6 Temmuz 2009 Pazartesi

ENRICO PREZIOSI VE GENOA'NIN TRANSFER POLİTİKASI





















2004-05 sezonunun sonunda Genoa'nın, Serie B'nin son haftasında Serie A vizesini alabilmek için Venezia maçından 1 puan çıkarması gerekiyordu. Maçı 3-2 kazandılar ve yükselme hakkı kazandılar. Ancak daha sonra yapılan araştırmada maçta şike olduğu tespit edildi ve Genoa Serie A'ya yükselecekken Serie C1'e düşürüldü. Yani en üst kademeye çıkmayı beklerken, üçüncü kademeye. Bu kulübün sahibi Enrico Preziosi'nin dönemindeki ilk sarsıntı değildi. Zira 2002-03 sezonunun sonunda da Serie B'den düşmüşler ancak İtalyn futbol federasyonunun aldığı Serie B'yi 24 takım çıkarma kararı ile Catania ve Salernitana ile beraber Serie B'de kaldılar. 2 sene sonra da böyle bir skandal meydana geldi. Kulüp bu hadiseden sadece 4 yıl sonra Şampiyonlar Ligi vizesini kovalayan bir noktaya geldi. Tabi kolay olmadı buraya gelmek. Yolu kısaca anlatmadan önce Preziosi'nin geçmişine bakmak lazım.

Enrico Preziosi 1997'de kurulan ve Avrupa'da Lego'dan sonra ikinci, dünyada Lego, Mattel ve Hasbro'dan sonra dördüncü oyuncak firması Giochi Preziosi S.p.A.nın sahibi. Firma Gruppo Giochi Preziosi holdinginin bir parçası aynı zamanda. 1990'ların sonunda büyük reklam kampanyası ve Çin'den alınn hammaddelerle üretilen oyuncaklarla pazara büyük bir giriş yapan firma kısa sürede ülkenin bir numaralı oyuncak firması haline geldi. 2000 yılında firma Avrupa çapına açıldı ve önemli paraları döndürmeye başladı. 2001'de holding diğer sektörlere de el attı. Önce yiyecek, daha sonra da genç giyim sektörüne adım attılar ve dekorasyon ürünleri geliştirmeye başladılar. Panini, Parmalat gibi önemli markalarla anlaşmalar imzalayan firma giderek büyüdü. 2004 yılında elde ettikleri ne kâr 15 milyon dolar civarındaydı. Şu anda da İtalya çapında 90 adet oyuncak mağazasında faaliyetlerini sürdürüyorlar. Holdingin yönetim kurulu başkanı Enrico Preziosi futbol dünyasıyla olan ilişkilerini hemen hemen aynı dönemde yürüttü.

























Yolculuğu 1993'te Serie D takımlarından Saronno ile başladı. Takım onun döneminde üstüste iki kez bir üst lige yükselerek Serie C1'e adım attı. Preziosi bu koşudan sonra, çıtayı biraz daha yükseltmek için kulübü elden çıkardı ve yine C1 takımlarından Como'yu satın aldı. Onun kulübü elden çıkarmasından kısa süre sonra finansal krize düşen Saronno küme düşerek başladığı yere döndü ve halen o günden beri Serie C1 yüzünü görebilmiş değil. Preziosi ise Como ile yoluna devam etti. Yine aynı başarı. Como 2000-01 ve 2001-02'de iki kez lig atlayarak Serie A'da buldu kendini. İsmi o andan itibaren diğer kulüplerle geçmeye başladı. Torino, Napoli, Sampdoria ve Genoa bunlardna bazılarıydı. Genoa'yı tercih etti. 2003 yılında takımı satın aldıktan kısa süre sonra yukarıda bahsettiğimiz hadise meydana geldi ve Genoa önce küme düştü, daha sonra da federasyon kararı ile ligde kaldı. Preziosi'nin takımı 2005 yılında Serie A vizesi aldı ama iki takım arasında küme düşmeyi garantileyen Venezia'lı Ruben Maldonado'nun transferini de içeren 250.000 euroluk bir şike yapıldığı ortaya çıkarıldı, FIFA yetkilileri 2 takımın yetkilileri arasındaki pazarlığın yapıldığı aracı saptamış ve içinde 250.000 euro dolu olan zarfı bulmuşlardı. Preziosi Holding'den bir kişinin de araba bulunması aileyi ve kulübü büyük zan altında bıraktı. Kulüp C1'e düşürüldü. Göreve Serie A hocaıs olmak için gelen Guidolin kontratını feshetti. Transfer edilmesi düşünülen Milito, Oooijer, Lavezzi, Markovic, Abbiati gibi isimlerin transfeir rafa kaldırıldı. Preziosi kısa süre içinde Giovanni Vavassori'yi getirdi. Takıma bir dolu genç oyuncu transfer edildi.

2006 yazında Genoa Serie B'ye geri dönmüştü. 2006-07 sezonudna ise yeni hoca Gian Piero Gasperini yönetiminde Serie A vizesini aldılar. Böylece Enrico Preziosi başkanı olduğu üçüncü takımı da ardarda lig atlatmayı başarmıştı. İzleyen sezon, 12 yıl sonraki Serie A macerasında onuncu sırada bitirdiler ligi. Geçtiğimiz yılın başında Preziosi akılcı bir transfer politikası izledi. 2 sezon önceki skandal sonucu yatan transferin aktörü Diego Milito'yu transfer sezonu kapanadan dakikalar önce renklerine bağladılar. Hatta Milito'nun menajeri Hidalgo'nun İtalyan federasyonuna koşarak gittiği ancak görevlinin gecikme nedeniyle sinirlenip, lisansı camdan attığı söylenir. İlaveten Davide Di Gennaro, Salvatore Bocchetti, Alessandro Potenza, Domenico Criscito, Francesco Modesto, Raffaele Palladino, Giandomenico Mesto, Steve Pinau, Ruben Olivera, Sokratis Papastathopoulos, Matteo Ferrari, Davide Brivio gibi bir çok ismi kadrolarına kattılar, bu arada Abdoulay Konko 9 milyon euroya Sevilla'ya satıldı.



















Geçtiğimiz yıl Genoa'nın yeni transferleri takımı zirveye taşıdılar. Son haftaya kadar Şampiyonlar Ligi vizesi kovalayan Genoa ligi dördüncü Fiortentina ile eşit puanda bitirmesine rağmen aralarındaki maçların skoru sebebiyle Avrupa Ligi vizesine razı oldu. Bu sezon transfer dönemine de çok önemli hamlelerle giriştiler. Diego Milito ve Thiago Motta'yı Inter'e göndererek karşılığında açıklanmayan ancak hatırı sayılır bir bonservis bedeli İtalyan futbolunun patlamaya hazır bombalarından, genç golcü Roberto Acquafresca'yı aldılar. Crespo da bedava olarak takıma katıldı. Danimarka'lı Magnus Troest ve 11 milyon euroluk Sergio Floccari de Genoa'ya gelen diğer oyuncular. Davide Di Gennaro da Genoa'nın bonservisine ortak sahip olduğu Milan'ın yolunu tuttu kapalı zarf ihalesi yoluyla. 24 yaşındaki Sırp orta saha oyuncusu Bosko Jankovic'i de unutmayalım.



















Son 3 sezondur yürüttüğü, akılcı ve sonuç veren transfer politikası ile oyuncakçı Preziosi Genoa'yı 80 yıl önceki şaşaalı günlerine döndürmeyi hedefliyor. Takımın Serie A'da 9 şampyinoluğu var ama bunların sonuncusu 1923-24 yılında elde edilmiş. Kırmızı-mavililer ezeli rakipleri Sampdoria'nın da son yıllarda yavaş yavaş silkelenmesi ile İtalya futbolunda çok uzun süredir yoksun olan rekabetin üst düzeye taşınmasını sağladılar.

1 yorum:

lembo dedi ki...

italyanın en heyecan verici rekabeti benim açımdan genoa-sampdoria.. belki milan-inter veya roma-lazio gibi yüksek profilli bir kapışma değil bu ama son derece çetin ve heyecanlı.. en azından kale arkası tribünü geleneği devam ediyor luigi ferraris stadında.. 20 sene hbb italya ligi maçlarını verdiğinde ne görüyorsak yine aynı şeyler sahada..sampdoria tutuyoruz italyada ama genoa yı da seviyoruz.. böyle de garip bir durum..