Dünkü Everton-Liverpool FA Cup maçı. İzliyorum ITV'den. 120 dakika sürdü maç. O sırada FC Utrecht-De Graafschap maçındaydım. -3 derecedeki maçtan sonra donarak eve geldim. Eve geldiğimde Goodison Park'ta uzatmanın 20. saniyesiydi ve 0-0'dı. 118. dakikaya gelindiğinde o sırada netten diyalogda olduğum blog yazarı Barad-dur "koydu" yazdı. "Kim, nereye koydu güzelim?" derken çat ITV'nin yayın önce karanlığa gömüldü sonra da abidik bir kaç reklam çıktı. 30 saniye sonra döndüler stad, Everton'lı futbolcular üstüsteydi. 120 dakikadaki tek yıkılış anını ITV seyircilerine gösterememişti. Gol anında yukarıdaki enstantane vardı insanların evinde. Barad-dur "kesin birkaç kişiyi kovarlar" dedi ama ben "o kadar büyütülmez" demiştim. Yanılmışım
. İngiltere ayakta. The Guardian, Times, Observer, Independent, The Sun (onlar eksik olmaz zaten) her yerde ana sayfada haber
. İngiltere'nin belki de en köklü derbisinin en heyecanlı serilerden birisinin belirleyici golünü kaçırdı yayıncı kanal. 120 dakikadaki tek zirve anını, 19 yaşındaki Gosling'in golünü kaçırdı. Kanalın izleyicileri de başlarına yıktı tabi dünyayı. 275 milyon pound ödemiş FA Cup'ın yayın hakları için ITV. Maç bitti, ITV binasına telefon yağınca stüdyo görevlisi Steve Rider "golü eğer canlı izleyemiediyseniz özür dileriz" diye lafa başladı ve yayını kapatana kadar 3 kez özür diledi. Ama kurtulamadı tabi. Suç teknik sorunlardaymış ITV'nin açıklamasına göre. Yani nasıl olsa içinde kimse yaşamadığı için uyduya suç atmak en mantıklısı. Uydunun da 118. dakikada Everton golünde problem çıkaracağı tuttu. Uzaylılar Liverpool'lı bunu anlamış oldukbu açıklamadan. Bu ITV'nin ilk yayın fiyaskosu değil. Kupanın ilk turlarında Leeds United'ı eleyen Histon FC takımının soyunma odasına görüntü yakalayayım diye girip çırılçıplak bir oyuncuyu yakalamışlıkları var. Bu sonuncusu tam fiyasko oldu.
Bizim de Lig Tv'miz var gerçi. Ondan önce Tele On vardı. Ondan önce de Magic Box. Biz ağlara giden top sırasında tribündeki sarışınları çeken kanal da gördük, Arif Erdem'in Manchester United'a attığı golü top havadayken reklamdan yayına dönerek yakalayabilen TGRT'yi de. Bunlara alışığız. Öyle manşetlere falan da taşımayız. Üçüncü sayfanın dibinde çıkar genelde. "Yayıncı kuruluş çıldırttı". Nasıl çıldırmaysa o 8 satırlık. Bizim çıldırmamız da bu kadar, biraz bağışıklığımız var tabi.
6 yorum:
tamam bagısıklık var bizde , anlıyorum mac icinde pozisyon da kacar gol de diyebiliyoruz belki ama bu lig tv mac icinde verilen penaltıyı canlı yayında gosteremedi e oha yani neymis penaltı cok hızlı kullanılmısmıs
Ntvspor başında gol diye ayağa kalktık , Ercan Taner'le birlikte. Uzaylı uğramadı çok şükür.
benim anlayamadığım nokta; ntvspor da yayını itv den aldığı halde burada neden kesinti olmadı.
itv kesin mallık yaptı,ben de canlı izliyordum itv den,bariz maç bitmeden reklama gittiler,yoksa gol olunca hemen geri dönemezlerdi,yarın fa toplantısı olcak,itv den yayın haklarını alabilirlermiş güya,bişey olmaz ceza alırlar en fazla.bbc de almanya-türkiye maçını 20 dakka gösteremediydi,olur böyle teknik aksaklıklar.
uefa finali yerine yer misin yemez misin i izleyen bir ülkeyiz biz, ne yazık ki yedik!
Bu anekdotu Nefret Merkezleri yazısının yorum bölümüne yazacaktım da, kısmet buraya imiş. Orada da reklam bahsi vardı.
93-94 sezonu, Kocaelispor UEFA Kupası'nda Sporting Lizbon ile 0-0'ın rövanşını oynuyor deplasmanda. Yanlış hatırlamıyorsam yayın Show TV'de.
Çanakkale geçilmez bir maç olacak, herkes biliyor.
Daha ikinci üçüncü dakika, net pozisyon gelmemiş ama Lizbon yükleniyor. Markajsız kalan Lizbon sağ açığının önüne bir ara pas iniyor o dakikada. Çaprazdan giriyor içeri adam, kaldırıyor sağ ayağını, tam topa vuracak... Zırt! Reklamlar.
"Neyi bekleyemedin be adam" diyorum bugün hatırlayınca; daha maçın başı.
Pozisyon gol oldu mu, olmadı mı bilmiyoruz. Bir kaç dakika sonra yayın geri gelince öğrenebiliyoruz ancak; olmamış. Ama sevinci bünyeye sindirimeden çakıyor Lizbon bir tane; maçın heyecanı da tadamadan bitiyor.
Yorum Gönder