Google'ı açıp rastgele bir kaç arama yaptım. Tamamen gelişi güzel seçilmiş aşağıdaki bir kaç örneği sizlerle paylaşıyorum.
6 Şubat 2008 tarihinde oynanan Pınar Karşıyaka – Galatasaray basketbol maçında çıkan olaylardan sonra
Karşıyaka kulübünün basın açıklamasıKSK Yönetim Kurulu olarak son iki yıldır artan bir şekilde taraftarımız ve yönetimimizle fair – play çerçevesinde liglerde mücadele etme çabasındadır. KSK Yönetimi olarak elbette sahaya yabancı madde atan taraftarlarımızı tasvip etmiyoruz. Bu konuda salonda kendini bilmez bir kişinin yaptığı münferit olay yüz yıla yaklaşan Karşıyaka camiasına mal edilemez.19 Mayıs 2008 Galatasaray-Fenerbahçe maçı sonrası Galatasaray Başkanı
Özhan Canaydın'ın açıklamasıÇıkan olaylar münferit değil tamamen organizedir. Bir patlamadır. Bu Galatasaray'ın sorunu değildir. Sadece G.Saray'a mal edilemez.12 Ağustos 2007 Trabzonspor-Sivasspor maçının son dakikada tatil edilmesinden sonra
Trabzonspor taraftar derneği başkanı Özgür Özal'ın açıklaması"Sivasspor maçında yaşananlar, Trabzonspor taraftarlarına mal edilemez" dedi.16 Mart 2008 Beşiktaş-Trabzonspor maçı ardından 2 Trabzonlu taraftarın bıçaklanması üzerine
Beşiktaş yönetiminden açıklama"Bir kaç taraftarın yaptığı münferit hareketler tüm Beşiktaş taraftarına mal edilemez, olayın takipçisi olacağız....."Şimdi biraz uzaklara gidiyorum. Malum holigan diyarına. 18 Ekim'de Aston Villa kendi evinde Portsmouth'u konuk etti. Maçın sonlarına doğru durum 0-0 iken yardımcı hakemlerden Phil Sharp tribünlerden atılan 50 penilik madeni paranın kafasına isabet etmesi ile maçın sonunu tamamlamak için tıbbi müdahaleye ihtiyaç duydu. Federasyon ayağa kalktı, sözcü Andrin Cooper taraftarın yaşam boyu stadlara girişinin yasaklanmasını istedi. Portsmouth teknik direktörü Harry Redknapp da bu kararı destekleyerek yaşam boyu cezanın arkasında durdu. Peki Aston Villa yönetimi ne yaptı. "Bir kısım Aston Villa taraftarının yaptığını tüm Birmingham halkı ve Aston Villa'ya mal etmek insafsızlıktır, olayın takipçisi olacağız" şeklinde konuştular..........Hayır, öyle konuşmadılar tabi. Kulüp basın sözcüsü Steve Tudgay önce emniyet teşkilatı ile işbirliği içine girdi ve televizyon görüntülerinin incelenmeye alındığını ve en kısa zamanda suçlunun bulunup en ağır cezaya çarptırılacağını açıkladı. Teknik direktör Martin O'Neill
"yapılan hareket asla kabul edilemez ve korkunç bir teşebbüs. O para Sharp'ın gözüne gelebilirdi ve o zaman olacakları tahmin bile etmek istemiyorum, tamamiyle akıl dışı bir davranış, bu konuda mutlaka bir şey yapılmalı çünkü olay aynı zamanda kulübün sorumluluğu" şeklinde konuştu. 1-2 hafta içinde suçlu bulunacak ve büyük ihtimalle de İngiltere sınırları içinde hiçbir satada girememe cezasına çarptırılacak. Aston Villa'lı taraftarlar ise kendi tartışma platformlarında söz konusu taraftar için "umarız bir daha Villa Park'a giremez" şeklinde görüş belirtiyorlar. Şimdi bir yukarıdaki anlayışa bakın, bir de anlattıklarımıza. Türkiye'de bugüne kadar sahaya yabancı madde atan herkes dışarıda (19 Mayıs'taki pet şişe yağmuru sebebi ile hapis cezası alan Galatasaray'lı taraftarlar hariç, onlar da tabi bugüne kadar böyle bir cezaya uğrayan ilk isimler oldukları için kazan kaldırıyorlar, bahaneleri de bugüne kadar kimseye böyle bir cezanın verilmediği, cezanın yerinde olup olmadığüının önemi yok, daha önce diğer kulüplere verilip verilmediği önemli), sahaya girip maçı yarıda bırakan dışarıda, tribünlerde kavgaya sebep olan herkes dışarıda, cezasız dolaşıyor ve hala maça gitmeye devam ediyorlar. Ne taraftarlar bu hareketleri kınıyor, ne kulüpler sorumluluk kabul ediyor ne de suçluların bulunması için çaba harcıyor. Üstüne üstlük bir de kulp bulmuşlar. "Bu olaylar taraftarımıza ve kulübümüze mal edilemez".
Kime mal edeceğiz? NASA'ya mı? Tapu Kadastro Müdürlüğü'ne mi? TEMA Vakfı'na mı? Amersfoort çarşısındaki Faslı kasaba mı mal edeyim? Bu "mal edilemez" lafına bayılıyorum. Bilgisayarın reset tuşu gibi. Her şeyi temizleyip yeniden başlatıyor zannediyorlar. Ama öyle olmuyor işte.
6 yorum:
%100 katılıyorum bu da yılların eskimeyen klişelerinden biridir. böyle olayların ardından bozuk plak gibi tekrarlanır; maksat suçu hafifletmek ve kendini aklamaktır. ama maalesef senin de dediğin gibi suç, başta kulüp yönetimleri ve taraftarlar tarafından açık yüreklilikle kabullenilmediği sürece en ağır cezalar bile verilse bir şey değişmeyecektir. ülke olarak gene kendimizi kandırmaya devam edeceğiz.
anti-klişe timinde umarım bu heriflerin tozu bir güzel alınır.
Taraftar, bu isin en sucsuz sac ayagi. Yonetim kanadina degil de tribun tarafina mudahil oldugumdan soylemiyorum ama :) akli basinda adamlarin cogunlugu ucuk hareketleri engellemek icin ugrasir tribunde. Diyecegim o ki; tribun denen seyin otokontrol mekanizmasi, kuluplerin icra makamindan kat kat daha iyi isler.
Yine suçlu biziz.
-Taraftar forma al
-Taraftar bağır rakibi etki altına al
-Taraftar ıslık öttür hakemi etki latına al
-Taraftar deplasmana otobüs kaldır bizi yalnız bırakma
-Taraftar haklarımızı savun sokaklara dökül.
-Taraftar otokontrolü sağla tribünde sağduyu oluştur.
e.. biz bu adamları neden seçiyoruz atıyoruz başkan diyoruz arkadaş ozaman onlar bize başkan desin.
semt aşığı hastasıyız bu yorumların=)
bi tane mal için stad kapanmasın diye o savunmayı yapmak zorunda kalıyorlar diye düşünüyorum. o zaman bu bi kaç blogger yaptığı da tüm blogger camiasına mal edilebilir yani? blogger kapansın yani?
Türkiye'de cezalar "arkalı" takımlara başka "arkasızlara" başka uygulanıyor. "arkalı" dan sadece 3 büyükleri anlamayın yerine göre Sivas , Diyarbakır , Elazığ'da arkalanıyorlar. İzmir'in aynı ligdeki 4 takımına bir sezon içinde 17 maç ( yanlış okumadınız yazıyla on yedi ) ceza verildi 4 yıl evvel. İzmir'de maç seyreden tribünleri bilir , hele ki bu 17 maçın 5'inin İzmirspor ve Altay'a verildiğini söylersek komedi iyice vurgulanır ....
Yorum Gönder