22 Nisan 2009 Çarşamba

DUVARIN DOĞUSU

























Berlin duvarı yıkıldığından beri 19 yıl geçti. Almanya'yı ortadan ikiye ayırarak Federal (ya da Batı) almanya ile Demokratik (ya da Doğu) Almanya gibi 2 ülkeyi dünya üzerinde var eden duvarın yıkılması dünya tarihi açısından bir dönüm noktası. Sadece Almanya'yı değil tüm doğu blokunu, demir perdeyi ve dünya siyasetini etkileyip ona yön veren bir hadise. Tabi duvarın 2 yanında yaşayan halkın ve bu halkın bir çok ürününün birleşmesi açısından da. Futbol da bunlardan birisi. 1990 yılında Berlin Duvarı'nın yıkılması ile Doğu Almanya takımları da Bundesliga'da mücadele etmeye başladılar. 19 sezondur tüm Almanya'yı kapsayan futbol sisteminin içindeler. Görülen o ki hiçbir başarıları da yok. Her ne kadar buradan yola çıkarak duvarın sağında kalan sol kanat savunucularının komünizmin kontrol ve baskı mekanizmaları sebebi ile bayan sporculara doping ve hormon enjektesi dışında spora pek bir katkı yapamadıklarına ulaşılabilse dahi yine de önyargıda bulunmak istemiyoruz. Ama takımlar tek tek ele alındığında da yakın geçmişteki bir başarıdan söz etmek mümkün görünmüyor.





















Dinamo Dresden
DDR-Oberliga yani Doğu Alman Premier Ligi'nin en ünlü ve bilinen takımı idi. Torsten Gütschow (Galatasaray), Ulf Kirsten, Andreas Wagenhaus (Fenerbahçe), Alexander Zickler, Stanislav Chercesov, Johnny Ekström, Üwe Rösler, Piotr Nowak (Bakırköyspor), Miroslav Stevic (Fenerbahçe), gibi oyuncuların tarihi boyunca forma giydikleri, sarı siyah renkli kulüp Bundesliga'ya katıldıktan sonra 4 sene boyunca 1.ligde hep tablonun alt tarafında yer aldı. 1994-95'teki küm düşme ardından mali skandallar ve lisans iptalini beraberinde getirince kulüp Alman futbolunun üçüncü seviyesi olan Regionalliga Nordost'a düştü. Yıllardır da ikinci ligi bile göremeden yoluna devam ediyor ve şu anda da üçüncü ligde. Doğu Almanya'dan gelen bir başka takım Hansa Rostock. 2. ligdeler. Genelde Bundesliga'ya yükselip en fazla 2 sene kalıp küme düşüyorlar düzenli olarak. 1990-91 yılında son kez oynanan DDR-Oberliga'nın şampiyonu olmuşlardı. Tarihlerinde ilk kez. Bundesliga onlara 2-3 boy büyük geldi. Dresden ile beraber doğrudan 1.ligden Bundesliga'ya giren diğer kulüp idi. İlk sene küme düştüler. Sonrasını biliyorsunuz. Energie Cottbus doğunun bir diğer temsilcisi. Nam-ı diğer Merkel'in takımı. Şu anda Bundesliga'nın dibindeler. Merkel stadlarına ayak bastığından beri Bundesliga kaderleri hep aşağı doğru oldu. 13 maçta 8 mağlubiyetleri var ve lig sonu adresileri ikinci lig olabilir. Oysa iki lig birleştiğinde 5. kademeden başlamışlardı işe.


























Bir de tabi doğunun eski tüfekleri var. Şimdi ortalıkta gözükmeyen ama 30-40 yıl önce sadece Doğu Almanya'da değil Avrupa çapında da fırtına estiren. 1974 yılındaUEFA Kupası finalinde Rotterdam'da Milan'ı 2-0 mağlup ederek kupayı kazanan FC Magdeburg Doğu Alman futbol tarihinde bir Avrupa Kupası kazanan tek takım. 3 kez de lig şampiyonu olmuş olan takım şu an Alman dördüncü kademesinde Regionalliga Nord'da mücadele ediyor. Maçlarını ortalama 12.000 kişiye oynayarak. Aynı yakadan 2 takım daha Avrupa Kupalarında mutlu sona yaklaşmışlardı. Bunlar Avrupa Kupa Galipleri Kupası'nda 1981 yılında Dinamo Tiflis'e kaybeden Carl Zeiss Jena ve 1987 yılında Ajax'a kaybeden Locomotive Leipzig. Carl Zeiss Jena şu anda bu sene oynanmaya başlayan ve Alman futbolunun üçüncü kademesini oluşturan 3. Liga da mücadele ediyor. Locomotive Leipzig ise geçtiğimiz yıl bulunduğu altıncı kademeden play-off yoluyla yükselme hakkı kazandı ve şu an Alman 5. ligi NOFV-Oberliga Süd'de mücadele ediyor. Bir zamanlar Galatasaray'ın Avrupa Kupa Galipleri Kupası'nda karşılaştığı FC Stahl Eisenhüttenstadt ise amatör lige kadar geriledi.



















Takımların çoğuna baktığımızda gördüğümüz şey Bundesliga birleşiminin hemen ardından ilk 1-2 senede lige tutunabilmeleri ancak daha sonra birleşmenin ve sıkı denetimin getirdiği mali sıkıntılar ve tamamen dışa kapalı bir toplumun bir anda dış dünyayla kaynaşmasının yarattığı sıkıntıların onları çökertmesi. Batının önemli takımları gün geçtikçe büyüyorlar. Yukarıda saydığımız takımların hem maddi, hem de sahadaki başarı açısından Bayern Munich, Hamburg, Werder Bremen, Schalke gibi kulüplele boy ölçüşmesi mümkün değil. Yüksek tutarlı sponsorluk anlaşmaları ve giderek büyüklerle küçükler arasında artan uçurum Doğu ALman kulüplerinin geleceğini karartıyor. Duvarın yıkılmasından önce kulübe bağlanmış olan taraftarlar hala stadları dolduruyorlar ancak bu onların ileri haml yapmasına yardımcı olamıyor, çünkü çoktan geç kalmış durumdalar. Tabi birleşme öncesindeki son 10 yılda 2 ülke milli takımları arasındaki gözle görülür fark olacakların da bir habercisiydi aslında. Dünya Kupası tarihi boyunca sadece 1974 yışında yani duvarın diğer tarafında düzenlenen kupada ilk sekize kaldılar. Onun dışında hiçbir kupada yoklardı. İki milli takım birleştiğinde Doğu tarafından Alman milli takımında Ulf Kirsten, Andreas Thom, Thomas Doll ve Matthias Sammer gibi bir elin parmaklarını geçmeyen isimlerin forma giyebilmesi de ülke futbolunun uluslararası futbol seviyesindeki yeri hakkında bilgi veriyor. Aynı kaderi son yıllarda paylaşan Rus takımlarının, uluslararası başarı için arkalarında aldığı büyük sponsor destekleri ve maddi kaynaklar Almanya'nın doğusunda yok. Dolayısıyla Lenin heykeline "Goodbye" dendiği andan öncesindeki başarılara dönmek belli bir zamanı daha alacak.

3 yorum:

Unknown dedi ki...

Hollandali,

Dogu Almanya'nin adam akilli bütün sporculari ve spor hocalari "Wende"den sonra paranin oldugu yere yani Bati'ya yerlestiler. Dogu'nun ekonomik durumu bitikti ki hala da öyledir. Almanya'nin son yillarda yetistirdigi "Alman" kökenli futbolculara bakarsan bir cogu Ballack, Schneider dahil Dogu Alman'dir. Dogu, sporda bakis acisina göre yetistirdigi kisiler bazinda basarisiz degildir. Senin de dedigin gibi para yoktur, sponsor yoktur.

PS: Bir de Sammer'i Kirsten'i sayarken Andreas Möller'i atlamissin ;)

Thermo Rheumon dedi ki...

Abi yazı güzel de Union Berlin'i unutmuşsun :)

2 ay kadar önce Union Berlin-Dynamo Dresden maçı vardı Berlin'de. 20.000 kişi stadı doldurmuş, müthiş bir atmosfer vardı. Doğu derbilerinin kendi içinde hala bir havası var, her ne kadar üçüncü lig takımı olsalar da.

Neyse Eisern Union ligin tepesinde fırtına gibi 2.lige koşuyor :)

Her Yol Roma dedi ki...

fenerlilerin sevgilisi robert enke de bir jenalı..