7 Ocak 2009 Çarşamba

FUTSAL VE SALON FUTBOLU

















Salon futbolu bundan 10 sene önce bir hayli popülerdi. Genellikle Almanya'ya hazırlık karşılaşmaları için giden Türk takımları bu turnuvalara katılırlardı ki televizyonlar da bu maçları yayınlamaktan çekinmezdi. Dün Eurosport'ta Bayer Leverkusen, Alamania Aachen, Köln, Fortuna Düsseldorf gibi takımların katıldığı futsal turnuvasına rastlayınca anılarım canlandı ve bu sporla ilgili bir yazı yazmanın zamanı geldi diye düşündüm. Tabi o yıllarda parke üzerinde oynanan spordan farklı olarak dün maç yumuşak halı üzerinde oynanıyordu, yani eskiye göre salon zeminleri de düzeltilmişti. Hemen belirteyim tribünlerde yaklaşık 15.000 kişi karşılaşmaları takip ediyordu. Almanlar için futbolun artık bir eğlence aracı haline gelmesi ve futbol adının olduğu her yere koşturmaları bu spor için harika bir gelişme.

Öncelikle "Salon Futbolu" ve "Futsal" arasındaki ayrımı iyi yapmak lazım. Salon futbolu genellikle Kuzey Amerika ve Meksika'da yaygın olan, 15'er dakikalık 4 devre halinde oynanan bir spor. İlk ve üçüncü devrelerin sonunda içer dakikalık ikinci devrenin sonunda da 15 dakikalık bir ara var. Takımlar biri kaleci olmak üzere 6 oyuncudan oluşuyor. Oyun devam ederken kenardaki panoların üzerinden atlatma suretiyle istediğiniz kadar oyuncu değiştirmeniz mümkün. Maçlar eğer berabere biterse 15 dakikalık, altın gol kuralının geçerli olduğu bir uzatma bölümü oynanıyor. Ofsayt kuralı uygulanmıyor ve bazı liglerde belli bir mesafenin daha uzağından atılan şutlar 2 gol olarak sayılıyor. Ancak belirttiğimiz gibi bu spor daha çok Kuzey Amerika'da yaygın. Bizim asıl eğileceğimiz spor Futsal.

















Futsal 1930 yılında Uruguay'da düzenlenen Dünya Kupası sırasında ortaya çıkmış bir spor. O yıllarda antrenman maksadıyla hentbol salonlarına yapılan karşılaşmalar ilk futsal aktiviteleri olarak değerlendirilebilir. 1971'de Uluslararası Futsal Federasyonu olan FIFUSA'nın kuruluşu ile spor global bir platforma oturuyor. Daha sonra da FIFA kendi Futsal yapılanmasını gerçekleştirerek 1989'da Rotterdam'da ilk Saln Futbolu Dünya Şampiyonası'nı gerçekleştiriyor. Bunu 1992 Hong Kong ve 1996 Guetamala turnuvaları takip ediyor. Futsal sahası eni minimum 25 maksimum 42, boyu minimum 15 maksimum 25 olan sahalardan oluşuyor. Zemin ahşap veya halı olabiliyor. Her iki takımda birisi kaleci 5 oyuncu bulunabiliyor ve 7 değişiklik hakkı var. Oyuncu değişikliği aynen salon futbolu gibi panoların üzerinden atlayarak gerçekleşiyor, oyundan çıkan oyuncu tekrar girebiliyor ve hatta kaleci sahadaki bir oyuncu ile yer değiştirebiliyor. Maçlar yirmişer dakikalık 2 devre halinde oynanıyor. Takımların her devre birer time-out hakları var. Her maçı 2 adet hakem yönetiyor ve maç hakemin hava atışı ile başlıyor. Duran toplardaki 9.15 kuralı bu oyunda 5 metre. Kuralların tümü FIFA'nın dökümanından görülebilir.

Brezilya salonda da sporun lideri. Ama yeşil sahadan farklı olarak dünya sıralamasında İran 4., Ukrayna 8., Japonya 10. ve Tayland 13. sırada. FIFA'nın düzenlediği toplam 6 Dünya Kupası'nda 4 kez Brezilya 2 kez de İspanya şampiyon oldu. Son 4 turnuvadaki 1. ve 2.lik koltuklarının birisi dışında hepsi bu iki takım arasında paylaşıldı. 2004 yılında Tayvan'daki turnuvada İtalya ikinci olmuştu.

İspanya, Brezilya ve Almanya'nın kendi ulusal ligleri aynı zamanda önemli kalabalıkları tribünlere çekiyor. Özellikle İspanya bu konuda önemli bir aşama kaydetmiş durumda. Koreografi denen oluşum salonlara da sıçramış aşağıda görüldüğü gibi. Yazıda sırasıyla Caja Segovia ve Polaris takımlarının tribünleri görülüyor.

4 yorum:

bonedriven dedi ki...

tam da bugun galatasaray.org da eski salon futbolu turnuvalariyla ilgili bir yazi var tarihte bugun kosesinde, hos bir tesaduf olmus.

papaz dedi ki...

Ankara'da Şubat ayında bir turnuva düzenlenecek. Biz ODTU olarak katılıyoruz, ayrıca organizasyon sorumlusu da bizim hoca olduğu için geçen gün öğrendim, Ankaragücü, Gençlerbirliği, Şekerspor da katılıyor. 8 takımı da diğer üniversiteler tamamlıyor.

Adsız dedi ki...

2006 da mainz deki Türkisches Rhein-Main-Turnier de SV Bosporus Eltville ile ceyrek finalde elenmistik bu salon turnuvalarının birinde.Top cok garip ben TR den dil ögrenmeye diye kalkıp almanyaya gidiyorum e tabi futbola da dewam ; derken 10 numara veriyolar fln takımda..ama bu turnuvadan sonraki baska bi salon turnuvasında iyi ısınamadıgımdan ümit karan ın su anki dizdeki kıkırdak erimesi sakatlıgı cıktı futbol hayatıma gecici bir nokta koymustum. bu arada ü.karan dan 2 ay hayır beklemeyin o dizim hala agrır..
http://www.sv-bosporus.de/Bildergalerie/pic-263.htm

canoğlan dedi ki...

çocukluğumdan kalan fener hatıralarından biridir bu salon futbolu hazırlık maçları, kanald vermişti sanırım. not alıyordum o zaman küçükken fenerle ilgili herşeyi, aklımda kalan şeylerden biri de 2 maçı farklı kaybedip alman leipzig takımına 7 atmamızdı. baya baya sevindiğimi hatırlıyorum :))

flying dutchman, bir de türkiyede hala oynanmakta olan bayan futbolu ile de ilgili bir yazı güzel olabilir. naçizane tabi.