6 Aralık 2008 Cumartesi

VELİEFENDİ'NİN EFSANELERİ 6/10: AĞAKARACA part II


Halis Karatas, ilk binisinden on kusur yaris sonra Agakaraca’ya, 1998’in son yarisinda Izmir’de bindi. Dostkaraca haric, cok zayif bir gruptu ve rahat kazandilar. Isin zor kismi da bundan sonra basladi. 15 gunluk bir aranin ardindan kendi jenerasyonundan yasli atlarla bir kosuya katildi ve Gulerce’lerin Yelhan’ina gecildi Agakaraca.

Yelhan, tayliginda, Istanbul’da kum-cim ayirdetmeden cok basarili yarislar kosmustu. Orjini (Babasi Ozgun, bilhassa erkek yavrulari itibariyle cok basarili bir aygirdir) itibariyle de yarisseverlerce el ustunde tutuluyordu. Sevket Altug’un meshur “Hizir idi, Yunus idi”si gibi bir kac yaris ust uste “Yelhan idi, Taha idi” dedirttigini iyi hatirlarim. Cok keyifli kapismalardi. Parantez; Taha diyince, aklima Sih Taha geldi. Oyle cins bir atti ki uzerindeki jokey kilini kipirdatsa adeta zink diye dururdu. Kendi kendine birakildiginda, kenter kostugunu sanirdiniz ama grubundaki her ati gecebilirdi. Onu sonra anlatirim, fakat… Konuya donelim. At yarislarinda grup degistiren at icin “Ilk yarisini kaybeder, yavas yavas alisir” kurali gecerlidir. Bundan kisa sure once Arap gruplari yasa gore degil; A, B ve C grubu olarak siniftan kalitesize (yarissever deyimiyle essek) dogru alfabetik olarak ayrilirdi. Yelhan da A grubu bir atti. 3 yaslilik sonrasi ilk yarislarini, benim diyen atin bile ilk ciktiginda zorlanacagi Adana’da kostu. O zamanlar Adana pistinde Beyefendi-Kartalbey rekabeti yasaniyordu. Ganyanda, uzerinde gayri resmi bahislerin dondugu bir seriydi. Onlarla kostu ve iki yarista da sonuncu oldu. Akabinde geldigi Istanbul’da, sezonun sonlarina dogru Yavuzhan’i gecip ortaligi dagitarak gozlere (ve bu yarista yatirdigi kuponlar sayesinde gotlere) girdi. Yavuzhan o yarista ikinci bile olamadi. Ikili Benkar’la bitti ki, o gun ganyandan birileri Mc Fly hesabi gelecege gidip, yaris sonuclarini ihtiva eden bir almanak alsa, o sonucun oldugu sayfayi “Hadi lan ordan! Yanlis basmislar bunu” diyerek yirtardi... Agakaraca, ust grupla ilk yarisinda, Yavuzhan’i gecen bu mucize ikiliye yenildi yaristan ucuncu olarak ayrildi.

Bir sonraki yarista, Magrip vardi. O da Gulerce ekurisinin atiydi. Tayliginda, Istanbul’da kostugu hic bir kum kosusunu kaybetmedigi gibi, Izmir’de de bu basarisini devam ettirmis, kendinden yasca buyuk sampiyonlari kum pistte yerin dibine sokmustu. Arslaneray, Sergen, Bozdag, Alptug ve Cas gibi kalite atlarin hepsine karsi, kaleye bir adim kala topu durdurup, snav vaziyeti alarak kafayla gol atan cocuk misali rahat kazanmisti yarislarini. Bir onceki yarista, Agakaraca’nin arkasinda besinci oldugu icin ganyani fazlaydi. Cazipti. Uzerinde, bir onceki yarista Yelhan’i suren Sepet Ahmet (Atci) vardi. Ve Agakaraca yine gecildi.

Biz bu iki yenilgiye ragmen “Bu ati kumda gecsinler, gelsinler bir de benim uzerimden gecsinler” diyen ganyan abileriyle beraber, tek atmaya devam ediyorduk. Yine gozumuzun onune geliyor. Bu ganyanlardaki goruntuyu aynen alip, afilli bir toplanti salonuna koysaniz, insanlara toplantida giyilecek ust bas verseniz ve birilerine de bu harareti sessiz ekrandan seyrettirseniz, kesinlikle akademik bir tartismanin yapildigina kanaat getirirler. Halbuki torun torba sahibi olmus, duzenli bir yasantilari olan bu insanlarin muhabbetleri hep soyledir:

(Muteveffa ama mutevazi ve cok ozlenen TribunDergi matbuatina saygiyla... Bu minvalde (koymak minvali) tribunle ilgili sahane bir yazi vardi, numarasini animsamadigim bir sayida)
- Olm, hayvan yeni cikmis tayliktan? Nedir yani, Yavuzhan’i mi gecsin a...a k...m.
- Gecsin a...a k....m Kum pist degil mi? Hani alayina giderdi. Bu daha Yelhan’i, Magrip’i gecemiyo, Yavuzhan bunun a...a k...r, a...a k...m.
- Ulan locadan sictiginiz bok daha padoktan cikmamis vik vik otuyosunuz a...a k...m. Iki sene sonra bu atin en kralina 2 boy cekeri var kumda.
- Iki sene bos durmasin o zaman. Gelsin benimkini ceksin arada.

Bundan sonrasi iyice cirkinlestigi icin yazmayacagim ama keyiflidir bu isler. Guzel abilerdir bu insanlar. Yazinin yoluna geri girelim. Bu harala gurelede Akin ile iki yaris ust uste kazandi ve yukaridaki diyalogun kahramanlarindan Yavuzhan’in karsisina cikti Agakaraca. Uzerinde yine Akin vardi. “Yenildi ama ezilmedi” ile tarif edilebilecek bir yaris oldu ve Yavuzhan, bas farkiyla Agakaraca’yi gecti. “Iki sene sonra...” diye ongorulen sey neredeyse gercek olacakti. Duzluk boyunca tum ganyan “Yuru lan” diye inlerken, ganyanda ilk kez gordugumuz balikci botlu, yagmurluklu ve sari biyikli bir amcanin yarisi sakin sakin izlemesi ve sonunda “Yavuzhan, istemezse Agakaraca’ya gecilmez” diyerek gizemli gibi, degil gibi cekip gitmesi de o gune dair hatirladiklarim arasindadir. Agakaraca’ya da Yavuzhan’a da saygiyi arttiran bir yaristi ve iki ay icinde bu yarisin hemen hemen kopyasi olan iki tane daha gorecektik. Aslinda Agakaraca, 1999 senesinde kimseden cekmedi, Gulerce ekurisinden cektigi kadar. Gecildigi butun yarislarin birincisi, bir Gulerce atiydi. Bir sonraki yarisinda, bu sefer Selim Kaya’nin idaresindeydi ve yine Sepet Ahmet’in surdugu Yelhan’a gecildi.

Bazi atlar vardir, onlar olmadan kupon yapmak buyuk karizmadir, “Yazmam olm, biliyorum gelmeyecegini” havasi attirir ama yazmadan asla rahat yaris seyredemezsiniz. Hep yazmamak istersiniz ama yazarsiniz. Gecildiginde “Kuponun parasini arttirdik, durduk yere. Onu cikarir, tabelaya uc at daha yazardim” dersiniz. Geldiginde ise, “Ulan iyi ki yazmisiz, boku bokuna 1 liralik attan yatacaktik” siye dusunursunuz. Ummadiginiz yerde, 1 lira ganyanla gelip, suratinizin ortasina hacetlerini gideriverirler. Iste Agakaraca da bunlardan birisiydi. Bunca laftan sonra, sans verilmedigi halde kazandigi bir yaris anlatacagimi dusunmus olabilirsiniz ama oyle degil. “Gecen yaris biraz yanasti diye amma cosmus lan millet. Ganyana bak, 1 lira kusur. Yavuzhan’a Bombaci Mulayim binip, ters kossa uzak ara gelir. Agakaraca kim lan?” diyen haddini bilmezlerin yuregini agzina getiren iki yaris, soz konusu olan. Bilhassa ikincisi. Anlatalim.

Izmir sezonunun son kosusu icin piste ciktiklarinda, hemen hemen tum kuponlarda Yavuzhan-Agakaraca yaziliydi. Yavuzhan’in, adeti oldugu uzere, yarisi 1 boydan az farkla kazanmasina kimse fazla sasirmadi ama sezon Istanbul’a donup, takvim 2 Mayis Pazar’i gosterdiginde, bizim ganyanda kiyamet koptu. Gecen Istanbul sezonundan beri cim pistte yaris kosmayan Agakaraca, yine Yavuzhan’in karsisina cikti ama bu kez bir fark vardi. Gulerce’ler ekuri kosuyorlardi ve Yavuzhan’a eslik eden at Cas’ti. Cas, tayligi ve 4 yasliligi boyunca Yavuzhan’in golgesinde kalmis, ama beraber kostuklari yarislarda ona kafa tutmustu. Nihayet Yavuzhan 7 yasina geldiginde, Cas onu gecmeyi basardi. Ve simdi cimde cok daha basit atlara rahatca gecilen Agakaraca, onlarin karsisina cikacakti. Jokeyi, ilk yarislarinda kendisine binen Ertul’du. “Ne varsa onda var” diyerek yaptigimiz ikilileri, cebimizde sakliyorduk, dalga gecen olmasin diye. Ganyani 10 lira kusur olan Agakaraca; Cas-Yavuzhan-Agakaraca-Haberbatur seklinde, Yarim Boy, Bas, 2 Boy farklarla biten ve milletin masalarin uzerine cikarak izledigi bu yarista goz doldurdu. Yaris bittiginde “Anasini s.....m ya” diyerek ikilileri yirtanlari gorunce, kupon saklayanin sadece biz olmadigini anladik. Ulan bir cakarsak var ya, onumuzdeki hafta her gune 20 kagitlik kupon garanti” diye yuklenmislerdi, Agakaraca’nin cazip muhtemeline.

1999’un geri kalani pek de parlak gecmedi kir renkli kum sampiyonu icin. Istanbul’da kayit olabilecegi acik kum yarisi fazla olmadigidan oturu devamli cim kosuyordu. Cok sert grupta kostugu iki yarisin ardindanbir kez kum pist gordu ama onda da Nevzatbey’e gecildi. Canli izledigim en bombaci jokeylerden Sinasi Gokce, sulu pistte cime benzeyen kumdan da yararlanip, 11 lirayla bombayi patlatarak Agakaraca’yi ikincilikte birakti. Cas’a burun farkiyla kaybederek yeniden ganyan ahalisini yusuflattigi yarisa kadar hic bir varlik gosteremedi Dersaadet’te. Hatta Boruhan’a bile gecildi Karaca ekurisinin gozbebegi.

Boruhan demisken, hayatimizda ilk kez bize, altiliya tavir koyduran bu kardesimizi anmadan gecmek olmaz. Bildigimiz kadariyla hakkin rahmetine kavusmus. Nur icinde yatsin, cok enteresan bir stili vardi. Hatta stili, stilsizlikti. Bir at dusunun. 900 metreden, 2800 metreye kadar her mesafede, cim kum ayirt etmeden her pistte, sulu’dan cok agir’a her sartta, Istanbul’dan Izmir’e her sehirde yaris kazaniyor. Insani ne bahis yapacagina kararsiz birakiyor. Yazsaniz gelmiyor, yazmasaniz geliyor. Her finise birinci girdiginde “Ne oldu lan? Yazmadin mi beni?” dermis gibi duruyor. Kaya sulalesinin, alfabetik jokey kardeslerinin hemen hepsiyle (Selim Kaya basta olmak uzere butun sulale jokeydir, gibidir. Misal O. Kaya, M.Kaya, Has.Kaya, Hus.Kaya) yaris kazanmasina bir sey demiyorduk ama ne zaman ki H. Kurtcuoglu adinda bir surucu ile Altaha’yi ve Agakaraca’yi gecerek 25 lira ganyanla tum yarisseverleri soka soktu, iste o gunden sonra katildigi musterek bahisler altiliya dahil oldugu gunler, kendisi disinda butun atlari yazarak kupon oynadik onun ayaginda. 9 at mi kosuyor? 8 tanesini yazdik, Boruhan’i yazmadik. Bu kendi capimizda protesto, kendisini yaris kazanmaktan alikoymadi tabii. 5-6 yaris kadar daha ganyani bize guldurdu o kadar. Saygideger bir atti Boruhan, Allah rahmet eylesin.

Agakaraca’nin Istanbul’dan sonraki duragi Ankara oldu. Uzun sure sonra cimde bir yaris kazandi burada. Cok ama cok zayif bir grupta, surdirek favori olarak Altin Cocuk Halis Karatas’in pilotlugunda kazandigi bu kosudan sonra, kendi grubuna geri donunce, birinciliklere yeniden ara verdi. Gurbuz Refioglu’nun Odin’i ile atbasi bitirdigi ve birinci sayildigi 1600 cim yarisinda; “ikimizde bas rol oyuncusuyuz ama benim ismim one yazilsin” temali sinemasal tartisma gibi, ganyanda “Atbasi bitti ama Agakaraca basa yazilsin” kavgasi cikmisti. Yaris oncelerinde BBC’de yemek tarifi seyredecek kadar naif olan insanlarin yaris aninda bu kadar delirdiklerini gormek enteresan oluyor.

Agakaraca, 1999 Ankara defterini, Odin’le atbasi bitirdigi yarista bir burun mesafesi arkada birakabildigi Boruhan’a bir kez daha gecilerek kapattiktan sonra, 2003 sezonuna kadar “Hanginiz en formdaysa burada o ciksin karsima” giderini yapacagi ve kariyerinin sonuna kadar bir kez bile olsun tabeladan dusmeyecegi Izmir’e dogru yola cikti.

Part I

devamı var

by Canarino

Hiç yorum yok: