Ercan Saatçi Galatasaray tribünlerinin sarı-kırmızı renklerini yeşil saha ile birleştirip PKK muamelesi yapmadan, kulübünün sezon açılışında mikrofonu alıp "
Avrupa fatihiymiş Galatasaray hadi hep beraber....." şeklinde küfür amigoluğuna girişmeden ve son olarak Barney Moloztaş gibi
yıh yıh yıh diye güldüğü meşhur videosundan çok önce Grup Vitamin adlı bir grubun üyesiydi. Aslında bu grubun Ufuk Yıldırım ve Ercan Saatçi'den önce rahmetli Gökhan Semiz'in de bulunduğu kadrosu daha iyiydi ya konumuz o değil. Konumuz Vitamin'in futbolcularla beraber söylediği meşhur "Sarı Mavi Yeşil Meşil" şarkısında geçen sözler. "
Cebinde para, kolunda karı, öyle futbolcuya can kurban,hani bir de top oynasanız diyordum,kıvırmadan sağdan soldan'' şeklinde devam eden sözleri vardı bu şarkının. Türk milletinde futbolcuya karşı yerleşmiş olan "milyarlık eşekler", "aldığı dolarlar (şimdi eurolar) haram olsun" türünde, futbolcuyı aldığı para üzerinden eleştirmek gibi bir alışkanlık vardır. Hakikaten futbolcular iyi para kazanırlar. Ama misal ortalama bir futbolcunun 1 sene boyunca aldığı parayı, ortalama bir Hollywood aktörü 1 filmle alır. Dolayısıyla futbolcular bu dünyanın en çok para basan adamları değildir. Tarih öyle bir an ve öyle bir karakterle bizi karşı karşıya bırakmıştır ki bazen futbolcular bizim kasap Hüseyin'den daha az para kazanmışlardır. Aşağıda kendi isteğiyle ya da şartlar gereği çok komik rakamlara futbol oynayan futbolcuların hikayesi var.
Bu konuda Damiano Tommasi'den bahsederek başlamak şart oldu artık. Tommasi 10 yıl boyunca forma giydiği Roma'nın 2004 yazında Stoke City ile oynadığı hazırlık maçı sırasında Gerry Taggart'ın müdahelesi ile dizinden çok kötü bir sakatlık geçirir. Tam 15 ay sahalardan uzak kalır. 1 sezon boyunca hiç forma giymedikten sonra 2005-2006 sezonu başında kontratının bitmesi ile takımıyla masaya oturur.
Koyu bir Katolik olan Tommasi 1 sene boyunca futbol oynamamasının ardından yüksek bir rakam talep etmesinin etik olmayacağını dşünerek kulübüyle aylık 1.500 euro üzerinden bir kontrat imzalar. Bu Roma'da PAF takım oyuncularına verilen taban ücrettir. Olay İtalya'da öyle büyük yankı yaratır ki Vatikan sözcüsü L'Osservatore Romano Tommasi'nin tüm dünyadaki gençlere örnek gösterilmesi gerektiğini belirtir. Tommasi İtalya'da öyle bir ikon haline gelir ki 15 ay sonra sahalara döndüğü Ascoli maçında, oyuna girdikten sonra sert bir müdahale sonrası yerde kaldığında Ascoli'liler dahil tüm oyuncular başına koşarlar ve hatta hareketi yapan Andrea Parola onu ayağa kaldırıp sarılır. Tommasi 34 yaşında ve halen Çin takımı Tianjin Teda'da futbol yaşamını sürdürüyor.
QPR bu tür futbolcuların kariyerlerinde bir ara uğradığı yer sanki. Farklı zamanlarda (sonuncusu bu sezon olmak üzere)
Rangers forması giyen Lee Cook geçtiğimiz yıl, Temmuz ayında bir başka Londra kulübü Fulham'a katıldığında imza anında aldığı peşin 250.000 poundu o anki ekonomik durumunun kritik olması sebebiyle eski kulübü QPR'a bağışlamıştı. Tabi 2.5 milyon pound gibi bir bonservisle transfer olan bir futbolcunun mutlaka aylık ücretinin de belli bir seviyede olacağından bu bağışlama Tommasi kadar büyük etki yaratmadı ama yine de futbol sahalarında az rastlanan bi hadise. Cook, o zamanlar kulüpte forma giymesinden ziyade her zaman büyük bir QPR taraftarı olduğunu açıklamıştı. Keza
Emile Heskey de Leicester City'den ayrıldıktan sonra eski kulübünün içine düştüğü maddi sıkıntı sırasında kurulan konsorsiyuma 1 milyon poundun üstünde bir bağışta bulunmuştu.
2004 yılında Arjantin'li
Mauricio Taricco Tottenham'dan West Ham'a transfer olduktan sonra çıktığı ilk maçında Millwal karşısında bağlarını yırtınca bizzat kendisi kulüpten kontratını feshetmesini istedi. "
Bu kulübe önemli işler yapmaya geldim, ama sakat olarak geçirdiğimbir dönem onlara yük olmak istemiyorum" şeklinde bir demeç veren Taricco kulüp tarafından serbest bırakıldı ve kısa bir süre sonra da futbol hayatına nokta koydu.
2001 yılından beri ada futbolunda forma giyen (Hibernian, Aston Villa, Reading) Ekvator'lu oyuncu
Ulises De La Cruz forma giydiği takımlardan aldığı her ücretin % 20'sini anavatanı Ekvator'daki çeşitli yardım fonlarına bağışlayan bir anlaşmaya imza atmıştı. Keza Sunderland'in şu anki başkanı
Niall Quinn futbolu bıraktığı kulüpteki jübile maçından elde edilen 1 milyon poundluk geliri şehirdeki çocuk hastanesine bağışlamıştı. De la Cruz bunu yaparken "
bir çok futbolcu yüksek miktarda paralar kazanıyor, alacağım bir sonraki arabayı veya evi düşünmek yerine paramı bu insanlara vermek bana daha mantıklı geliyor" demişti. Benzer durum
Mehmet Özdilek'in jübilesinde de geçerli oldu. Özdilek 2001 yılında yaptığı jübilesinde oynanan Beşiktaş-Milan maçından elde edilen tüm geliri TEGV'e (Türk Eğitim Gönüllüleri Vakfı) bağışlamıştı. Geçtiğimiz sezon evinde, arabasına yürürken anlık bir denge kaybı sonucu sol elinin parmaklarını kıran Karadeniz ekibinin kalecisi
Tolga Zengin'in, takımının formasını giyemediği 2 aylık dönemdeki ücretinden feragat ettiği haberleri basına yansıdı, bunu da unutmayalım.
Son olarak, futbolunun son deminde Güney Amerika'nın zirvesine çıkan, Libertadores şampiyonu
Juan Sebastian Veron'un örneğini gördük. Veron bu sezon öncesi alacağı ücretten, geçen yıla oranla % 40 oranında feragat edeceğini ve bu paranın, Estudiantes takımının genç takımlarına harcanmak için ayrılacağını açıkladı. "
Bu ekonomik kriz ortamında, paranın kulübü geleceğe taşıyacak çocuklara gitmesinin daha önemli olduğunu düşündüm" demişti Arjantin'li
Toplu maaş indirimlerinde ise karşımıza çıkan en son örnek Borussia Dortmund. Başta Jan Koller olmak üzere
Dortmund'lu oyuncular 2 sene önce kulübün içine düştüğü ve iflasın eşiğine kadar gelen maddi durum sırasında, maaşlarından feragat ederek % 20-30'a varan indirimlere gitmişlerdi. Tabi Türkiye Ligi'nde para almadan sahaya çıkıp futbol oynayan oyuncuların oluşturduğu bir dizi örnek var ancak biz daha çok kendi isteğiyle bireysel olarak buna başvuran oyuncuları ele aldık. Yoksa para alamadıkları için antrenmana çıkmama eylemi yapıp ertesi gün 6-0'lık bir galibiyet alan Galatasaray veya Rıza Çalımbay döneminde 7-8 hafta boyunca kulübe gelen haciz sebebi ile bedavaya kulübe hizmet eden Göztepe'li oyunculara bir lafımız yok.
Şimdi bir bunlar var bir de şu 100 milyon euroluk "
ben bir köleyim" diye demeç veren arkadaş var...Yaş odunumu alıp geliyorum.
7 yorum:
Yanlis hatirlamiyorsam Redonda da Milan'a gelip 2.5 yili sakat gecirince yillik 5mn dolarlik ucretini almak istemedigini soylemisti.
trabzonspor'da bir oyuncu vardı. belçikalıydı sanırım. o da sakatlığından dolayı forma giyememişti ve kendisine verilen parayı istememişti. tabii parayı aldı mı bilmiyorum; ama değişik bir bakış açısı.
lappland
Peki Galatasaray'dan ayrıldıktan sonra alacağı olan paralardan feragat eden yabancı oyuncularla, dava açacağım diye bas bas bağıran Türk oyuncular da bu listeye dahil edilebilir mi ?
ajslşkdjaşslkjdşalksjd
"BEYLER +REP UNUTMAYALIM" adamı oldum bu yazında.
iyi de yolda yürürken sakatlanmıyor bu adamlar, bir ücret aldıkları takımlarına öyle ya da böyle bir katkı sağlamak için çalışıyorlar... aslında bu tür bireysel hareketleri okusak da sevsek de olması gereken, futbolcu sendikasıdır... futbolcuyu koruyup kollayacak, sakatlık zamanı maaşını ödeyecek, emekliliğinde yanında olacak (herkes sergen yalçın, rıdvan dilmen olmuyor biliyorsunuz) bir oluşum futbol için mutlaka gerekli... ama rant o kadar büyük, kazanan o kadar çok kazanıyor ki gözler kör oluyor... seyirci mi? gol attığı sürece takımı ne fark eder onun için... onun için derken benim için senin için amokachi komançi hindiçin...
bu arada yolda yürürken sakatlanmadı bu adam tezi tolga zengin örneğinde çürüdü...
lan yaza yaza parmağım çürüdü, blog yorumcuları sendikası kurulsun, günde 5 posttan fazla giren blogger kasım ayında bent deresine atılsın!
Ronaldoya laf yok :D
tamam acayip kazaniyorlar da, klupler bilgisizce mi yonetiliyor. Yok mu kaza sigortasi futbolculara? Antrenmanda, ya da macda sakatlanma is kazasi sinifina girer, is verenin yukumlulugu sigorta yaptirmaktir. Maasi catir catir sigorta firmasindan tahsil eder klup. Boylece futbolcu da alacagindan olmaz, klup zarar etmez.
Yorum Gönder