27 Temmuzda ele aldığımız İsviçre Ligi 2009-10 sezonunun panoramasında, FC Basel ve FC Zurich'in son yıllarda İsviçre futboluna nasıl damga vurduğundan ve bu sezonun da tahminimizce aynı şekilde geçeceğinden bahsetmiştik. Zira yazıyı yazdığımız tarihte FC Zurich de ligi 6 puanla önde götürüyordu. Ancak 27 Temmuz'dan sonra köprünün altından çok sular aktı. FC Zurich topladığı 6 puana sadece 2 puan ekleyebildi. 8 puanla altıncı sıradalar. Altlarında da son yıllardaki hasımları FC Basel var. Yani bu iki ekip zirveyi ligin başında diğer takımlara bırakmış durumdalar. Liderlik koltuğunda oynadığı 6 maçta 5 galibiyet ve 1 beraberlik alarak 16 puan toplayan ve en yakın rakibi Luzern'e 6 puan fark yapan BSC Young Boys var. Yine 27 Temmuz yasının sonunda şöyle demişiz. "1986'dan beri şampiyon olamayan ve toplamda 11 şampiyonluğu bulunan Young Boys Bern de iki sezondur ligde ikinci sırayı alıyor ve yavaş yavaş nefesini hissettiriyor". Anlayacağınız o nefesin hissettirmesi falan kalmadı resmen ligin tümüne havayı bastı.
14 Mart 1898'de kurulmuş, 111 yıllık köklü bir kulüp Young Boys. Bern Üniversitesi'nde okuyan öğrenciler olan Max Shwab, Oscar Schwab, Hermann Bauer ve Franz Kehrli tarafından kurulan kulüp ilk maçını bugün İsviçre üçüncü liginde mücadele eden ve Eren Derdiyok'un altyapısından yeiştiği BSC Old Boys ile yapıyor. Old Boys'un bir Basel takımı olduğunu ve İsviçre futbol tarihinin Young Boys-Old Boys şeklinde ilk rekabetlerinden birisinin oluştuğunu belirtelim. Ancak her iki takımın renginin de sarı siyah olduğunu dot düşelim. İlk yılları adına yakışır şekilde geçmiş Young Boys'un. Gençten çocukların enerjisini andıran bir performans göstermişler. 20. yüzyılın başlarında, Young Boys'un enerjisini maçın son 15 dakikasına saklayarak yansıttığı oyun planı ve son 15 dakikada yorulan rakiplerini alt etmesi, bu performanslarına "YB Quarter Hour" isminin verilmesine yol açmış. 1951-64 arası Young Boys'un İsviçre tarihine damga vurduğu yıllar. 1951'de Almanya'da tanınmamış bir hoca iken İsviçre'ye gelen Albert Sing'in 13 yıl boyunca başta kaldığı yıllar kulüp tarihinin bugüne kadar gördüğü en başarılı dönem. Tam 4 şampiyonluğun ve 2 İsiçvre Kupası'nın kazanıldığı dönemde , Young Boys 1958-59 sezonunda Avrupa Şampiyon Kulüpler Kupası'nda yarı final oynayarak bugüne kadar Basel'le birlikte bir İsviçre takımının Avrupa kupalarında elde ettiği en büyük başarıya imza attı. Bern'in Wandkorf Stadyumu o yıllardaki Avrupa maçlarında, koltukların olmamasının da etkisiyle 60.000 civarında kalabalıklara ulaşıyordu. Bugün kapasite 31.000 civarında.
Daha sonraki 20 yıl, 1964'te Sing'in ayrılmasının ardından iniş çıkışlarla geçti ve Young Boys hiç bir zaman zirveye istikrarlı biçimde tutunamadı. 1987'de Alexander Mandziara yönetiminde, 23 yıl sonra tarihinin bugüne kadarki son şampiyonluğuna ulaştılar. 1997'de 50 yıl sonra ilk kez İsviçre ikinci ligine düştüler. Daha sonraki 4 yıl kulübün maddi problemlerle uğraşması, bir çok oyuncusunu satması ve 2 milyon euroya varan borcu kapatma çabalarıyla geçti. Bu dönemde üçüncü lige düşme tehlikesiyle bile karşı karşıya kaldılar, ancak 2000-01 sezonunda en üst kademeye dönmeyi başardılar. 2006-07'de elde ettikleri lig dördüncülüğü, 15.517 rakamıyla kulüp tarihinin kaydedilen en yüksek ortalama seyirci rakamı ve Thomas Grimm'in başkanlığı devralmasıyla çıkışın sinyallerini verdiler.
Young Boys'u geçtiğimiz sezonun başından beri Hırvat Vladimir Petkoci çalıştırıyor. Petkovic 18.000 nüfuslu Bellinzona'yı birinci lige çıkaran adam ki, 2 sezon önce Galatasaray'la oynanan UEFA Kupası maçlarında da takımın başındaydı. Geçen yıl takımı ikinclik koltuğuna oturttu. Kulüp son 6 sezonda 3 ikincilik ve 1 de üçüncülük elde etti. Veliefendi'de ben geliyorum diye bağıran atlara benziyorlar. Kadrolarında geçen seneyi gol kralı olarak tamamlayan Fildişi'li Seydou Doumbia bulunuyor. Doumbia geçen yıl 32 maçta 20 gol atmıştı. Bu sene 6 maçta 6 gole ulaşmış durumda. Bir bşka Fildişi'li, Nantes'dan tanıdığımız Gilles Yapi Yapo da Young Boys'un kadrosunda. Üçüncü Fildişi'li de 21 yaşındaki Thierry Doubai. İlk 6 haftada toplam 15 gol attılar ve 6 gol yediler. Bu onları ligin en çok gol atan takımı ve en az gol yiyen ikinci takımı yaptı. Takımın yaş ortalaması 24.7 ve en yaşlı isim 31 yaşındaki yedek kaleci Paolo Collaviti. Lafın gelişi Young Boys değil yani.
1987'de son şampiyonluklarını aldıklarında tam 23 yıl beklemişlerdi bu sevinç için. 2009-10 sezonu bittiğinde de o tarihten bu yana 23 yıl geçmiş olacak. Tarih tekerrürden ibaretse şampiyonluk zamanları gelmiş demektir. Ama tabi takımın başarıya olan yakınlığı sadece basit bir tekerrürden ibaret değil. Performansları da net bir mesaj veriyor. Avrupa'nın bu sezonki sürpriz şampiyon adaylarından.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder