2 Ekim 2008 Perşembe

VELİEFENDİ'NİN EFSANELERİ 4/10: ERTÜL CANKILIÇ

















Enteresan jokeydir Ertül Cankılıç. “Bazı tıfıl atlara binince ayakları yere değiyormuş abi. Düşün, o kadar uzun boylu adam ama kac tane yarışı var” tevatürü, “Önemli yarışlar öncesi içmesin diye çiftliğe kapatıyormuş at sahibi” söylentisi kadar meşhurdur. Uzun saçlarıyla tek tip jokey anlayışının dışına ilk çıkanlardandır. Ve “En dış kulvardan da…” sözünü duyduğunuz bir yerlerde mutlaka Ertül vardır.

Bu satırların yazarı “Acaba…”lar yüzünden çok para bayıldı Ertül’un bindiği atlara ve çok yırttı kuponlarını ama çok da para kazandı Ertül’ün sayesinde. Giden avuçla giderken (biraz yiğitliğe bok sürdürmemekten, biraz da “At yarışlarından en büyük kazanç kendini kaybetmemektir” şeklindeki Mehmet Ayanca züğürt tesellisine istinaden) ses soluk çıkmaz da serçe parmak ucuyla tadılan bal gibi küçücük kazançta vaveyla kopar at yarışında. Bizimkisi de o hesap. Neymiş, Ertül’den çok para kazanmişız. Hadi lan… Ama dedik ya, enteresan jokeydir Ertül. Orası su götürmez.

Mesela tabela bahislerin vazgecilmezidir. İlk iki kolon tek ya da iki at geçilir, peşine iki ata mutlaka Ertül yazılır, sıralı tabelada. Bir istatistik tutmuş değiliz, muhakkak ama 10 yarışından 5 tanesinde tabeladadır Ertül. Bu yarışlardan birinin akabininde, şimdi merhum olan Kadıköy 1 numaralı Ganyan’da Ertül’un 200 metrelik bir sprintinden sonra ikilisi tutan ve 1’e 70’Ie, güzel bir muhtemel ile cukka yapan bir abinin, mahkeme kararıyla soyadını değiştirmeye ve Cankılıç yapmaya ugraşmasını unutmak mümkün değil. Mahkeme ile olmayınca, yakasına taktığı kartla senelerce gezerek, kendince işi bitirmişti: S.Cankılıç.

“Gazi Koşusu ve Ertül” denince de söylenecek çok laf var.

1960-1991 yılları arasında 9 kez kazanan Mümin Çılgın
1958-1983 yılları arasında 7 kez kazanan Kazım Yıldız (“Sülo’nun binişi, Kazım’ın itişi” derler)
1971-1982 yılları arasında 7 kez kazanan Ekrem Kurt ve
1932-1951 yılları arasında 7 kez kazanan N. Horvath’dan sonra 4 kez ile en çok Gazi Koşusu kazanan jokeydir.

1989’da Golden Prince, 1990’da George Thomas, 1993’de The Best ve 1999’da ise Bartrobel ile Türkiye’nin en prestijli koşusunu kazandı Ertül.

Golden Prince ve George Thomas yarışları; bizim, değil altılı oynamak, seyretmeye bile başlamadığımız bir zamana aitti. Lakin 1989’da kazandığı Gazi’de, en baba atlardan kabul edilen Devir’i geçerek kazandığı için genç bir efsane olarak kulağımıza çalınmıştı Ertül. Hemen ertesi sene George Thomas ile kazandığı yarışı, bir iki sene sonra izlediğimizde “Ulan bu kadar hızlı geçen yarışta nasıl da en dış kulvardan fazla fazla koşmasına rağmen gelmiş bu adam, onca farkı kapatıp” diye hayretler içerisinde kalacaktık. Bu yarış, 1927’den beri koşulan Gazi Koşuları içerisinde 2.27’nin altına düşülen ilk yarış olacaktı.


















Ara not olarak; en hızlı koşulan Gazi 1996’da, Halis Karataş idaresindeki Bold Pilot’ın 2.26.22 ile kazandığı koşudur. İkinci sırada George Thomas’ın yavrusu Caprice’in, Sadettin Boyraz idaresinde Sheer Honor’ı fena halde mat ederek 2.26.71 ile kazandığı yarış bulunurken, üçüncü ve dördüncü sıralarda Ertül Cankılıç, George Thomas (2.26.96) ve Golden Prince’ı (2.27.18) görmekteyiz.

Golden Prince, şampiyon bir at değildi. Şampiyon kardeşleri de yoktu. Babası Eastern Star, bir iki kalburüstu at (hatta sadece Binba Star) ile biliniyordu. Golden Prince de ertesi sene sonunda , tabeladan fazla düşmese de vasat yarışlar çıkararak pistlere veda etti. Yalnız burada belirtmeden geçmemek gerek. Golden Prince, Pearl gibi vasat bir kısraktan Sorgunbeyi gibi klası oldukca yuksek bir safkan cıkarmıştır.

George Thomas’ın da yarış hayatı fazla uzun surmedi. Kazandığı Gazi’nin ardından bir iki yarışta daha yer aldı ve bunlarda birinci olamadı. Bıraktığında, totosu, 01121423 şeklindeydi. Yalnız George Thomas yüksek bir kan hattına sahipti. Annesi Keep Shining; Moonlight, Shining Star, Luxor, Barbarino ve Stage Door East (Maynatay’ın annesi) gibi başarılı yarış safkanları, aygırlar ve kısraklar vermişti. Nitekim George Thomas da kendi yavruları arasında Caprice gibi rekortmen bir Gazi galibi yanında, Shining Image, Top Comas ve Cincinnatti Kid gibi yavrular verdi.

1991’de Abbas ve 1992’de Prestige’in (Rahmetli Güntekin Alpay yarış boyunca Perestij diye bağırması ayrı bir tattı) kaçak kazandıkları yarışlardan sonra 1993’e gelindiğinde Gazi grubu oldukca ağırdı. Johnny Guitar ve Thunder Bolt gibi atlarla beraber, Karapolat, Binba Star, Volcano gibi kafa karıştıran atlar koşacaktı. Bizim de altılıya iyice müdahil olduğumuz bir seneydi. 17 numaralı The Best’in totosu Gazi öncesinde 524311’di. En azından bizim ganyanda çok da tutulmuyordu ama Ertül faktörüyle düşünülebilirdi. Bülten ağızları bir kenara konup, yarış başladığında vaziyet daha iyi anlaşıldı.

Yarışlarda “Tutarak gelenden korkmak” diye bir şey vardır. Aslında iki ucu keskin bıçak bu durum insanı yanıltabilir, zira atın hamlesine fazla izin verilmediği takdirde kantarmada sıkışarak, ritmin bozulması riski mevcuttur. Yine de bu işe uzun zaman kafa yormuş atçılar, ilk bakışta hangi atın kantarmada boğulacağını hangi atın tutarak yarış kazanacağını anlarlar. O gün de öyle bir yarış oldu.

Ertul yarış boyunca bariyer dibine yakın gitti. Gruptaki tavşan at sayısı fazla olmasına rağmen, yarış çok da hizli gitmemiş, dolayısıyla da fark acılmamıştı. 1200 metre start yerine gelinip de kamera atları yanladığı zaman “Kim ulan o tutarak gelen” şeklinde soru nidaları havada uçuşmaya başladı. Yarışı kenarda onuncu sıralarda takip eden Ertül, ön grubun yorulmasıyla The Best’e yol vermiş ve birer birer rakiplerini geçmeye başlamıştı. Son 600 metreye gelinirken, önün açmak için, hemen dışındaki Johnny Guitar’ın arkasında kısacık bir bekleme yaptı ve ardından 30 metre kadar bir kapışmayla hem Johnny’i hem de grubun geri kalanını bastırdı. Fark bir anda 3 boy kadar olmuştu. Geridekiler (Johnny Guitar, Volcano, Golden Hawk, Thunder Bolt) olanca güçleriyle tırmalarken, The Best, pilotunun mukemmel idaresinin hakkını verdi ve “Bundan sonrasını ben hallederim” diyerek rahatça finişe gitti. Bu koşudan sonra bir daha start almayan The Best, başta Thunder Best, Best Diamond, Ertekin ve New System olmak üzere vasatın üzerinde bir çok yarış atına babalık yaptı.

Bu yarışın ardından geçen 5 senede, As Jet (Tınay), Well Done (Sepet Ahmet), Bold Pilot (Halis), Fair Tail (Deterjan Akın) ve Kavranhan (Fuat) kazandı Gazi Koşusu’nu… 1999’da koşulan ve Ertül’ün Bartrobel ile kazandığı bu Gazi, son yılların en ağır gruplarındandı.

Özdemir Atman ekürisi, Lyra bozgunundan sonra Bold Pilot’la bir Gazi kazanmış ancak Talaria ile yine çok ümitliydi. Ergün Kalabak’ın Sümen’i orjini (Private Tender) itibariyle kum atı gibi gözükse de muazzam çim yarışları çıkarmıştı ve favorilerdendi. Eliyeşil Ekürisi 1986’daki Hafız yarışından sonra bir kez daha Gazi kazanamamıştı ama bu kez ümitliydiler. Her ne kadar bir sene önce Gazi kazanan Fuat binmiş olsa da (kapısı olumsuza çıkan böyle bir batıl vardır) Mighty Moor’a çok güveniliyordu. Bunların dışında, çok fazla şans verilmese de “Sürpriz kokuyor buram buram” diyenlerin yazdığı bir çok at da vardı yarışta. Izmir’de fevkaladenin de fevkinde bir sezon geçiren Maynatay, İmparator pilotluğundaki Elegance, ilerleyen senelerde adından çok ama çok bahsettirecek olan Medya, 4 ve 5 yaşlılığında açık yarış kazana kazana bir hal olan Sorgunbeyi, İzmir kumunun tozunu atacak olan Başpilot, Talaria’nin belalıları; bombacı Tınay’ın bindiği Shadows ve Deterjan’la Mavigök, Arek Kuyumçıyan’ın Free Man’ı ve The Best yavrusu Thunder Best…

Shadows yarışa hızlı başladı ama Maynatay, Izmir’den de alıştığı üzere gelip kafayı aldı. “Native Procida yavrularının çimde hele İstanbul’da sözü kolay kolay geçmez” şiarına uygun biçimde, bir süre sonra Süleyman Akdı, Elegance ile gelip Maynatay’ı bastırdı. Gerisi klasik bir Cankılıç yarışı oldu. Ertül bütün grubu en gerilerde takip etti. Spiker Zadik, Bartrobel’in ismini yarışın bitimine sadece 300 metre kala ilk kez, dış kulvardan gelmeye başladığında telaffuz etti. Önünü açık bulan Bartrobel, arkasına dizilen Talaria, Mighty Moor ve Doğu’nun önünde potaya rahat rahat uzandı. Canarino da iki koşu önce, Haberbatur-Sergen oynadığı yarışta, Dostkaraca gelince yatmış olmasına rağmen sırf “The Best gibi 17 numara ve Ertul” diye yazdığı Bartrobel gelince çocuk gibi sevindi. Gazi tutturma istatistiği bozulmadı… Bundan sonra Ertul nasıl atlara biner, Gazi kazanabilir mi, bilmiyorum. Ama yakın tarihin en enteresan koşularına imza attıgı da kesin.

Bir dahaki yazımızda, üst üste 3 Başbakanlık Kupası kazanma rekorunu Seren I ile beraber elinde bulunduran Trapper, Süleyman Akdü ve Tarık Aydın’ı konu edeceğiz.

by Canarino

Veliefendi'nin efsaneleri

8 yorum:

peralta dedi ki...

2006 yılında yine bir dişi Annosh ile, büyük favori, Red Bishop yavrusu, Karataş'lı Hızelbeyi'ni geçip, Talaria'dan sonra ikinci darbeyi vuracaktı ama olmadı. burunla aldı Hızelbeyi.

1999 yılındaki grup hakikaten çok klastı. Daha iyisi ve benim son 10 yılda gördüklerim içerisinde en iyisi diyebileceğim grup 2004 yılındaki gruptur. Sabırlı-Kaneko-Yavuzstar'lı grup.

Bir not da Bartrobel için düşeyim. o koşudan sonraki ilk yarışını hayvani bir grupta koşmuştu. Medya ile eküri koşan Velociraptor'un ilk çim yarışına denk gelen o koşuda 1999 Gazi'de koşan Başpilot ve Freeman ile büyük şampiyon Trapper da vardı. O yarışı ve onun rövanşı olan, karakolda biten yarışı senden dinlemek büyük zevk olacak abi.

Ayrıca bu sene Ankara kumunda çok iyi yarışlar çıkarmış Kamurabi de yine Bartrobel yavrusudur.

a.c. sedef dedi ki...

bu seri niye 10'dur ki?10'dan sonra da gitse ya.

Adsız dedi ki...

Ertül'ün Gazi yarışı maceralarını anlatan böyle bir yazıda tam olarak emin olmamakla birlikte Prestige'in kazandığı yarıştı diye hatırladığım S.Akdı'yı kırbaçla vurması olayını da anlatmanızı beklerdim. 15 yıl yakından atyarışlarını takip edip iddaaya terfi ettim ama o kadar büyük bir koşuda bu kadar tecrübeli ve ünlü jokeylerin alenen kavgasını hiç görmedim.

Akabey dedi ki...

kırbaç salladıkları YARIŞ ; WELLDONE nin kazandığı SERTKAYA nın 2.olduğu yarıştır, İMPARATOR Sülo Jery Lewis te, Cankılıç ise Sakab da idi ....

Ercan dedi ki...

Benim hep olabileceğinden azı olmayı seçmiş insanlara sempatim vardır.Şu günlerde kariyer,para,şöhret peşinde koşan insanların aksine Cankılıç paranın ve şanın peşinde koşmamıştır. Bu yüzden Cankılıç benim idolümdür diyebilirim. Her İzmir programının deklareleri açıklandığında bakıyorum dönmüştür belki diye.Ama şartlar dönmeyeceğini gösteriyor.

Adsız dedi ki...

cankılıçın kırbaç vurduğu video
http://www.youtube.com/watch?v=0IobJqalgcY
4:11 de

Unknown dedi ki...

An itibariyle Ertul yine Bakırköyde ve bir meyhanede her zamanki terbiyesiyle içkisini içiyor.Mahzen gibi bir yer burasi ama Ertul hep halk içindeydi.Varliktada yokluktada

Unknown dedi ki...

arkadaşın biri 99 gazisi için son 10 yılın en iyi grubu demiş...bu arkadaşa 97 gazisini hatirlatiyorum...