13 Nisan 2009 Pazartesi

HAFTASONU NOTLARI - 11



Neyse ki bitti bu haftasonu. Fena bitti ama olsun, bitti oh şükür. Haftasonunu katleden maçı uzun uzun yazdık, burada da onun dışında kalanları yazalım. Belki ondan da atladığımız birkaç şeyi yazarız, bakalım ne çıkacak.

* Beşiktaş Kocaeli'de ter dökerken, ben Sur Ocakbaşı'nda kebap yiyordum söylemesi ayıp. Devreyi 1-0 geride bitirdiklerini gördüm, sonra da maçı 3-1 kazandıklarını. Şampiyonluk yolunda kritik bir virajdı, temiz döndü Beşiktaş. Mayıs'a en umutlu bakanlar onlar.

* Cumartesi, Onore bahise oturmuş sordu bana. N'olur Lazio-Roma diye? Banko Lazio dedim tabi. Bir köşeden de Hasan diyor, oğlum son maçlara falan baksana bir çalışsana diye. İşte zaten benim bahis becerememe sırrım burada gizli. Ama dediğim oldu mu? Oldu. Eve geldim ikinci yarıya yetişmişim. Haftanın derbi gerginliği bu maçta başladı zaten. Panucci, Mexes, Matuzalem yedi kırmızıları. Kolarov'un attığı gol oyun hilesi gibi.

* Sivas da son dakikalarda bulduğu golle almış maçı. Böyle kritik maçlarda bu anlar hayat verici işte. Trabzon bu tünelden sağa sola çarpa çarpa geçti. Sivas ve Beşiktaş ise yere sağlam basıyor.

* O değil de Inter iş bitti derken iki golü yemiş ya birden, güzel olmuş.

* Şimdi aklıma geldi, Fenerbahçe Volkan Demirel'in kontratını uzatmasın lütfen.

* Wolfsburg da ayağını sağlam basanlardan. Son yarım saatine baktım. Puan gidiyor derken kopardılar maçı. İyi oldu. Magath nasıl bir adam yahu?

* Trabzon tekrar ayağa kalkabilecek mi? Göreceğiz.

* Pazara geceyi bekleyerek başladık ama beklemez olaydık, hale bak. Öğlen Eses kazandı, Konya, Denizli kaybetti. Ankara da kaybede kaybede epey yaklaştı küme düşme potasına. Cepten fazla yediler bu ara.

* Bir şey daha geldi aklıma. Roberto Carlos topa vurmadan Fırat Aydınus düdük çalıyor. Sonra top auta gidiyor, ortalık karışıyor. Maç kale vuruşuyla başlıyor. Kural hatası değil mi bu? Değil diyelim lütfen, bu berbat maç tekrar oynanmasın yeter ki.

* Marsilya da haftayı lider kapattı, bu da şahane bir gelişme. Lyon evinde puanı zor kurtardı desek yeridir. Bastır Marsilya, bastır Gerets!

* Dünkü kavgaların videosunu sesi kısıp tekrar izleyin, çok komik yahu! Kim kime neden ve hangi sırayla vurmuş, çözmesi çok eğlenceli olabiliyor.

* Bir de. Tüm sorumluluğu sahadaki 5-6 çocuğa da bulmamak gerek. İşin kolayına kaçıyoruz. Hala çıkıp savunuyorsunuz işte kendizinkileri. Onları bu kadar dolduran, bu kadar gaza getiren de sizlersiniz. İş kötü sonuçlanınca kabuğa çekilip vay pislikler, vay terbiyesizler demek olmuyor. Hatalarıyla günahlarıyla bunlar bu takımların, bu ülkenin topçuları işte. Denizler'i sevmeyip Volkanlar'ı gazladıkça; Hakan Balta'yı değil Sabri'yi alkışladıkça onlar da bunları yapacaklar işte! İki takımın bir tane yöneticisi de çıkıp bu çirkin görüntülerden utandığını söylemedi yahu, ya da ben duymadım. Herkes birbirine bok atma derdinde, yapmayın etmeyin ayıptır!

* Kapatalım artık, bitsin gitsin. Bu derbi de Lugano'nun kafası, Sabri'nin ümük sıkmasıyla hatırlansın, ya da hatırlanmasın bile. Ne farkeder ki? Hangi olandan ders aldık ki 10 senedir, bundan sonra bir şeylerin değişmesini bekliyoruz?

4 yorum:

EsEs dedi ki...

orda carlos ve lincoln kolkola vermiş eminim " neden geldim istanbulaaa " diye şarkıya girdiler :)

Turgay Keskin dedi ki...

Gerçekten bu maçın tekrarını düşünemiyorum; kabus gibi..

esen dedi ki...

Roberto Carlos topa vurmadan once hakemin caldigi duduk kural hatasi midir, degil midir bilmiyorum ama olaylar yasanirken taraftarlarin alt turubunun uzerindeki caktiya (ya da cikintiya diyelim) cikmasini hakem nasil kacirdi? bu konuda hakemin birsey yapmasi gerekmez miydi? Ozellikle gecmiste bir suru turubun cokmesi yasanmisken...

varol döken dedi ki...

arda ile semih benden, lugano ile sabri 80 yaşındaki babaannemden, de sanctics ile emre b., 6 yaşında anaokulunda zorla öptüğüm muhtemel dilberden özür dilesin...

yoksa yakarım bu milyon euroları!