30 Mart 2009 Pazartesi

BUDA IN İMAN GÜCÜ OUT



















Öncelikle söyleyeyim yazı sadece İspanya-Türkiye maçını değil tüm Dünya Kupası eleme gruplarını alacak, zira söz konusu maçın uzun uzun analiz edilecek bir maç olduğunu düşünmüyorum. Zaten tarafsız gözle izleyen birisi için fena halde sıkıcı bir maçtı da, taraf olanları da çok çektiğini söyleyemem. İlk yarı boyunca Belçika-Bosna Hersek maçına zaplayıp durdum. İlk yarı bittiğinde diğer skorları kontrol etmek için aşağı indim, ikinci yarı başlarken yukarı çıktığımda eşim koltukta uyumuştu. Maçın özeti 9 ay önceki analizde yatıyor zaten. 25 Haziran 2008 Çarşamba günü Almanya'ya 3-2 mağlup olarak Euro 2008'e yarı finalde veda ettiğimiz maçın ertesinde şunları yazmışız. ".....Ama buraya "ne yapacağı belli olmayan takım", "pes etmeyen takım" , "sürprizlerin takımı" gibi unvanlarla değil, "kanat akınları öldürücü olan takım", "pas trafiği baş döndüren takım", "hava toplarında etkili takım" gibi unvanlarla gelmek isterdik.....Bu turnuvayı bitirdik. 2010'a bakacağız. Yurt dışına daha fazla oyuncu pazarlayarak ve "geri dönüşlerin takımı" olmaktan ziyade bu tür turnuvalara bir kaç ay kala adam gibi bir sistem oturtarak. Zira ne dersek diyelim 6 ay önceden favori dediğimiz ve 2 senedir aynı iskeletle oynayan makine karakterli Almanlar yine finaldeler. Bu tarihin kaçıncı tekerrürü?....." İspanya işte o aynı iskeletle oynayan, pas trafiği olan takımdı hala, biz de "inanç", "yürek", "gaz" gibi öğelerle sonuç bekleyen takımdık...hala...Dolayısıyla 9 ay önce ne olacaksa aynısı oldu, göreve geldikten sonra akıllıca davranarak Aragones'in kurduğu iskeleti çok fazla değiştirmeyen Del Bosque pozisyon vermeden ve beşte beş yaparak Dünya Kupası biletini cebine koydu. Bu grubun ikincilik koltuğu için mücadele büyük olacak tabi. Ne olacağını göreceğiz. Bosna tehditinin en büyük dayanağı Wolfsburg. Zira Bundesliga'da takımlarını zirveye taşıyan 2 adam Dzeko ve Misimovic milli takımlarına da büyük katkı yapıyorlar. Belçika'ya birer gol salladı bu ikili. Bosna'daki maçta başımızı ağrıtacaklar söyleyeyim.



















Gelelim Avrupa'daki diğer gruplara. Hollanda ful çeken diğer bir takım. Bert Van Marwijk'ın seçim yapmakta oldukça zorlandığı çok fazla alternatifli forvet hattının kalitesi ile İskoçları geçtiler. Sneijder ve Van der Vaart yedek kulübesindeydi. Pek farketmedi zira Huntelaar, Van Perse ve Kuijt sahadaydı. Uçup gittiler ve en yakın rakiplerine 8 puan fark attılar. 5 takımlı tek grup olan 9. grupta ikincilik koltuğu için İzlanda, İskoçya, Makedonya ve Norveç çekişiyorlar. Norveç grubun dibinde. 1. grupta hadise karışık. Danimarka tepede Macaristan arkasında. Bu ikili Portekiz ve İsveç'e 4 puan takmış durumdalar. Resmi olarak dünyanın en iyi futbolcusunu kadrosunda bulunduran Portekiz ve Zlatan İbrahimovic'li İsveç yerine Danimarka ve Macaristan bu gruptan çıkarlarsa elemelerin en büyük sürprizlerinden birisi gerçekleşmiş olur. 2. grupta Yunanistan yine "elemelerde rakip tanımam" felsefesine devam ediyor. Lider durumdalar. Bu grupta İsviçre-Yunanistan ikilisinin arasına herhangi bir takımın gireceğini sanmıyorum. 3.grup bir başka kaynayan kazan. Evet yanlış görmüyoruz Kuzey İrlanda lider. Ama 0 puanlı San Marino dışındaki 5 takımın da halen liderlik şansı var zira birinci ile beşinci Polonya arasındaki puan farkı 3. Kuzey İrlanda'yı turnuvada görürsek bir hayli ilginç olacak. 1986'dan beri hiçbir uluslararası turnuvada yoklar. 4. grup Almanya ve Rusya'nın arenası. Bu ikili aralarında birincilik mücadelesi verecekler ve büyük ihtimal Moskova'daki maç grubu şekillendirecek. 6. grupta İngilizler Capello'nun değneğiyle yıllar sonra rahat bir eleme geçiriyorlar. Henüz puan kaybetmediler ve grubu lider kapatacaklar. İkincilik koltuğu Hırvatistan ve Ukrayna arasındaki mücadeleden sonra ortaya çıkacak. 7. grupta Sırbistan lider. Romanya'yı deplasmanda 3-2 mağlup ettiler ve Romenlere bir bakıma havlu attırdılar. Fransa yine elemelerde son ana kadar bekleyecek bu gidişle. Takip ettikleri takım Litvanya. Cumartesi akşamı bence elemelerin en kritik maçında onları deplasmanda Ribery'nin tek golü ile mağlup ettiler. Litvanya maçı alabilseydi Fransa 8 puan geride kalmış olacaktı ki grupta Sırbistan'la başbaşa kalmış olacaklardı. Büyük bir avantajı ellerinin tersiyle ittiler. 8. Grupta da az çok resim belli. İtalya tepede İrlanda takipte. Bu iki takım henüzbirbirleriyle oynamadılar ki grup liderinin ismini bu maçlar belirleyecek. İlki çarşamba günü Bari'de.

Güney Amerika'ya gelelim. Her katıldığı dünya kupasının en zevksiz top oynayan takımı olan Paraguay yine geliyor söyleyelim. İlk dört takımın doğrudan finaller vizesi alacağı grupta 7 maç kala dördüncülük koltuğundan 7 puan yukarıda lider durumdalar. Cumartesi akşamı Lugano'nun da 1 gol attığı maçta Uruguay'a 2-0 mağlup olmasalar belki de birincilik koltuğunda dahi çok güvenli oturacaklardı.Arjantin, Şili ve Brezilya peşlerinde. Dördüncü takım için Uruguay ve Kolombiya çekişiyor. Brezilya yine elemelerin sonunda gazı artırıp son düzlükte bileti alacak gibi. Şili'nin Peru deplasmanında dü aldığı 3-1'lik galibiyet onlara tam bir doping etkisi yaptı. Venezuela Arjantin'den 4 yiyerek yarışta hafiften geride kaldı. Tabi bu 3 takımdan beşinci sırayı alan takım CONCACAF grubunun dördüncüsü ile play-off oynayacak. O tarafta Meksika Kosta Rika'yı 2-0 mağlup etti ve Sven-GoranEriksson'un artık pamuk ipliğine bağlı koltuğu şimdilik yıkılmadı. Henüz 2 maç geçildiği için bir şeyler söylemek erken.

























Benim dikkatimin en yüksek olduğu 2 kıtaya geçelim. Asya ve Afrika. Asya'da Kim Jong Il'in askerlerini artık Güney Afrika'da göreceğimiz kesin gibi. 2 final grubunun ilk iki sırasını alacak dört takım finallere gidecek. Üçüncü sıradaki iki takım önce birbiriyle sonra da galibi Okyanusya finalisti Yeni Zelanda ile karşı karşıya gelecek şekilde bir play-off serisi oyanayacaklar. Kuzey Kore 2. grubun lideri. B.A.E.'yi mağlup ederek iyice yerlerini sağlamlaştırdılar. Maçın özetini izledim. Kuzey Kore tamamen dağılma öncesi Sovyetler Birliği'ni andırıyor. 70.000 kişilik bir stadyum, kırmızı formalar, stadyumdaki seyircilerin kıyafetleri ve profili, oyun yapısı. Peşlerinde Güney Kore var. İman gücünün 3 takımı Suudi Arabistan, İran ve B.A.E onları takip ediyor. 1. grupta ise ilk 2 sıra belli oldu gibi. Hatta gibisi fazla. Japonya ve Avustralya güle oynaya gidecekler finallere.

Afrika'ya gelelim. Geçtiğimiz aylarda buradan yine ilk kez futbol oynadıklarından haber aldığımız ülkelerin kupaya katılacaklarını söylemiştim. Final eleme gruplarında da bu çizgiye devam ediyorlar. Gabon ve Burkina Faso final gruplarına da çok iyi başladılar. Zambia, Ruanda, Benin ve Malawi'nin performasını da merakla bekliyoruz. Gerçi Fildişi Malawi'yi 5 golle evine gönderdi ama. Togo-Kamerun maçında Adebayor-Eto'o düellosunu ev sahibi kazandı belirtelim. Burada statü net, 5 grubun birincisi doğrudan Güney Afrika yolunu tutacak. Burada Güney Afrika Cumhuriyeti'ne en yakın olan ve mücadelesine devam eden takım Mozambik. Finallere giderlerse ülke halkı günübirlik maça gidip gelebilir.

Perşembe günü bir yazı daha yazarız mutlaka, tekrarlayayım Dünya Kupası grup kura çekiminde adak adayacağım ABD ve Kuzey Kore'nin aynı gruba düşmesi için söyleyeyim. Ayrıca çok net biçimde gördüğüm de Afrika ve Asya'daki müslüman toplumların ağırlıkta oldukları ülkelerin bu seneki elemelerde oldukça etksiz kalması. Asya tarafında tamamen potanın dışındalar, Afrika'da da ilk maçını kazanan Tunus dışında pek rahat değil takımlar. E Türkiye'nin de ilk iki sıranın dışında olduğu düşünülürse...

1 yorum:

Adsız dedi ki...

merhaba. güzel bir analiz. merak ediyorum acaba mümkünse kuzey kore takımının maçının özetini izlediğiniz kanalı veya platformu söylemeniz mümkün mü? ben de çok merak etmekteyim de. çok teşekkürler.