14 Mayıs 2009 Perşembe

KADIN SAVAŞ KAHRAMANLARI

"Zafer Günü*" ile ilgili laflarken asıl ilgimi çeken, konuştuklarım arasındaki küçük bir kız çocuğunun söyledikleri oldu.

"Benim anneannem de savaştı. Hatta madalyası var" dedi. "Nasıl yani?" diye sordum.

"Sniperdı o" dedi. Daha da şaşırarak "Nasıl yani?" dedim.

Küçük kız benim gittikçe şaşırmamdan memnun kalmış olacak ki, yüzüne bir sırıtış yayılırken, babası söze karıştı. "Sana Aliya Moldagulova gibilerini anlatan olmadı herhalde" dedi. "Gibilerini bırak, kendisini de anlatmadılar. Sen anlat" diye cevap verdim.

Aliya, 1925'de Sovyet Kazakistanı'nda doğmuş. Ailesini erken yaşta kaybedince (annesi kıtlık zamanında patates tarlasından yiyecek bir şeyler almaya çalışırken bekçi tarafından vurularak öldürülmüş) önce Alma-Ata'ya amcasının yanına, sonra da Leningrad'daki bir Yetimler Yurdu'na gitmek zorunda kalmış ama burada da uzun süre kalamamış. Savaş başlayınca diğer yetimlerle birlikte Yaroslavl'a gönderilmiş. Burada Askeri Okul'a girmiş ve 1942'de, okula girişinden 3 ay sonra da Kızıl Ordu'ya katılmak için gönüllü olmuş.

17 yaşından itibaren çeşitli cephelerde üstün başarıyla görev alan Aliya'nın son günü 14 Ocak 1944, son durağı ise Kazachikha isimli kasaba olmuş. Burada Nazilerle göğüs göğüse çarpışan birliğinin komutanı ölünce geri kalan askerler paniğe kapılmışlar. Aliya onlara cesaret vermeye çalışırken vurulmuş ama kendisini vuran Nazi subayını öldürmeyi de başarmış. Daha sonra savaş alanından uzak, güvenli bir yere götürülmek istenmiş ama yattığı o güvenli (!) yere atılan bir bomba yüzünden can vermiş.

























Ölümünden ve savaştan sonra kendisine "Üstün Hizmet Madalya"larının en önemlisi yani "Hero Of The Soviet Union" verilmiş. Rusya ve Kazakistan'da; caddeler ve okullara adı konulmuş; heykelleri dikilmiş.

Konunun ilginçliği burada bitmiyor. Sovyet Rusya yetkililerinin Erkin Koray'dan daha önce düşünüp kadınları askere alması bir yana, onları usta birer Sniper yapacak okulu kurmaları da çok enteresan geliyor insana.

Aliya gibi bir çok genç kız bu okula katılmaya gönüllü olmuşlar. Ön cephelerde savaşmışlar ve çok başarılı birer savaş kariyerinin altına imzalarını atmışlar.
















Bu öğrencilerden altı tanesi "Hero Of The Soviet Union" madalyası almaya hak kazanmış. İki yüze yakın sayıda öğrenci de yine çeşitli kahramanlık ödülleri almışlar. Kızların aileleri savaştan sonra okul kumandanına mektuplar yazmışlar ve "Vatanını seven kızlarımıza, bunu savaş sahasında ispatlama fırsatı verdiğiniz için size teşekkür ederiz" demişler.

Okuldan başarıyla mezun olan bu hanım kızların ilerleyen yıllarda çektirdiği bir resim var yukarıda... O zamanların gençleri arasında, onları yolda yürürken görüp "Teyze, ver elindekini taşıyayım" diyerek yardım etmeye kalkışanların aldığı cevap "Ulan münasebetsiz! Ben senin yaşın kadar Nazi öldürdüm" olmuş mudur acaba?

















*8 Mayıs 1945'de, geç saatlerde, daha sonra Nurnberg'de yargılandıktan sonra asılarak idam edilen Wilhelm Keitel Alman Ordusu'nun teslim şartlarını içeren kağıdı imzalıyor. Bu hadise gerçekleşir ve zafer kesinleşirken, aradaki saat farkı yüzünden Moskova'da 9 Mayıs'a girildiğinden "Zafer Günü" bugün oluyor.

Başta Rusya olmak üzere, aralarında Kazakistan'ın da bulunduğu ve İkinci Dünya Savaşı'nda 10 milyondan fazla askeri personeli ölen eski Sovyet Rusya ülkelerinde bayram olarak kutlanıyor 9 Mayıs. Kutlu olsun!



by Canarino

3 yorum:

Pads dedi ki...

Son paragrafta belirttiğin gibi, verdilen korkunç zayiat sebebiyle tercihten çok zorunluluk olmuş kızların da artık askere alınması. Sovyetler, nüfusunun %13.7'sini kaybetmiş İkinci Dünya Savaşı'nda, bu da her 8 Sovyet'den biri demek.

erdemkursat dedi ki...

askeri açıdan bayanların keskin nişancılığı bilinen bir gerçektir, ha sebebi net olarak açıklanamaz belki.
9 mayıs zafer bayramıdır, çünkü stalingrad kuşatması farklı sonuçlansa bugün dünya haritası nasıl olurdu kim bilir ?

Gand dedi ki...

ataerkilliğin olmadığı bir toplum yeryüzünde pek yok. ancak sosyalist ya da eski sosyalist ülkelerde kadınların çok daha eşitlikçi bir ortamda yaşadıkları bir gerçek.
yine de kimseyi almasınlar askere.

pek bilinmeyen ve çok önemli bir konu. eline sağlık. (devamının gelmesi dileğitle :) )