11 Mayıs 2009 Pazartesi
HAFTASONU NOTLARI - 15
Hemen söyleyeyim, bu haftasonunu biraz futboldan uzak geçirdim. Arada bir biz reklamcıları gezmeye götürür bazı firmalar. Bu seferki nefes molası en sevdiğimiz site Sporx'ten geldi. Keyifli bir Abant haftasonunda SüperLig'deki cumartesi mesaisini kaçırmadık yine de. Tek sıkıntı otelin televizyon sisteminin sadece Lig TV 777'ye ayarlı olmasaydı. Neyse, yine de yazılacak şeyler yok mu? Var, yazalım
* Pazar, takımın maçı var ya, Abant'ta kampa girdim ben de. Ama fazla zorlamışız. Paintball, bisiklet, binicilik derken güneşin altında feleğimiz şaştı. Gecesine de Nuri Alçolu 80'ler partisi. Spor tarafı güzel de gece hayatı futbolcuyu bozuyor hakikaten. Nuri Alço'yla konuşmayı anlatalım. Nuri Alço, bildiğiniz gibi Eskişehirlidir, hemşehrimizdir. Yanına gidip, "Nuri abi, senin Eskişehirli olduğunu iyi biliriz, eniştemin dükkana sık uğrardın, haberimiz var" dedim. Cevap "Evet evet, bugün de maça gidecektik ama, bilet bulamadık. Neyse ki yenmişiz 2-0" dedi. Ben yine de fazla durmadım yanında, neme lazım.
* Gündüzü es geçip akşamın maçlarına geçiyorum doğal olarak. 19:00'da geçtik ekranın başına, görüntü Sivas'ta. Çok fazla şey okuyup, dinlemedim maç sonrası hakkında. Ama Sezar'ın hakkı Sezar'a. Ligin gerçekten "iyi" hocalarında birisi olan Abdullah Avcı'nın kişisel başarısıdır dünkü maç. Gökhan Kaba'yla başlayalım. Kendisi hakkında Ocak 2008'te şöyle bir şeyler yazmıştım. Gökhan altyapı olarak beğendiğim forvetlerden bir tanesiydi ama o beklenen patlamayı bir türlü yapamadı, bence hala da yapabilmiş değil. Ancak cumartesi akşamı Sivas'taki performansı içindeki cevheri ortaya koyan bir oyundu. İlk goldeki adam geçişi, ikinci golde araya kaçışı, bir forvet oyuncusundan beklenen şeyler. Üstelik maç boyu rakip savunmayı bir şekilde meşgul edişi de takımı adına önemli bir artıydı.
* Haftalardır Sivas'ın iyi yönlerini ortaya çıkarıyorduk biz de yazılarımızda. Eh takke düşünce keli görelim. Sivas'ı ligde buralara getiren iyi bir oyun planı var Bülent Uygun'un. Mehmet Yıldız'a atılan uzun toplar, kanatlardan kaçan Musa, Tum gibi adamlar ve 3 topta rakip kalede golü bulan bir takım. 30 haftadır iyi işledi bu sistem. Fakat karşıda bunu çözen ve iyi önlem alan bir takım karşısında faka basmaları da normal. Çünkü alternatif bir sistemleri yok. Bilica'nın 3-4 kere yeri değişti maç boyunca. Musa Aydın, Tum, Kamanan hiç boşluk yakalayamadı. Belediye'nin iki stoperi Mehmet'i aralarına alıp hırpaladı. Buna rağmen yine de maçı çevirebilecek pozisyonlar yakaladı Sivas karamboller yaratarak. Ne olursa olsun şampiyonluk yolu bu tip maçlardan geçiyor işte. Belki de son ihtar bu Sivas için, sonuna kadar getirdikleri yarışta bir sonuca erişmek istiyorlarsa hata yapma lüksleri kalmadı, şampiyonlar ligi bile tehlikede yoksa!
* Yukarıda da söylediğim gibi diğer maçları canlı takip edemedim, Fenerbahçe maçı zaten yalan oldu. Beşiktaş maçının gollerini de altta açılan kutudan görebildik. Fakat sonradan anladığım kadarıyla Beşiktaş oyunuyla maçı domine edip şampiyonluk yolunda ne kadar kararlı olduğunu göstermiş ve hakettiği bir galibiyet almış. Onlar için önümüzdeki 7 gün epey önemli olacak. Önce kupa finali, sonrasında da belki Ankaragücü için ligin finali. Bu maçları minimum moral motivasyon kaybıyla geçerlerse şampiyonluğu almak için zorlanmayacaklarını düşünüyorum açıkçası.
* Fenerbahçe'de yine Güiza atmış, sona doğru hareketlendi çocuk. Neyse ki bu sefer aşırtma değil de gerçi bu da çarparak gol olmuş. Maçtaki arkadaşlardan yorum aldım. Maça dair tek not, devre arasında bayan basketçilerin kupa şovu ve Semih'in oyundan çıkarılışı sırasındaki tepki. Gerisi aynı tas aynı hamam.
* Trabzon'a da bir haller oldu. Gerçi lig fikstürü lehlerindeydi ama kritik zamanlarda onlar da hata yapmıyorlar. Ciddi bir biçimde potadalar, önleri açık. Suskun golcüler de açılmaya başladı. Ama yine de son notu ekleyerek Trabzon'u kapatalım. Alanzinho'nun golünü görmeyenler görsün mutlaka. O golü Türkiye'de atabilecek, bırakın atmayı, o şekilde düşünebilecek bir oyuncu olmadığını düşünüyorum ben. Sırf o gol için bir sene kredi kazanmıştır gönlümde. Lige adapte oldukça daha faydalı olabileceğini de gösterdi kendisi.
* Galatasaray Kayseri'de Ankaragücü'nü geçmiş, Galatasaray için önemli üç puan, Ankaragücü için önemli kayıp. Bursa'nın Konya'yı 3-0'la devirmesinin de benzer anlamı var iki takım için. Alt tarafın finallerinden biri Eskişehir'deydi, Eskişehir Batuhan'ın van Nistelrooyvari golleriyle 2-0 kazanmış. Herkes aynı şeyi söylüyor ama ne yapalım öyle gerçek ki biz de söylemeden geçmeyelim. Batuhan kardeşim, müthiş yeteneklisin, ne olur ziyan etme kendini.
* Alttakiler yine yer değiştirdi. Konya-Denizli dibe giderken, Gençler, Eses, Belediye nefes aldı. Gençler için kolay maç. Yılın en önemli çıkışlarından Mustafa Pektemek 2 gol atmış yine. Takipteyiz.
* Biz pazarı da tamamlayıp şehre döndük Blog İdman Yurdu'nun maçı için. Formalar hazır, pankart yaptırılmış, moral motivasyon üst noktada. Ama karşımızda tek kelimeyle taş gibi bir takım bulduk. Adamlar parçaladı resmen bizi, olsun önemli olan katılmaktı diyelim, fazla uzatmadan kapatalım konuyu. Blogu kapatmadığımıza dua edelim hatta. Sağ dizdeki yan bağlar esnemişti bir ay evvel. Epeydir top oynamıyordum o yüzden. Turnuvada zorladık tekrar, neyse ki yürüyebiliyorum. Bir şey olsaydı var ya, Varol'u Roma diye yakardım.
* Kayserispor-Gaziantepspor maçıyla SüperLig'i kapatalım. Kayserispor, 3-0 lık net bir skor almış. Ancak maç boyu taraftarın tepkisi maça damgasını vurmuş. Tolunay, maçtan sonra epey rahatsız olduğunu gösteren bir açıklama yapmış. Ama daha ilginci maç içinde olmuş. Cangele'nin attığı golden sonra Purovic'in taraftarla atışmasını görüyoruz. Maç boyu ayağına her top geldiğinde ıslıklanan Purovic ciddi bir polemiğe girmiş taraftarla. Hatta abartıp maçtan sonra görüşelim hareketi bile yapıyor. Üçüncü golden sonra da topu kale içinden alıp yine aynı bölgeye doğru vurmasını da ekleyelim. Bu pozisyonlardan sonra Ali Turan'la kavga etmeleri ise bambaşka bir ayrıntı. Kayseri taraftarında Sivas'ın bu kadar iyi olmasının yarattığı bir hırs ve sinir var galiba.
* Bir de BankAsya'dan kısa haber geçelim. Manisa ve Diyarbakır bileti kapmıştı. Son takım için 4 aday netleşti. Bolu, Karşıyaka, Kasımpaşa, Altay'dan birini lige bekliyor olacağız, yarı finaller 15 Mayıs'ta, final 17 Mayıs'ta Ankara'da. Malatyaspor'un düşmesi de daha önce kesinleşmişti. Son iki düşen ise Güngören Belediye ve maalesef Sakaryaspor oldu. Kocaelispor'a benzer bir kader. İkinci yarı gösterdikleri müthiş çaba sonuçsuz kaldı. İkinci yarıda Boluspor (34) ve Karabükspor (31)'dan sonra en çok puan toplayan takım Sakaryaspor (30).
* Barcelona turu atamadı biliyorsunuz. Milano'daki derbide de kazanan çıkmamış. Buralarda sonucu değiştirebilecek bir sürpriz yok. Fransa'da kupayı ikinci lig takımı aldı, lig maçları hafta içinde. Keşke bizim fikstür de böyle olsaydı, hafta sonu kupa, hafta içi lig! Almanya'da lider Wolfsurg ve Hamburg ciddi darbe yemişler. Son 3 haftaya 2 puanlık aralıktaki 4 takımla giriyor Bundesliga. İngiltere'dekiler hata yapmıyor, çok dikkatliler.
Hararetli sezonun son haftaları. Hafta içi pek çok ülkede kupalar dağıtılıyor, takipteyiz.
by tunchay
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
9 yorum:
Keşke şu pankart biraz ses getirse,bakanlar biraz da bize baksa,dönsek o eski güzel günlere... Komşu'ya da bize de geçmiş olsun...
kimsenin bakanının kimseye baktığı yokken durduk yere taş atmayın be birader! hakkıyla bankasya yolları taştan işte!
1-)Haksız yere demedim,hakettik düşmeyi.
2-)Unakıtan olayını kastetmedim bunu söylerken,gereksiz alınmışsın.Öyle olsa bile bunda yanlış bir şey görmüyorum,aksine takdir ediyorum,Süper Lig'te herşey mübah bana göre.Umarım yeni Sanayi bakanı Kocaelispor'a biraz olsun yardım eder.
3-)Yine umarım arkamızdan gelmezsiniz,Eskişehirspor'un yeri Süper Lig'tir.
Ancak böyle "Bank Asya yolları taştan" tarzı fevri-mahalle tarzı üslupları Eskişehir taraftarına yakıştıramıyorum ister inan ister inanma.
Kal sağlıcakla ziggytheking kardeşim.
Biraz fevri bir yaklaşıma neden olmuş haklısın kusur bende. Ama ben bu bakan/belediye/takım üçgeninden ve dönen olaylardan bıktım artık. Bizim peşinizden düşmeyeceğimiz daha belli değil ama biz hala burada olursak siz de buyurun gelin.
Selametle
batuhan'ın golleri direkt zlatan golleri bence, van nistelrooy'dan ziyade. kendisine "batman" diyordum, şimdi turkish zlatan da dicem :)
abdullah avcı'yla ilgili düşüncelerimiz zaten belliydi de, sırf sivasspor maçından sonraki demeçleri bile yeter bu adama saygı duymamıza. maç bitiminde çıkıp taktiğini anlatabilen "inandık kazandık" geyiğine girmeyen bir hocanın süper lig'de olduğunu bilmek ferahlık verici bir şey.
bütün maç boyu tamamen kendi takımıyla ilgilenen, tek bir tribünmüş gibi hareket eden 3 taraftar topluluğundan birinin gidiyor olması yazık... hele ki taner gülleri yi 1 sene daha izleyemeyecek olmak... potansiyel/başarı oranındaki bu eksikliği paranın da arkasında başka şeylerde aramak gerek...
@ekabir kaptan
sana zor bir soru sorup kaçalım, sonra beni mi yakıyorsun, roma yı mı yoksa sahadaki tek topu bilen adam olarak 2 şut atamadığın kaleleri mi bilmem...
sakatlanma pahasına oynayıp takımının bir üst tura çıkmasını ve roma ya gidememeyi mi tercih ederdin yoksa kaleye bir şut bile atamadan trevi çeşmesi'nin altında için ferah kalbin serin oturmayı mı?
:)
@varol dökük
şut attım, biri de direğe çarpıp dışarı gitti, birini de kaleci çıkardı. lütfen çarpıtmayalım gerçekleri.
zor sorularla kafamı bulandırma. tabi ki takımım için savaşırım, lafı mı olur. 10 dakika o ayakla oynadık riske girdik tey teeey.
ehuheheheh, onlar attıkları golü sayamadılar, biz attığımız şutları tek tek sayıyoruz, IBM'den biri gelse hayatının en kolay maçı olurdu onun için sanırım:)
sorular zor da cevapları kolay be tunchay, sen bana bakma roma'ya bak, ben de izmir yollarına bakayım...
hafta içi notlarında yer alsın bu izmir yolculuğu:)
Lipton Çay Keyfi Şimdi Konuşturuyor.. Lipton 100lük poşet çay aldığınızda kapağın altından çıkan şifreyi 7227 ye yollayın anında çekilişsiz kurasız TURKCELL 40 kontör kazanın..
Yorum Gönder