1 Eylül 2009 Salı

10 İLGİNÇ TREN GEZİSİ

















Eş tarafından torpilli blog Black Pearl'den kendi rızasıyla hacıladık bu yazıyı. Onun satırlarına geçmeden kısa bir kaç şey söyleyeyim. 1998-2003 yılları arasında öğrenim gördüğüm Hacettepe Üniversitesi ile evimin bulunduğu İstanbul arasındaki ulaşımda, 5 yıl boyunca Fatih ve Anadolu ekspresi koltuklarını işgal etmiş bir adam olarak söyleyebilirim ki tam bir tren yolculuğu aşığıyım. Ömrümde yaptığım şehirlerarası otobüs yolculuğu sayısı iki elin parmaklarının sayısını geçmez ki onlar da zaruri nedenlerdendir, gideceğim yere tren bulunmaması gibi. Yıllardır trenin de ulaşabildiği yerlere insanların, hareket edemedikleri, küçücük koltuklarda saatlerce seyahat etmesindeki mantığı çözememişimdir. Neyse ben uzatmayayım ayrı bir yazıda bunları anlatırız. Yazının sahibine bırakayım kürsüyü.

----------------------------------

14 yaşından beri okula/işe, arkadaşlara gitmek için treni kullanıyorum. Tren hayatımın bir parçası. Bu yolculuğun çok ilginç geçtiğini söyleyemem. Bazen trende sarhoş veya kavga edenler olduğunda ilginç olabiliyor ama nedeni hep içindeki insanlar. Hatta çogu zaman iki insanın ne konuştuğuna ister istemez kulak misafiri oluyorum. Onlar komik olaylara güldüğü zaman, ben de içimden gülüyorum. Kimisi telefonda bütün gün ne yaptığını anlatıyor karşıdakine. Dinlemek güzel ve eğlenceli olabiliyor. Çoğu zaman müzik dinlerim, aynı zamanda gazete ya da kitap okurum. Bazen yanımdaki aniden diyaloğa başlar benimle. Ben başlatmam, nedenini de bilmiyorum. Çekingen olmamdan herhalde. Tren stressiz yolculuk yapmanın en iyi yoludur. Tren benim için huzurlu yolculuk demek.

10-Mumbai
: Günde 2 milyon insan tren gezisi yapıyor bu şehirde. Yıllar önce kadınlar için ayrı kompartımanı vardı, o yüzden bazı kompartımanlarda hala aşağıdaki resim var. Trenden inebilmek için sadece 10 saniyen var yoksa trenin kapıları kapanmadan haraket ediyor. Bu tren yolculuğunun özel olmasının sebebi trenin tıklım tıklım dolu olması.

















9-Desert Express-Namibya: Namibya, Mogolistandan sonra nüfus/yüzölçüm oranı en düşük olan ülke. 1993'den bu yana Desert Express Namibya'da çalışmakta, size ülkenin güzel doğasını göstermek için. Çöllere ve savanlara ait manzara. Tabi ki yolculuk sırasında doğada gezen geyikleri de gormek mümkün. Yolculuk yaklaşık 20 saat sürüyor. Tren gece hareket etmiyor, bu yüzden 2 defa uzun süreli duruyor. Trende özel odanızda banyo ve tuvalet mevcut. Bu yolculuğun fiyatı ise 245 euro.

Namibya Alman sömürgesi altındaymış yıllar önce. Tabi ki bunun nedeni orada elmas madeninin olması. Maden tükenince Almanlar da orayı terketmiş. Hala başkentte Alman havası var ve sokak isimleri Almanca.

8-Vietnam-Hanoi/Sapa yolculuğu: Hanoi'da 3,5 milyon insan yaşıyor. Şehirde cok az araba var. Genelde bisiklet ve motorsiklet kullanımı var.Yolculuk 390 km. Tren kuşetli olmasına kuşetli, ancak yataklar Asya'lı insanların boyuna göre, yani küçük. Trene binmeden önce her yer küçük tezgahlarda çok lezzetli Vietnam yemeklerini satanlarla dolu.



















7-Ekvator-El nariz del diablo: El nariz del diablo yani trenin adı şeytan burnu. Bu tren yolculuğunun özel olmasının sebebi sadece Ekvator'un çok güzel doğasını trenin üstünden izlemek. En az 1 saat önceden orada olmak şart trenin üstünden yer bulabilmek için. Trenin hızı sadece 26 km ve yaklasık 1000 km'yi bu hızla bitiriyorsun. Yani 12 saat trenin üstünde manzarayı seyrederek yolculuk yapıyorsun.

6-Alp Express-Utrecht/Zell am See: 1996'dan beri 14 saatte Avusturya'daki 128 km kayak pisti olan Zell am See'e götürüyor. Trende özel stewartlar var ve dügmeye basınca hemen size hizmet etmek ve yatağınızı yapmak için odanıza geliyor. Üstelik sadece o da degil. Sabah çayını ve sıcak kruvusanını da getiriyor.



















5-Japonya-Tokyo/Nikko: Tokyo' da 35 milyon insan yaşıyor. Tren saatte 200 km hızla gidiyor ve aynı zamanda çok sessiz. Eski Japonya'dan izler görmek istiyorsanız bu tren sizi Nikko'ya götürüyor. Orada Japon bahçelerini görmeden ayrılmayın.

4-Glacier Express-İsviçre: St. Moritz'den Zermatt'a yolculuğu 7,5 saatte yapıyorsunuz. Bu yolculugun özelliği ise nefes kesen karlı manzara. Bu tren yolculugu 1930'dan beri yapılıyor. Trenin restoran kompartımanı 1930'dan beri hala aynı. Bu yolculuğun fiyatı 64 euro (tek yön).

3 -Kanada-Winnipeg/Churchill: Churchill kentine middle of nowhere desek yeridir. Nedeni de trenden ve uçaktan baska ulaşım olmaması. Yani arabayla ulaşım mümkün değil. Hudson Bay treni 36 saatte, sizi Winnipeg'den Churchill'e götürüyor. Tren sanki dolmuş görevi yapıyor aynı zamanda, çünkü civar köylerden insanlar yol kenarında bekliyorsa, tren durup onları alıyor. İstedigin zamanda da indiriyor tabi ki, istasyon olmasa da o civarda. Bu tren yolculuğu sırasında kutup ayılarını görmek bile mümkün!

2-Transsiberian-Moskova/Bejing: Bu tren yolculuğu filmlere bile konu olmuştur. (2008 yapımı filmin yönetmeni Brad Anderson) 8000 km yolculuğu en az 1 haftada bitirmek mümkün. 1 haftada bitirmek için hiç bir yerde inmemek gerekiyor. Moğolistan'da inmemek tabi ki olmaz. Oranın değişik kültürünü görmek gerekiyor.

























1-Orient Express-Venice/Paris: 1883 ile 1977 yılları arasında Paris-İstanbul arasında sefer yapan tren. Yine bu tren de çeşitli filmlere ve Agatha Christie'nin 1934'de Pera Palas'ta yazdığı Murder on the Orient Express'ine de konu olmuştur adından anlaşıldığı gibi.

Bu tren ilk günki gibi hala muhafaza edilmiş. Çok şık ve nostaljik bir tren. Lüks, konfor ve detay ön planda. Yolcuların da şık olması şart. Yani jean ve sneakers ile trene binmek uygun değil. Burada da yine stewart düğmeye bastığınızda hemen yanınıza geliyor. Aksam yemeği için yine özel olarak, şık giyinmek zorundasınız. Siz yemek yerken stewart odanızı temizliyor ve sizin için pijama bile bırakıyor. Sabah yine siz uyanmadan odanıza hiç bir şeyin eksik olmadığı kahvaltıyı getiriyor. Paris-Venedik mesafesi o kadar da uzun olmamasına rağmen, tren yolculuğu 22 saat sürüyor. Bu nostaljik tren yolculuğunun fiyatı ise 2 kişi 1800 euro.

























by Black Pearl

9 yorum:

bussballer dedi ki...

Bombay yerine emperyalist İngilizlerin değiştirdiği Mumbai adını yazmak ne kadar doğru bilemiyorum !!!

Adsız dedi ki...

Tren tek olur... ellerine sağlık...

Kara tren gecikir...

Flying Dutchman dedi ki...

@bussballer

Ben de bir insanın yetiştiği ülkeyi aldığı öğrenimi bilmeden, sırf Mumbai yazılıyor diye damgayı vurmak ne kadar doğru bilemiyorum !!!

Avrupa'da yetişmiş Türk vatandaşlarına da Fas yerine "Marok" kelimesini kullandıkları için aynı damgayı vuralım isterseniz...

Ayrıca her lafın altında ideolojik anlamlar aramanın da manası yok. Mumbai gelmiştir akla o yazılmıştır...10 Tren gezisi yazısında emperyalizmi düşünecek halimiz yok...

roland deschain of gilead dedi ki...

İstanbul - Sofya tren yolculuğu yaptım 6 sene kadar önce...otobüsle 10 saat süren yol 18 saat sürdü....ama kompartmanı polonyalı 4 elemanla paylaştım...bunlara nargile satmışlar bi yerde ne yapacaklarını bilemiyolardı....adamlara kompartmanda nargile hazırladım- freeshopdan da alkolları aldık takıldık sabaha kadar...

Adsız dedi ki...

biz de ne zamandır selanik-atina yapacağız. ama azimliyim olacak. barad kesin gelir gerçi çağırsam :)

varol döken dedi ki...

sirkeci-kanarya hattı bütün bunlardan hem daha maceralı hem daha tehlikeli hem daha manzaralıdır... kazlıçeşme durağında inerseniz bir daha geri binemeyebilirsiniz... en güzel durak cankurtaran, en ıssız durak halkalıdır...

bakın kimse beni sallamıyor ama ısrarla söylüyorum... bu blogun artık atıl halden atıl kurt haline geçmesi lazım... ayarlayın kardeşim bir sirkeci-kanarya banliyö hattı, kapatalım bi kompartımanı... hem öyle 1800 euro da değil, adam başı 1.5 liradan, 100 kişi 1500 lira:)

not: geziye cep telefonu getirmeyiniz, geri götüreceğinize söz veremeyiz!

Flying Dutchman dedi ki...

varol çok yakında patlayacağız bu projelerde dur sen

salıya kadar bekle :))

Adsız dedi ki...

Orient Express hakkında bir kaç şey anlatmak istiyorum sizlere...

Üniversitede iken Visual Comminication Studies of İstanbul adında bir dersimiz vardı.

Adından da anlaşılacağı gibi İstanbul'u konu alan ve ne kadar gezilecek yer var ise Jack Deleon adında ecnebi olan ama İstanbul'u hepimizden daha iyi bilen muhteşem bir hoca eşliğinde her hafta bir güzelliğini gezerek sadece ödev hazırlayarak geçtiğimiz derste öğrendiğimiz bir şeydir bu Orient Expressi olayıda.

PERA PALAS adıyla bildiğimiz otelin aslında Orient Oteli olduğu ve bu express ile İstanbula gelen bilumum burjuvazinin bu otelde ikamet ettiğini, hali hazırda Pera Palas Otelinde Agatha Christie'nin de bir odası olduğunu ve o kitabı yazarken aslında çıktığı bu İstanbul seyehatinden kimselerin haberi olmadığını öğrenmiştik.
Hatta çok sonraları Agatha Christie'nin torunalrının yaptığı araştırmada bu otel ile bazı bilgilere bir medyum aracılığı ile ulaştıklarını ve bu odanın giriş kapısın eşiğinde nerenin anahtarı olduğu bilinmeyen bir anahtar bulunduğunu öğrendik.

Ayrıca Atatürk 'ün bu otelde İngiliz komutanına söylediği o meşhur sözüde burada anmakta hiç bir sıkıntı görmüyorum.
" Atatürk' ü masasına davet eden İngiliz komutanına: Bu topraklar bizim onlarda bizim misafirimiz buyursun benim masama o gelsin" (tam olarak bu olmayabilir ama manası budur)

Konuyla ilgili daha ayrıntılı bir yazı yazasım geldi ki bunuda ilerde paylaşırız ama mekan farklı olur sadece.
saygılarımla...


Not: bilgisayarsız bir ortamda yazdığım bu yorumda imla ve kelime hataları bulunması muhtemeldir affola...

Not2: Şimdi bussballer bu yorumdaki burjuvazi kelimesinde takılır mı acaba (:

Black Pearl dedi ki...

bussballer dedi ki...

Bombay yerine emperyalist İngilizlerin değiştirdiği Mumbai adını yazmak ne kadar doğru bilemiyorum !!


Niye yanlış? Mumbai yazarsam ben de emperyalist mi oluyorum? Peki Mumbai diyen hint arkadaslarım, onlar nedir? Ruhlarını inglizlere mi satmışlar?

Sayın Bussballer, lütfen böyle ufak tefek konularla meşgul olmayınız. Fazla stress iyi diildir. Emperyalizme karsı yürüyüş falan yapalım diyorsanız o zaman beni cagırın.

ps. yazı hakkında sadece oraya takıldıgın icinde ayrıca teesüf ediyorum.

FD dedi ki...
Ben de bir insanın yetiştiği ülkeyi aldığı öğrenimi bilmeden


İnsanın yetistigi yer ile ne alakası var allah aşkına sayın FD?