Türk kulüplerinin, özellikle 3 büyüklerin "birbirinin eskisini almamak" gibi bir alışkanlıkları ya da kulüp kültürü, ezeli rekabet ve camianın dinamikleri sebebiyle almamaya çalışmak gibi bir eğilimleri var. Zira taraftarlarca çok kolay biçimde "elalemin posalarını toplayan bir 2. el kulübü haline gelmek" gibi bir yaftayı yiyebiliyorlar. Bu oyuncu transferlerinde pek görülmese de, şu anda 3 büyüklerden birisinin hocası daha önce diğer 2 büyükte görev yapmış bir isim. Sezon sonuna doğru teknik direktörlük spekülasyonları arttıkça gündeme gelen Daum ve Lucescu da yine daha önce 2 farklı kulüpte çalışmış isimler. Bu 3 isim, çalıştıkları toplam 7 kulübün hepsinde şampiyonluk yaşadılar. Geçmişte de bu derece başarılı olmasa da Tomislav Iviç, Hans-Peter Briegel, Gordon Milne ve Özkan Sümer örnekleri var. Tabi Gordon Milne ve Briegel Beşiktaş dışında bir İstanbul büyüğüne değil Trabzonspor'a gitmişti belirtelim. Dolayısıyla bizde son 10 yılda meydana gelen "ezeli rakibin eski hocası" denemelerinin başarılı olduğunu söylemek lazım. Ancak bu tabi ülke içinde gerçekleşen bir durum. Bu bağlantıyı sınırların dışına yaymak çok zor. Ama Hollanda'nın
PSV Eindhoven, Almanya'nın Schalke 04 ve Avusturya'nın Red Bull Salzburg kulüpleri Hollanda'lı teknik adamlar üzerinden öyle bir köprü kurdular ki son 2 sezonda, Yalan Rüzgarı'nın yazarları (benzetme için Hemşo'ya teşekkürler) bile işin içinden çıkamayabilirler.
Şimdi başlayalım. Önce zihninizi boşaltın, şakaklarınıza masaj yapın. Varsa Enya'dan veya Secret Garden'dan bir şarkı dinleyin, bir su için, başlıyoruz. Şimdi 2007-08 sezonunda Hambug'un başında Hollanda'lı Huub Stevens vardı. Aynı dönemde Fred Rutten da Twente'nin başındaydı. Stevens bu sezon başı Hamburg'dan PSV'ye geçti. O sırada Red Bull'un başına Hollanda'lı Co Adriaanse getirildi. Schalke'nin başına da Fred Rutten geçti. Rutten ve Stevens görevlerinden sezon bitmeden ayrıldılar. Adriaanse de Salzburg'dan sezon sonu ayrılacağını belirtti.
Rutten 2 gün önce yapılan açıklama ile PSV'de Stevens'dan boşalan koltuğa oturdu. Stevens da bugün yapılan açıklama ile Adriaanse'den boşalan koltuğa oturdu. Adriaanse boşta. Schalke'nin başında ise Hollanda'lı Youri Mulder ile Alman Oliver Reck ve Mike Büskens'den oluşan bir geçici trio var. Bu üçlü görevi geçici olarak devraldığından beri Schalke 6 maç oynadı ve 5 galibiyet, 1 mağlubiyet aldı. Kaybettikleri tek maç lider Wolfsburg'a deplasmanda 4-3 kaybettikleri maç. Yani aslında çok iyi bir çizgi var ortada. Schalke'li oyuncular aynen Chelsea-Hiddink örneğinde olduğu gibi üçlünün göreve devam etmesini istiyor. Bu gerçekleşirse son yıllarda ilk kez Avrupa'nın 5 büyük liginden birisinin takımlarından birisinin başına kalıcı olarak 3 teknik adam geçmiş olacak. Tabi buradan şunu da çıkarıyorum, Mulder, görevde kalırsa ama sezonun ortasında ayrılırsa 20010-2011 sezonu için gideceği yer belli Eindhoven...NBA Takası'na dönmüş kısacası ortam...
1 yorum:
kardeşim lafı da başımızı da döndürme, en iyi hoca hollandalı hoca, en güzel lale hollandalı lale, en güzel kızlar hollandalı kızlar demeye getirmiyor musun sen onu söyle:)
Yorum Gönder