16 Aralık 2008 Salı

JELTOKSAN


Tüm dünya Yunanistan'daki olaylara odaklanmışken, blogun Almaty şubesi Canarino'dan enfes bir yazı geldi, ülke tarihi için bu önemli günde. Yayınlamak gerekiyor şüphesiz.

Kazakça’da “Aralık” anlamina gelen bu kelime, milliyetci Kazaklar icin sozluk anlamindan daha fazla sey ifade ediyor.

1986 Aralik ayinda, Komunist Parti’nin 27. Kongresi toplaniyor ve Kazakistan’i yonetmekle sorumlu uc parti sekreterinden birincisi olan Dinmuhammed Kunayev, Sovyetler Birligi’nde bir sene once gorev basi yapan Gorbacov’a giderek “22 yildir yuruttugu gorevinden ayrilmak istedigini, zira hakkinda cikan adam kayirma ve yonetim zaafi gibi soylentilerden sitkinin siyrildigini” soyluyor. Ayrica “Yerine etnik kokeni Rusya olan birinin atanmasinin gerekli oldugunu” ekliyor. Gorbacov’a gore bu atama isteginin nedeni, parti saflarinda giderek yukselen (simdiki Kazakistan Devlet Baskani ve o yillarda Kazakistan’dan sorumlu ucuncu parti sekreteri) Nazarbayev’i durdurmak. 1993 yilinda olen Kunayev ise yazdigi kitapta “Gorbacov’un kendisinden, yerine gelecek yonetici ile ilgili tavsiye almak bir yana dursun, tek isim bile konusmadiklarini, sadece ‘Iyi bir yoldas yollayacagiz’ demekle yetindigini anlatiyor.

Kimin dogruyu soyledigi bilinmez ama her nasil oluyorsa oluyor ve 1964’den beri gorevde olan Kazak asilli Kunayev’in mesaisi nihayete eriyor. Gorbacov’un perestroika planlarinin isiginda, baslarinda Kazak bir yoneticinin olmaya devam edecegini dusunen Kazak’lar fena halde yanildiklarini; Kunayev’in yerine daha once Kazakistan’la hic bir sekilde ilgisi olmayan Rus asilli Gennady Kolbin ataninca anliyorlar. Bir belgesel klasigi olan “Kizilca Kiyamet” de bundan sonra kopuyor.

Haber, baskent Almaty’ye ulasir ulasmaz, ogrenci merkezli bir kitle hareketi basliyor. Damla damla buyuyen kalabaligi soyle izah ediyor bir ogrenci: “Kaldigimiz yurttan disariya cikarken, arkadaslarimiz gelip, buyuk bir ogrenci grubunun sehir meydanina dogru ilerledigini soyledi. Biz de onlara katilmaya karar verdik. Meydana ulastigimizda polisin girisi kapattigini gorduk ama bir sekilde meydana ulastik”

Gencler beyaz carsaflarin uzerine cesitli sloganlar yazarak, Kazakistan Komunist Partisi Merkez Komite Binasi’nin onune dogru yuruyuse geciyorlar. Kendi deyimleriyle “Denize akan bir nehir” gibi hedeflerine yururken, ellerindeki pankartlarda “Kazak Ulusu Kazak Bir Lider Hakediyor”, “Liderimizi Bize Geri Verin”, “Kazakistan, Kazaklarindir” ve “Her Ulusa, O Ulustan Lider” yazilarini tasiyorlar. Baslangicta sayilari 250 kadar olan ogrencilerin sayisi, halkin da katilimiyla bir kac saat icinde 5000’e kadar yukseliyor. Ertesi gun katilimcilarin daha da artmasi ve onbinlerle ifade edilecek rakamlara cikmasi uzerine Parti Merkez Komitesi; gonulluler, polis, askeri ogrenciler ve istihbarat orgutlerinden, yani yerel guvenlikten olusan birliklerle kitleyi gozaltinda tutmaya ve olan biteni kayit altina almaya basliyor.

Siddet olaylarinin nasil basladigi hususundaki tevaturler muhtelif. Yetkililer, protestocularin asiri tutumunun siddeti baslattigini soylerken, gostericiler de Merkez Komite’nin kitleyi provoke etmek icin kalabaliga adam sizdirdigini ve boylelikle mudahale ortami yarattigini anlatiyor. O gune sahit olanlardan bazilari, uzerlerinde ogrenci olduklarini belirten emareler bulunan ama daha once hic rastlanmamis insanlardan (Bize de tanidik degil mi?) bahsediyorlar. Yerel guvenlikle catismalar tum hiziyla surerken, protestocular once Parti Merkez Komite Binasi’ni, sonra da Sehir Hapishanesi’ni ele gecirerek daha once gozaltina alinan arkadaslarini serbest birakiyorlar. Vaziyet iyiden iyiye ayaklanma halini alinca, Sovyet Ordusu’ndan kalabalik birlikler (70.000 kadar oldugu soyleniyor) guvenlik gunclerini takviye etmek icin Kazakistan’a sevkediliyor ve bu gelismeyi muteakip “cok agir” mudahale ibreyi tam tersi yone donduruyor. Mudahalenin cikardigi fatura konusunda, bu tip olaylarda, her zaman her yerde yasanan “Resmi-Gayriresmi Rakam” celiskisi mevcut.

Kazakistan Komunist Partisi Merkez Komite’ye gore;
Katilimci Sayisi : 11.000
Tutuklanan : 660
Olen : 2

Kazakistan Devlet Universitesi ogretim uyesi Burbasov’un yaptigi arastirmada ulastigi bilgiler daha degisik elbette.
Katilimci Sayisi : 25.000 (En az)
Tutuklanan : 5.000

Onca hadisede sadece iki ogrencinin (Kayrat Risqulbekov -22- ve Lyazzat Asanova -16-) olmesi akla pek yatkin gelmiyor ama arastirmalara dayanan gayriresmi aciklamalar da kesin bir rakam ifade edemiyor. Ornegin, Amerikan Kongre Kutuphanesi’nde olu rakami “En az 200” olarak gozukurken, bazi yerel kaynaklarin soyledigi, sayinin 1000 civarinda oldugu. Rakamlara bogulmadan son bir fikire yer vermek gerekirse, Muhtar Shahanov (Kazak yazari ve Eski Buyukelci), bir KGB yetkilisinin olu sayisini 168 olarak dogruladigini anlatiyor ama bu da digerleri gibi onaylanmamis bir bilgi.

Sovyet askerlerinin, bazi Kazak ogrencileri sehir disina cikardiktan sonra ormanda ayakkabilarini ve coraplarini cikarttirarak karlar uzerinde biraktiklari anlatiliyor. Tutuklanan ogrencilerin cikarildigi mahkemeler jet hiziyla bitirilmis ve 10 yila kadar hapis hukumleri verilmis. Tesadufen alanda olan, gosterilere karismadigi halde, tutuklanan insanlar olmus. Bunlar da katilimci olmadigi anlasilana kadar aylarca cezaevinde yatmislar. Ciktiklarinda ise fislenme yuzunden, islerine veya okullarina geri donme firsati bulamamislar. 1989’da, bu hareketler ve haksiz yere hapsedilen insanlar icin Kazak aydinlari bir takim girisimler baslattiklarinda, Talaybek Ylaytegin isimli Kirgiz asilli bir Sovyet askeri, Jeltoksan olaylarinin bastirilmasindaki basarilar yuzunden aldigi nisani iade ediyor ve bu da hapisteki insanlarin yavas yavas saliverilmesinde oldukca etkili bir tavir olarak hareketin tarihine geciyor.

Kazakistan, olaylarin baslangicindan bes sene sonra (1991) ayni gun bagimsizligini ilan etmis ama Jeltoksan olaylari ile ilgili kayitlar hala Moskova’daki Komunist Parti / KGB arsivlerinde ve Almaty’de kapali duruyor. Gosterilere katilanlardan ve yakinlarindan gelen yukaridaki bilgi kirintilarinin uzerinde bir sey yok. Kazakistan’in o donemdeki siyasi figurlerinden bazilari (basta Devlet Baskani Nursultan Nazarbayev olmak uzere) hala politik skalanin icerisindeler ancak olaylardaki rolleri veya katilimlari hic bir sekilde aydinlatilmis degil. Bayram olarak kutlanmasina ragmen, kisa sureli “Bagimsiz Kazakistan” tarihinin bu en onemli donum noktasina devletin verdigi (daha dogrusu vermedigi) onem oldukca dusundurucu. Olaylarin yirminci yildonumunde kurbanlar icin yapilan anitin acilisina gelen Nazarbayev’in ertesi sene hic bir anma toreninde yer almamasi ve Cin’e gitmesi buna dair bir ornek. Devlet kadar, halkin azimsanamayacak bir kismi da bu bayrama oldukca duyarsiz. Kazakistan’in da aydinlanma yolunda, tipki Turkiye gibi “Asiri Fikirsiz Bir Kisim Genclik” derdinden muzdarip oldugunu soyluyor Jeltoksan’in ogrenci taniklari ve saniklari.


by Canarino

Hiç yorum yok: