Mahalle maçlarını hatırlar mısınız bilmem, maça başlamadan önce takımdaki "çakal" bir oyuncu "penaltı biiiir" diye bağırıp herhangi bir penaltı olduğunda atma hakkını elde ederdi. Biz de "ikii, üüüç, dööört..." diye devam edip sıralanırdık. Bu işin Sırplardan çıktığını düşünmeye başladım giderek zira hafta sonu meydana gelen bir olay beni önce 20 sene sonra da 1 sene öncesine götürdü. Hatırlarsanız geçtiğimiz sezon Ankara'da berabere biten Ankaraspor-Fenerbahçe maçında Fenerbahçe 2 -1 öndeyken bir penaltı kazanılmış, Alex takımın penaltıcısı iken Kezman topu Alex'ten almış, kaçırmış daha sonra da son dakikalarda gelen Ankaraspor golü ile maç berabere bitmişti. Sonrasında çok tartışıldı bu penaltı, bir grup insan takımın penaltıcısının değişmemesi gerektiğini belirttiler, bir diğer grup da, örneğin Mehmet Demirkol üstüne basa basa bunu belirtmişti, topu isteyenin Avrupa futbolunda repütasyonu olan Kezman gibi bir adam olmasından hareketle geri çevrilmemesi gerektiğini ileri sürmüştü. Ben ilk gruptayım söyleyeyim. Bir takımın penaltıcısının, o maç içinde bir başka penaltıyı kaçırmamışsa değişmemesi gerektiğini düşünüyorum. Hatta o takımın 2 ve 3 numaralı penaltıcısı bile sabitlenmeli ve asıl penaltıcısı sahada yoksa tombala çekilmemeli.
Hafta sonu Belçika'da çok benzer bir olay yaşandı. Standard Liege kendi evinde Club Brugge'u konuk ediyordu. 38 .dakikada penaltı kazandılar. Bu sene kazandıkları dördüncü penaltı oldu bu. Takımın penaltıcısı Axel Witsel. Üç penaltıdan ikisini o kullanmıştı, Steven Defour'un kullandığı diğer penaltı anında Witsel sahada yoktu. Yani sahada olduğu zaman bu iş Witsel'ın. Ama cumarteis günü öyle olmadı. Bugünlerde Fenerbahçe'nin gündeminde olan (yine bir başka Sırp oyuncu) Milan Jovanovic topu gitti Witsel'ın elinden aldı, tabi Witsel hemen vermek istemeyince ikili arasında bir tartışma yaşandı, en sonunda Jovanovic Witsel'ı sertçe iterek topu vermedi penaltıyı attı ve gole çevirdi. Yani topun gol olması dışında her şey, (Jovanovic'in milliyetine kadar) benzerdi. Witsel gol sevincine katılmadı, 20 yaşında bir oyuncu olması sebebiyle de çok çabuk demoralize oldu ve 4-5 dakika sahada görünmedi. Maç sonu Jovanovic "takımın golcüsü ve yaşlı oyunculardan biriyim, penaltıyı atmak istersem atarım, saha içinde böyle tartışmalar yaşanmaz" diye bozuk atmış ama hadiseyi çıkaran kendisi. Liege hocası Laszlo Bölöni de penaltı gol olduğu için etliye sütlüye bulaşmamış "gol olduğu için sorun yok" diye sıyrılmış işin içinden. Ama Belçika'da son haftaya öyle bir giriliyor ki en ufak bir çıkıntılık bir sezonun emeğine mal olabilir. Maçın özetine ve bahsettiğim görüntüye şuradan ulaşabilirsiniz.
Anderlecht ve Standard Liege 74'er puanla son haftaya giriyorlar. Anderlecht + 43, Standard Liege + 39 averajda. Anderlecht Genk, Standard Gent deplasmanına gidiyor. İkisi de zor deplasman. Zaten işin en hassas noktası da burada. Standard'ı geçen yıl 25 yıl aradan sonra şampiyon yaparak tarihi değiştiren adam kim? Michel Preud'Homme. Gent'in şu andaki hocası kim? Michel Preud'Homme. Yani Liege'liler şampiyon olmak için eski hocalarının eline düştüler. Hafta sonu çikolata ve bira ülkesinde kıyamet kopuyor.
11 Mayıs 2009 Pazartesi
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
6 yorum:
Jovanovic'i eşek sudan gelinceye kadar dövmek lazımmış. ben öyle yapardım en azından yani. :)
O eşek sudan hüç gelmesin :)
Rummenigge
Eklediğiniz video kodu için http://www.youtube.com/v/lmPLK_1vSNU adresini kullanırsanız daha sağlıklı izlenebilir.;)
işte bu adamın peşinde fenerbahçe, dünyada değişmeyecek iki şey var: biri sırplar, diğeri de fenerbahçe yönetimi anlayışı:)
bu arada çikolatası da, birası da tıraş belçika'nın...
puan eşitliğinde şampiyonluk maçı oynanıyor sanırım belçika da
klasik flying dutchman postu.Normal bir olayı en can alıcı yerinden yakalamayı başarmış ve keyifli bir yorum getirmişsin.Seni okumak büyük keyif.Bu arada İstanbul yarış sezonu açıldı. Tay deneme ve sait akson öncesi canarino'dan bir hipodrom rüzgarı estirmesini bekliyoruz.
Yorum Gönder