22 Nisan 2009 Çarşamba

FLIGHT 666 HUZURLARINIZDA



















Yaklaşık 2 aydır biletini aldığımız bu belgeselin haberini verip duruyorduk. Dün tam anlamıyla dünya üzerinde bir Iron Maiden günü yaşandı. Efsanenin 14 ay aralıklarla süren ve bu ayın 2. günü son bulan "Somewhere Back In Time" turunun ilk 45 gününde 21 şehirde verilen 23 konseri anlatan belgesel dün dünya üzerinde 20'yi aşkın ülkede gösterime girdi. Gösterim dediğim bazı ülke sinemalarında sadece 1 gün hatta 1 seans oynayacaktı. Filmin gösterildiği Hollanda'daki sekiz sinemadan birisi olan Amsterdam Pathe Munt sineması da bunlardan birisiydi. Film dün akşam 21:00 seansında ilk ve son kez gösterilecekti. Bileti alıp gittik. Aşağı yukarı 500 kişilik salonun 50 civarında boş koltuğu vardı ve gerisi Iron Maiden t-shirtlü 15-60 yaş arası metalhead'lerle doluydu. 112 dakika sürdü film. Yönetmenler Heabanger's Journey ve Global Metal'in de yaratıcıları Sam Dunn ve Scott MacFadyen olan belgesel Aces High ile açıldı ve sırasıyla Hindistan, Avustralya, Japonya, Kanada, ABD, Meksika, Kosta Rika, Kolombiya, Şili, Brezilya, Arjantin, Porto Riko, ABD ve Kanada'dan geçerek Hallowed Be Thy Name ile kapandı. Işıklar yandığında kime ayrılmak istemedi salondan.

Öncelikle sinemasal noktalara değinelim. Yalnızca dijital ses sistemine sahip salonlarda gösterilmesinin avantajı ile harika bir ses sistemiyle karşı karşıya kaldık. İlk defa bir Iron Maiden dökümanterini sinemada izleyen bizler açısından da müthiş bir görüntü kalitesi vardı. Belgeselde ülkeler gezildikçe arada her gidilen ülkedeki konserden, turda söylenen parçaların icra edildiği bir şarkıyı dinledik bölüm bölüm. Sadece açılış Aces High ve kapanış Hallowed Be Thy Name tammamıyla belgeselde icra edildi. Film Iron Maiden'ın bu turu yapmaya nasıl karar verdiği, tüm ekipmanı, hayranları, grup üyelerini, Ed Force One adında, Iron Maiden'a tahsis edilmiş bir uçağa koyarak ve pilot koltuğuna grubun frontmanini oturtarak dünyayı dolaşma fikrinin nasıl çıktığını ve bunun nasıl gerçeğe döndüğünü, Ron Smallwood başta olmak üzere perde arkasındaki adamların nasıl büyük işler başardığını, grup üyelerinin sahne arkasındaki karakterlerinin ne gibi özellikler içerdiğini ve en önemlisi de "Iron Maiden is my religion" dedirtecek kadar insanları bu derece kendisine bağlayan bir mitin nasıl oluştuğunu anlatıyor. 112 dakikalık bir belgeselde araya şarkılar girince döküman tarafı 1 saate yakın oluyor tabi. Filme getirilebilecek tek eleştiri konser görüntülerini biraz daha az tutup, sosyolojik tarafa daha fazla değinebilineceği olabilir ama ben bunu geçen yıl 20 gün içinde 2 Maiden konseri görmüş bir adam olarak söylüyorum. Bu zevki hiç tadamamış adam, "ben bu konser görüntülerine hasretim" derse söyleyecek sözüm olmaz o da haklı...

Gelelim işin sosyolojik ve hissiyat tarafına. Filmden çıktıktan sonra 2 şey vardı hissettiğim. Birincisi bu turun bir parçası olmam nedeniyle hissettiğim gurur, ama daha ötesi Iron Maiden'ın nasıl bir efsane, nasıl bir mit, nasıl bir metafor olduğuydu. Dünkü filmden sonra bir süredir zaten düşündüğüm faşizan bir karar verdim. Iron Maiden'ın müzikal kalitesi, büyüklüğü, müzik tarihinin gelmiş geçmiş en büyük grubu olduğu gerçeğini sorgulayan bir adamla oturup 1 saniye bile müzikal sohbet yapmamaya karar verdim. Etrafımda var hala "Abi Iron Maiden mı bırakmadı mı onlar ya", "Maiden mı, abi yeni şeyler dinle ya ehehe", "abi Metallica ya ne Maiden'ı".....O "abi Metallica ya heheh" denen Metallica'nın bateristi konserden önce kulis arkasında erketeye yatıp bir hayran gibi grup üyelerinin gelmesini bekliyorsa ben o lafı diyenin alnını karışlarım o kadar. Maiden'ın büyüklüğünü sorgulayanlar kendilerine şunları sorsunlar ve sonra da filmi izleyip cevaplarını alsınlar.

Kaç tane grubun konseri için konser alanının kapısı önünde 10 gün önceden kurulan çadırlar 2 kilometrelik kuyruk oluşturur?
Kaç tane grubun konseri için 10 gündür yaşadığınız çadırda günlerdir yemek ve suyunuz olmamasına rağmen açılış saati için beklemeye devam edersiniz?
Kaç tane grubun konseri için kız ya da erkek arkadaşınızdan ayrılırsınız?
Yakınınızdaki şehre gelen kaç tane grubun konserine gitmek için işinizden istifa edersiniz?
Kaç tane grubun konserinde "..... benim dinim" yazılı posterler görürsünüz?
Kaç tane grup, dünya üzerindeki en katolik ülkenin kilise rahiplerinden birisinin vücuduna kendileriyle ilgili 178 tane dövme yaptırmasına sebep olur?
Kaç tane grubun konser biletleri, o grubun hiçbir üyesinin vatanı olmayan ve her sene ziyaret edilen bir ülkede satışa çıktıktan 2 dakika sonra tükenir ve ardından eklenen ekstra konser de 10 dakikada kapalı gişe olur?
Dünya tarihinde kaç grup hiçbir albümünün tarih boyunca piyasaya sürülmediği ve hiçbir videosunun yayınlanmadığı ülkede 45.000 kişiye kapalı gişe konser verir?
Kaç tane grup kendisine ait bir uçakla, pilot koltuğuna grubun frontmanini oturtarak 14 aylık bir dünya turu atar?
Kaç tane grubun fanları, grubun ülkeye uçakla indiği an havalimanı pistine girerek üyelerinden imza almak istemiştir?
Kaç grup ziyaret ettiği ülkede havalimanında kontrol polislerinin üniformasını veya elindeki posterleri imzalamıştır?

Bunlar sadece belgeselin sonunda çıkarılan sorular. Kat edilen mesafe, konserlere katılım sayıları, albüm rakamları, yaratılan etki ve bir dolu şeyi söylemiyorum bile. Bu soruların hepsine vereceğiniz ortak bir cevap yoksa, kusura bakmayın Iron Maiden'ın nasıl bir "şey" olduğu konusunda bir muhalefet yapmayınız...

Umarım Türkiye'de de gösterime girer bu belgesel, zira resmi sitede hala İstanbul, Ankara ve İzmir için "coming soon" ibaresi mevcut. "Kaçırmayın" demiyorum bile. Fragmanı verip bitireyim.

Woe to you oh earth and sea
for the Devil sends the beast with wrath
because he knows the time is short
Let him who hath understanding
reckon the number of the beast
for it is a human number
its number is six hundred and sixty six.

3 yorum:

varol döken dedi ki...

sen bu iron maiden'ı dinledikçe iyice eli zincirli oldun:) kendi seinfeld donelerimle empati kurmak istiyorum ama sen bayağı ciddisin yahu...

korktum çekiliyorum zaten anlamam, ben aime mann dinlerim:)

AbSurDMaN dedi ki...

"Resmi sitede hala İstanbul, Ankara ve İzmir için "coming soon" ibaresi mevcut."

Ne diyorsunnnnnn !!!

Abi bu doğru mu ya ? Böyle bir ibare görmedim ben. Allaah şunun olma ihtimali bile heyecanlandırıyor, hemmen para biriktirmeye başlıyorum :D

siriusjames dedi ki...

Bugün Milliyet'te okudum, galada röportaj yapmışlar. Türkiye'ye yeniden gelmek isteriz tarzı şeyler söylemiş Adrian, mısır çarşısını unutamadım filan.

Smith, Türkiye'de büyük hayran kitlesi olan grubun yakın zamanda tekrar gelip- gelmeyeceğine dair soruya “İstanbul'da yeniden konser vermeyi çok isteriz. İnsanlar istiyorlarsa biz gider ve çalarız. İnsanlara müziğimizi götürmek bizim grup olarak felsefemiz” dedi.

İstemek ne kelime ulan?