14 Nisan 2009 Salı

AL-DAWRIY AL-MASRI AL-MOMMTAZ‎



















Geçtiğimiz hafta 4 günlük bir İskandinavya+İzlanda turu yaptık biliyorsunuz. Gerek yorumlardan gerekse yazının gidişinden bu tür kültür-futbol kesişimli yazılara devam kararı aldık. Fırsat oldukça, dünya haritası üzerindeki futbol ve ülke kültürlerini bölge bazında ele almaya devam edeceğiz. Geçen hafta kar, buz, soğuk ile uğraştık 4 gün boyunca. Bu hafta ısınalım biraz diyorum (tam Kral TV VJ'i nutuğu atıyorum şu anda). Kuzey Afrika'yı ele alacağız 5 gün boyunca. Akdeniz kıyısındaki 5 ülke Mısır, Libya, Tunus, Cezayir ve Fas. Daha önce tribün grupları ile ilgili yazılarda bu ülkelere kıyısından köşesinden değindik ama biraz daha yaklaşalım diyorum. Doğudan batıya doğru gideceğiz. Mısır'la başlıyoruz.

















Merak etmeyin "piramitleri uzaylılar yaptı" gibisinden 1500 yıldır artık dillere pelesenk olmuş bir geyiği dillendirmeyeceğim burada. Kim yaptıysa yaptı güzel olmuş aferim diyip geçeyim. Yok geçmeyeyim tabi geleceğiz oraya. Mısır doğusundaki Kızıldeniz'le, kuzeyindeki Akdeniz arasında arz-ı endam eyleyen bir mekan. 83 milyonluk bir nüfusu var ki bu nüfusun tümü ülkenin kuzey, doğu ve kuzeydoğu bölgesine toplanmış durumda. Güney, batı ve güneybatı kesimlerinde hiçbir yerleşim yok zira söz konusu bölgeler Sahra Çölü'nün doğu kesimine rastlıyor. Ülkenin orta kesimlerinde bile yerleşim çok sınırlı ki Al Kharijah bu anlamda istisnai bir şehir. Bu şehir Sahra'nın en doğusundaki 5 vahayı da kapsayan bir merkez. Ülkenin en büyük 2 şehri Kahire ve İskenderiye. Kahire merkezinde 7 milyon olmak üzere banliyö yerleşimi ile birlikte 17 milyonu İskenderiye ise 4,5 milyonu barındırıyor. Ülkenin tümü Nil ırmağının deltaları etrafında yerleşmiş durumda ki zaten iklim şartları bu deltayı ülkede tarıma en elverişli bölge haline getirmiş durumda. Ülkenin % 98'i Mısırın yerli halkından oluşuyor. Geri kalan % 2 çöllerde yaşayan eski Mısır uygarlıklarından kalan bazı toplumlar, mülteciler ve yabancı ülkelerin temsilcilerinden oluşuyor. Ülkenin % 90'ı İslam dininin mensubu. Geri kalan % 10 Hristiyanlığın farklı mezhepleri arasında dağılmış durumda. Ortalama sıcaklık yazın 27-43 kışın 13-21 derece arasında değişebiliyor.

























Şimdi başta belirttiğimiz piramitler bazlı kültür meselesine irersek işin içinden çıkamayız. Mısır medeniyeti dünyanın en eski medeniyetlerinden bir tanesi ve oldukça çetrefilli. Ama bu karmaşanın içinde öyle bir çekicilik var ki ülke tüm diğer kültürleri etkilemiş durumda ve modern sanatın neredeyse her alanında rastlıyorsunuz. Edebiyat, Sinema, Tiyatro, Resim, Heykel ve bir dolu alanda bu uygarlığa göndermeler var. 7.000 yıllık bir uygarlığa ev sahipliği yapan ülke milattan sonra 8 farklı imparatorluğa ana vatan veya sınır ötesi toprak olmuş. Antik çağlardan gelen böyle bir uygarlığı incelemek içni bırakın bir yazıyı ayrı bir blog açmak gerekir. Dünyanın 7 harikasından ikisi bu ülkede yer alıyor. Mısır piramitleri ve İskenderiye feneri. Bu arada belirteyim Kuzey Afrika mutfağı genel olarak orta doğu kültüründen etkilenmiş ve onu da etkilemiş bir mutfak. Genel olarak benim gördüğüm Türk mutfağındaki birçok yemekle aynı isimde yemekleri olmasına rağmen mhteviyat olarak çok daha fazla baharat ve malzeme kullanıyorlar. Örneğin Fas yazısında kuskusve musakka örneğinde bunu göreceksiniz. Pilaf adındaki bizim pilavın Mısır versiyonunun resminden de görüleceği gibi taneli yemeklerde kuruyemişi çok fazla kullanıyorlar. Bir de Avrupa'da Paskalya gününün ertesinde yani (hoş tesadüf) bugün kutlanan Sham El Nessim adında bir günleri var. Bugünde de kuru fasulye ve soğanlı kefal olarak tarif edebileceğim "Fıseekh" adında bir yemekleri var.




















Gelelim başlıkta Arapça ismini verdiğimiz Mısır Premier Ligi'ne (الدوري المصري الممتاز).Türk basınını vazgeçilmez haber kaynağı, gereksiz organizasyon IFFHS, yani Uluslararası Futbol Tarih ve İstatistikçileri Derneği'nin değerlendirmesine göre dünya üzerindeki en yarışmacı 28. lig. Ülkede futbol deyince akla gelen 2 takım var. Kahire derbisinin takımları Al Ahly ve El Zamalek. Ismaily takımı da bu ikilinin arkasında akla gelen üçüncü takım. Al Ahly elde ettiği 33 lig şampiyonluğu, 6 Afrika Şampiyonlar Ligi Şampiyonluğu ve 4 Afrika Kupa Galipleri Kupası ile 2000 yılında Afrika'nın gelmiş geçmiş en iyi takımı seçilmiş bir kulüp. El Zamalek ise 11 lig şampiyonluğu 5 Afrika Şampiyonlar Ligi Şampiyonluğu unvanına sahip. Yani ülke içinde Al Ahly'nin önemli bir üstünlüğü olsa da Afrika çapında ikili arasında büyük bir fark yok. Ismaily de bu ikilinin arkasında 3 lig şampiyonluğu ile yer alıyor. Bu 3 takım dışında sadece 4 takımnın birer şampiyonluğu var. Al-Olympi, Ghalz El-Mahalla, Mokawloon Al-Arab ve Tersana. 60'lı yıllarda Tersana forması giyen Hassan El-Shazly 187 golle ülke lig tarihinin en çok gol atan oyuncusu. Onu bizim kuşağın yakından tanıdığı 12 sezon Al Ahly forması giymiş Hossam-Hassan 168 golle takip ediyor. 2008-09 sezonunda son 5 haftaya giriliyor. Al Ahly 1 maç eksiği ve 1 puan farkı ile lider. Peşinde Ismaily var. El Zamalek ise bu sezon gerilerde kaldı. Yani şampiyonluk yine ülkenin hegemonya yaratmış takımına gidecek büyük ihtimalle. Ülkede yukarıdaki 2 takım da dahil 4 Kahire ve 4 İskenderiye takımı mücadele ediyor. Böylece nüfus ve yerleşimin ligdeki takımların ağırlığını da etkilediğini görüyoruz. Tabi belirtelim El Zamalek tarihi önemi de olan ve asıl piramitlerin de bulunduğu Giza bölgesinin takımı.

Ülkedeki 2 büyüğün taraftar grupları arasında da büyük bir çekişme var. Zamalek kulübünün taraftarları ve tribün grupları daha çok aristokrat kesimden üyeler bulurken Al Ahly ve Ultras Ahlawy daha çok toplumun orta ve alt kesimine hitap ediyor. Ultras Ahlawy ve Ultras White Knights 2 takımın en baskın tribün grupları.



















Yazıyı Kahire'nin en korkulan paşası Tosun Paşa'ya selam göndererek tamamlıyorum.

4 yorum:

varol döken dedi ki...

mısır gereksiz bir şehir (aha o kadar yaz, ders ver, şöyle objektifim böyle kudbettinim sonra gel koskoca medeniyete laf at, ama medeniyete değil abicim ülkeye, gereksiz işte ne yapayım!)

venezia dedi ki...

dutchman,o kadar mısır demişsin ama bir kere bile ayman'dan bahsetmemişsin,teessüf ederim şahsen =) Lakin kendisi flying'Lerin kuzey afrika şubesi oLur >>> flying egyptian :D
ayman'ın attığı uçan tekmeleri tv karşısında izleyip ruh sağlığı bozulan ve hala düzelmeyen insanlar mevcut toplumumuzda :)

ya bu arada bi çapa vardı bu bedevilerin muhammed barakat'tı galiba adı.ah ahly de oynuyordu en son yanılmıyorsam,milli takımlarının orta sahasındaki en önemli adamlarındandı.hatta bi ara türk ve avrupa basını baya şişirmişti bunu geleceğin en önemli yıldızlarından biri diye.n'oldu acaba ona ya ? öldü mü kaldı mı acep sanki gece gece başka derdim kalmamış gibi =).? umarım mido'yla fazla takılmıyordur :p

PIERREMANU dedi ki...

Futbolla ilgisiz birer adet Mısır anekdotu ve gezgin tespiti:

Anekdot: Tanıdığım özgür kız tayfasından bir Türk kızı, Juan isimli İspanyol sevgilisiyle beraber Mısır'a turistik amaçlı geziye gider. İki sevgili Kahire sokaklarında ziv ziv gezerlerken yanlarından geçen motosikletli bir şahıs bu kızımızın kaba etine bir şaplak indirir ve basar gider. Bu hanım kızımız o kadar özgürdür ki bu anısını orda burda her önüne gelene anlatarak paylaşmaktadır.

Gezgin tespiti: İşi gereği lingir lingir dünyayı gezerek beni kıskançlıktan deli eden yakın akraba topluluğundan kişiye göre (şu an itibariyle 50-60 civarı ülkeye gitmiştir diye düşünüyorum) Mısır, Hindistan ile birlikte gördüğü en pis ülkedir. Sokakların ve kalburüstü olanların dışındaki restoranların çok pis olduğunu iddia etmektedir kendisi. Ve bu tespit, daha doğruşu kişisel gözlem, pisliğe tahammül edebilirliği gayet yüksek bir şahsiyete aittir.

*Ulan adam ülke ülke gezip karşılaştırma yapıyor, ben daha memleketin siyasi sınırlarına 100 km. yaklaşmış değilim!

varol döken dedi ki...

@pierremanu
mısır a gideceğine bakkala git zaten!