26 Ocak 2009 Pazartesi

DÖRDÜNCÜ ERKİN KULLANIMI

















Maşallah Türkiye Ligi'nde dünya üzerinde meydana gelen her hadisenin bir benzeri yaşanmış oluyor. Bu açıdan çok bereketli ligimiz kabul edelim. Bu anlatacağımız hadisede olduğu gibi. Hadiseyi hatırlıyorum ama bazı ayrıntıları kaçırmış olabilirim. Erman Toroğlu ve Hıncal Uluç'un Atv'de Kale Arkası programını yaptığı dönemler. Gaziantepspor-Ankaragücü maçında Antep bir gol atar. Ancak Ankaragücü futbolcuları bu golün ağların yanından fileleri delerek kaleye girdiğini söylerler. Hakem golü iptal eder. Gaziantepspor buna rağmen maçı kazanır. Ancak daha sonra golün nizami olduğunu kameralarıyla yakalayan Toroğlu-Uluç ikilisi maçı tekrar ettirirler. Hatta bunun üzerine "Erman Toroğlu Gaziantep'e bundan sonra giremez" şeklinde basın başlıkları da hatırlıyorum. Dediğim gibi verileri kesinleştirecek hiçbir kaynak bulamadığım için konu ile ilgili bilgisi olanlar yoruma düşerlerse çok seviniriz.

Brezilya'da Rio De Janeiro çapında düzenlenen Carioca Şampiyonası'nda karşı karşıya gelen Boavista ve Botafogo takımlarının mücadelesinin 65. dakikasında ilginç bir pozisyon yaşandı. Durum 1-1 iken Botafogo kafa vuruşundan bir gol kaydetti. Ancak Boavista'lı oyuncular pozisyona uzun süre itiraz ettiler ve topun filelerdeki bir delikten ağlara gittiğini iddia ettiler. Görüntülerde çok net görüldüğü gibi gerçekten de Botafogo'lu oyuncunun kafa vuruşunda top direğin yanından oyun dışına çıkmasına rağmen kalenin arkasına doğru gerilmiş ağlardaki bir delikten içeri giriyor. Hakem önce gol kararı verdi. Ardından maçı yayın kulübelerinden izleyen bir görevli saha kenarına gelerek ağır çekimde topun filelerdeki bir delikten içeri girdiği haberini verip golü iptal ettirdi. Botafogo gol iptal olmasına rağmen maçı 2-1 kazandı. Bu hadise bu tür uzun itirazların yaşandığı pozisyonlarda hakemlere gerekirse televizyon kameralarının yardımcı olabileceğini bir kez daha gösterdi. Teniste bu sisteme "challenge" hakkı ile geçildi biliyorsunuz. Futbolda bu kadar sık olmasa da çok ince detay pozisyonlarda (topun çizgiyi geçip geçmediği veya topsuz alandaki bir kırmızı kartlık hareket gibi) gibi, kamera desteğini alan bir maç görevlisinin belki de dördüncü hakemin böyle bir imkanla donatılması ve orta hakemle bağlantıda olması sağlanabilir. Tabi bu iş suistimal edilme ihtimali olan bir durum. Her maçta hakeme tv kameralarından yardım almasını isteyen bir dolu futbılcu demek. Hele Türkiye Ligi'nde düşünemiyorum bile. Bunun elbette tamamen hakemin insiyatifine bırakılması ve benzer talepte bulunan oyuncuların aynen hakem otoritesinin sarsan oyunculara verilen kart cezasıyla cezalandırılması sağlanabilir. Tabi bizimki akıl yürütme. Yardımcı hakemler bu tür pozisyonları yakalayabildiğine göre sorun yok. Ancak zaman zaman 2006 Dünya Kupası finalindeki Zidane-Materazzi hadisesindeki gibi sadece TV kameralarının yakaladığı anlar olabiliyor.

3 yorum:

Radical Media dedi ki...

TSL de bile 1001 türlü numara döner alt liglerde ne kepazelikler olur artık düşünemiyorum.Zaten sorun Türkiye'de birşeylerin görülememesi değil, "niyet" problemi var. Basının yaymaya çalıştığının aksine hakemler ve hakemleri yöneten güruh çok farklı hesaplarla maçlara çıkıyorlar. Güvener , Aydın , Ulusoy , Özgener , Erzik gibi isimlerle varacağınız nokta bundan ileride olamaz.Gerçi herkes memnun ama gerçekten futbol aşığı birçok insan Türkiye Futbol Liglerini benim , 10 - 11 yaşlarında " Zafer'e Kaçış " Filmindeki maçı seyretmem gibi üzüntü ve öfkeyle seyrediyorlar.

İsmail Şayan dedi ki...

Ben olayı farklı anımsıyordum. Biradere sordum, o benden daha iyi anımsıyor anlaşılan:

- İki oyuncu hava topu mücadelesine çıkıyor. Hakem hücum takımı lehine faul veriyor. Ancak savunmadaki takımın ouncuları hakemin ofsayt verdiğini zannederek oyunu başlatıyorlar. Pozisyonun devamında gol oluyor.

Oyunu başlatması gereken taraf değil de diğer taraf başlattığı için bir kural hatası oluşmuş oluyor ve maç tekrar ediliyor.

Bir de üzerinde tartışmayı uygun görürseniz:

Bence sizin verdiğiniz örnekteki olay "kural hatası" değil, "hakem hatası" olur. Hakemin girmeyen topu girdi sayması veya giren topu girmedi sayması(Denizli-Fener maçında Deivid'in şutu) hakemin değerlendirme hatasıdır ve hakem hatası olarak kabul edilmelidir fikrindeyim. Ancak Ali Aydın'ın Fener-Rize maçında yaptığı gibi aynı oyuncuya iki sarı kart göstermesi ve oyunu devam ettirmesi, "bir maçta ikinci ihtarı alan oyuncu oyundan ihraç edilir" kuralının uygulanmamasından doğan bir hatadır. Hakemin, ikinci sarıyı çıkardıktan sonra uygulanması gereken kural uygulanmamıştır. O yüzden de kural hatası olarak değerlendirilmiştir.

Benzer şekilde, hakem oyunu A takımının başlatması gerektiğini gösteren bir karar verip oyunu B takımı başlatırsa kanımca bu da kural hatasıdır.

Bir de kararlar için televizyon görüntülerinin kullanılmasına ebedi muhalifim, onu da söyleyeyim :)

Flying Dutchman dedi ki...

İyi kötü hatırlıyorsunuz yine ben hatırlayan kimseyi bulamadım. Yalnız anlattığüım olay ve sizinki tamamen farklı bir gariplik var :)

Bu arada kural-hakem hatası konusunda ufak bir şey gözden kaçmıyor mu? Oyun kurallarında sonuçta gol olması için topun gol çizgisini yerden veya havadan tamamen terketmesi lazım. Burada 3 direğin ve çizginin arasından geçmiş olmayan bir topa gol kararı veriliyor. Bu anlamda sanki hakem hatasından çok kural hatası var gibi geliyor. Ha ama tabi burada bir nüans var. O zaman çizgiyi geçmemesine rağmen verilen her gol "kural hatası" olarak kabul edilir. Biraz zor bir durum. Sanırım sizin görüşünüze katılıyorum.