış. 10 milyon pound değerinde raptiye. 16.5 milyon pounda gelmişti White Hart Lane'e golcü. Çok etkili olamadı. Berbatov gibi hedef bir golcü varken de olması çok kolay değil. Keane vatandaşı Niall Quinn'in başkanlık desteğini de arkasına alarak bu sene ilk 10 içerisine sokmayı hedefliyor kulübü. Göreceğiz. Bu arada yavaş yavaş hayalimiz gerçekleşecek. Panini albümünden transfer dönemi açıldı. Biliyorum bir gün bir babayiğit çıkıp CM serisinden tüm genç yeteneklerin çıktısını alıp yollara düşecek ve bütün "Hot prospect for the future" adamlarını toplayacak. Belki yarın belki yarından da yakın.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder