Kakha Kaladze yarın sevgilisi Anuki Arehidze'ye gol pozisyonlarının fotoğraflarını gösterse "ne güzel hayatım her resimde çıkmışsın" diye bir tepki alır. Gürcü oyuncu Inter'in yakaladığı her gol pozisyonunda ve attığı gollerde fotoğrafın içindeydi. Belirteyim uzun süredir 90 dakikasını birden izlediğim bir Inter Milan-AC Milan maçı olmamıştı. İtalya Ligi deyince kumandaya elim korkarak gidiyor. Hele bir akşam önce enfes bir Hertha Berlin-Bayern Munich maçı izlemişken bozmayayım dedim ama bu sefer doğru hareketi yapmışım. Maçın ikinci yarısı özellikle Milan'ın golünden sonra bitiş düdüğüne dek aynı pozisyonda maçı izledim. Aslında her ne kadar ikinci yarı Milan, Inter kalesini ufak çaplı bir ablukaya alsa da hafiften bir "atı alan Milano'yu geçti" durumu söz konusuydu. İlk yarıda Ancelotti'in oynattığı futbol Ronaldinho'yu çileden çıkardı bir kere.
Milan 9 kişiyle Inter önüne bir set çekmişti ve Ronaldino ile Pato'yu rakip sahaya 2 yalnız adam olarak koyup onlardan medet ummuştu. Ronaldinho Pato'ya topu fırlatıyor, Pato da 65 metrelik dikine bir alanı bir sağa bir sola kat ediyordu, peşindeki 3 defans adamı ile beraber. Bu taktikten ekmek çıkması imkansızdı. Çıkmadı da. 34. dakika civarı Ronaldinho arkadaşlarına "ileri gelin" şeklinde bir işaret yaptı. O hareketten bir kaç dakika sonra ikinci golü yediler. Hücumda bu şekilde uzun boylu ve top indirebilen bir oyuncusu olan bir takıma bu denli kapanmak büyük hata. Inter sıkışınca topu Ibrahimovic'e kaldırdı, bunlardan bir tanesi de Stankovic'e asist oldu zaten. Stankovic'in maçın başında kaçırdığı bir gol var. Milano derbisinde kaleciyle burun buruna ve en yakın adamın 3 metre uzakta olduğu bir pozisyon kaç tane gelir bilmiyorum. Stankovic önce kontrol edeyim, sonra köşeye çekeyim, sonra vurayım derken Ambrosini 5 adım geriden yetişip topu kurtardı. O hareket de Stankovic'in akıllanmasını sağladı ve Sırp oyuncu devre sonunda hemen hemen aynı bölgede önüne düşen topa hiç beklemeden gelişine vurunca Abbiati topu ağlarda gördü.
Devre arasına gelmişken belirteyim. Celtic-Rangers derbisinin devre arasında Coldplay'in son albümünden şarkılar çalınıyordu. Az önce Inter-Milan maçının devre arasında klasik müzik tarzında bir şarkı çalındı. Bizde ne çalınıyor? Şakşukaaaaa, şakşukaaaaa, şakşuka şakada şuka....Ne tesadüftür ki 2 yıl önce Ali Sami Yen'de bir devre arasında DJ Coldplay'den Clocks'u çalmaya başlamış ama herhalde gelen uyarıyla 30. saniyede Serdar Ortaç'a dönmüştü. Devre aralarında bu şarkı müsveddelerini niye dinlemek zorunda bırakılıyoruz çözemiyorum. Türk müziği çalacaksanız mazide kalmış bir dolu adam var Cem Karaca, Barış Manço, MFÖ onları çalın bari. Nerde bir zevksizlik abidesi var, basıyorlar hoparlöre.
Inter'in ikinci golü ile ikinci devre başındaki 5 dakikalık fırtınasında yukarıda bahsettiğimiz gibi Kaladze'nin imzası var.
Futbolu kim bırakıyor ben çözemedim. Yanında 40'lık Maldini Adriano'dan yediği depar dışında sırıtmazken Kaladze başlı başına problemler yarattı. Pato'nun golü öncesi Ronaldinho'nun Jankulovski'ye yuvarladığı top defansın belini kıran cinsten bir top. Herkes Mersin'e giderken Ronaldinho topu tersine yollayınca denge kalmadı tabi, Jankulovski Pato'yu harika görüp Milan'ı tekrar maça bağladı. Bağladı ama o andan sonra sahneye çıkan adam bana "ulan Sir Alex sen ne güzel adamsın" dedirtti. Fergie'nin bir lafı var "
Inzaghi ofsayt pozisyonunda doğmuş" diye. Hala itirazı olan var mı bilmiyorum? O kadar dikkatsiz ve savruk bir adam ki 5 dakika içinde 3 kez ofsayta düştüğü yetmiyormuş gibi kendi attığı ve son vuruşu şahane olan bir golü de dikkatsizliği yüzünden heba etti. Ümit Karan ve Filippo Inzaghi'yi aynı takımın forvet hattına yerleştirsek ofsayt konusunda kırılması güç bir rekora imza atabilirler rahatlıkla.
Vieira takıma tekrar girer mi bilemiyorum ama Muntari böyle oynamaya devam ederse onu oradan kesecek bir adam olduğunu sanmıyorum. Muazzam oynadı Gana'lı. Javier Zanetti için de bir not düşmek lazım. Bu adamın maç içinde ileri çıktığı ve tehlike olmayan bir pozisyon var mı acaba? En azından ben görmedim. Arjantin'li ne zaman ileri çıksa en az 2 adamı ekarte ediyor ve pozisyonun sonucu mutlaka tehlike oluyor. İlk yarı boyunca Ancelotti'nin kendi sahasına hapsettiği Seedorf, ikinci yarı defansın arasına girince Milan da otomatik olarak yüklenmiş oldu ama ataklar Inzaghi'nin ofsaytları arasında eridi gitti. Inter adına, başta kendisini topun önüne atarak 2 golü önleyen Chivu olmak üzere Maicon, Muntari ve Adriano'nun, Milan adına da Pato'nun gayet iyi oynadığını belirtmek lazım.
Tabi bir de ilk gol var. Pozisyonun yardımcı hakem de dahil olmak üzere görülmemesi apayrı bir hadise, Abbiati'nin ufak bir el kaldırması dışında hiçbir itirazın olmaması bambaşka bir hadise. Fatih Terim yorumluyordu maçı Türk televizyonlarında. Gol sonrası "bakın hiç itiraz yok" şeklinde "örnek almamız gereken görüntüler" nutuğu attı ama Türkiye'de hakeme itiraz konusunda hem şahsi olarak hem de yönettiği takımlar açısından çığır açmış bir adamın bunları söylemesi kelimenin tek anlamıyla ironiktir.
Son notlara gelelim. Şu stadın tepesindeki maç kamerası. Tamam, FIFA veya PES oyunundaki bakış açısını veriyor bize ve dev ekrandan izlerken "Pirlo çekil kenara ben vuracağım bu sefer" diye maça giresi geliyor insanın. Ama aynı zamanda geriliyorum. Diğer kameralara geçtiği zaman çok net görülüyor ki bu tepe kamerası resmen 3 metre yüksekliğe kadar iniyor, hayır birisi ayar kaçırsa frikik atacak oyuncuya arkadan çarpacak. Umarım bir problem yaşanmaz bu konuda (çok da zannetmiyorum). Ve Maldini...Son derbisini oynadı. Yıllar önce Hagi'ye futbolu bırakırken, "neden?" diye sorduklarında "
ben 40 yaşına kadar oynarım ama antrenmandan bıktım" demişti. Maldini'nin ki de o hesap gibi, ya da bana öyle geliyor. 20 yıldır, kademe, hata kapatma, antrenman, kupa, final, deplasman derken adam biraz da hafta içi 2'de yatağa gitmeyi, 2 paket cips 3-4 tane bira ile sızmayı, mayıs ayında erkenden tatile çıkmayı istiyordur yahu. Yoksa yukarıda dediğim gibi, maçı izliyorsunuz, futbolu bırakma arifesindeki adam Maldini mi Kaladze mi belli değil. Ya da dediğim gibi ben kendi kendime gelin güvey oluyorum. Her ne olursa olsun adama büyük bir alkış tutmak gerekiyor tereddütsüz....
8 yorum:
Sadece tepe kamerası ile değil, taç çizgisindeki steady-cam'ler ve kale arkasındaki jimmylerle, (nasıl bir objektifse artık) inanılmaz derin zoomlarla bazen mide bulandıracak kadar hareketli çekimler yapıldı. Klasik görsel maç anlatımı alt üst edildi, sinema televizyon okullarında "hareket yönünün korunması" konusunda temel örneklerden biri olan maç yayını örneği bu maç için tam anlamıyla kötü örnek oldu. Tepe kamerası bu kuralı çok sık ihlal etti. Peki kötü mü oldu? Bence değil, şu kriz günlerinde böyle bir maç yayını yatırım yapmayı düşünmeyecek kadar pahalı bir yayıncılık ama eminim ki gelecekteki maç yayınları için bir standart olacaktır. "Maçı yaşama" etkisini çok arttıran bir yayıncılık ve insan hakikatten topa ayak koymak istiyor yahu!
küçüklükten beri, herhalde defansta oynadığım için büyük takımlar savunması güçlü olan takımlardır kabilinden birşeyler gevelerdim. sonra bir baktık binbir türlü benzeri çıkmış bu lafın, hücum maç kazandırır defans şampiyon yapar vb. ama gerçekten bir kez daha anladım ki işin en kritik kısmı savunmada bitiyor. önce beşiktaş baskılı oynadığı görülen maçta trabzonspora karşı duran toplar dışında ciddi tehlike yaşatamadı, ardından milan ikinci yarının son 30 dakikasında ablukaya aldığı intere karşı maçı çeviremedi. ben de maçı izlerken benzer şeyleri düşündüm. kaladze kesinlikle bu ayarda bir takımın stoperi değil ve ikinci yarı başında ardarda bunu kanıtladı.
yine küçüklükten beri interi tutarım ama 1988 avrupa şampiyonasında italyanın bir maçını anlatan trt spikerinin söylediği "italyan futbolunun 19 yaşındaki yıldız adayı" sözünün öznesi olmadan da bu derbide bir şeyler eksik kalacak, farkındayım. çok büyük topçusun be maldini. büyük kaptanın 36 yaşında çizgiden top çıkarması veya maldininin 40 yaşında hala hayvani inter hücumcularına karşı ayakta kalma çabası ronaldinhonun jankulovskiye pasından daha bir keyifli benim gözümde.
harbiden özlemiştir maldini bunları. şahsen kendimi onun yerine koyuyorum da; iyi sabır ya da anormal bir futbol aşkı olsa gerek bu durum.
Yaw o değil de Milan sanki takımda Hakan Şükür varmışçasına neden sürekli havadan oynuyor ya da dakka başı orta yapıyor diyelim de daha net olsun. Inzaghi girmeden önce de sonra da aynı oynadılar belirteyim. Pato ve Ronaldinho'lu takım yanlış oynuyor sanki çok.
Devre arası müzikleri demişken... en son Ali Sami Yen'de Metallica konseri esnasındaki tribün ambiansı süperdi. Yani herkesin eşlik edebileceği, hafif espritüel şeyler konabilir statlara rahatlıkla ve çok hoş da olur. MFÖ demişsiniz misal, düşünüyorum da oradaki 20000 kişi aynı anda "Asabiyim ben" söylese ne şahane birşey çıkar.
Yanlız ASY'de Barış Manço'nu a.y.ı. şarkısı çalarsa olay çıkabilir :D
Şaka bir yana Costacurta ve Albertini'den sonra Maldini'nin bırakması ile bence bir dönem resmen kapanacak. Bakalım Paolo'nun oğlanlar 3. kuşak olarak a takıma girebilecek mi? Eğer buda olursa A.C. Maldini olsun takımın adı :D
Bu maçla beraber Portekiz asıllı Adanalıda Sir'e bekle geliyorum mesajı vermiştir :D
stankovic napıyo anlayamadım, uçan tekme midir nedir? arıza oluyo bu sırplar da..
kadıköy'de bir maça gelmenizi tavsiye ederim.faithless çalıyor,bedük banko çalıyor, bu hafta sonu R.E.M'ler red hot'lar havada uçtu...
Yorum Gönder