1987-88 sezonu Deportivo La Coruna için dönüm noktası bir sezondur. Segunda'da mücadele eden Galiçya takımı o sezon üçüncü lige düşmekten son anda kurtulmuş ve ligi küme düşen dört takımın hemen üstünde, onaltıncı sırada bitirmişti. O sezon onlar için 15 yıl sürecek yükselişin başlangıcı oldu. İzleyen iki sezonda önce onuncu sonra da dördüncü oldular. 1990-91 sezonunda ise ikinci olarak La Liga'ya yükseldiler. İlk sezon lige ısındılar sadece onyedinci olarak. Ardından gelen üç sezon boyunca ilk üçten aşağı düşmediler. 1 üçüncülük ve üstüste 2 ikincilik. Bu ikinciliklerden ilki bugün bile hatırlanan o efsanevi maça sahne olur. Son haftaya Deportivo, Barcelona'nın 2 puan önünde girer. Kendi evlerinde Valencia ile oynamaktadırlar. Galibiyet onlara yetiyordur, Barcelona ise Sevilla'yı konuk etmektedir. Devreye girildiğinde Riazor'da durum 0-0'dır, Nou Camp'ta ise Sevilla lehine 2-1. Şampiyonluk kupası Galiçya'ya gelecektir. Ama 45 dakikada her şey değişir, Barcelona maçını 5-2 kazanır. Deportivo'nun galip gelmesi gerekmektedir. 90. dakikada fırsat ayaklarına gelir. Penaltı kazanırlar. Penaltıcı Donato oyundan çıkmıştır, Bebeto da daha önce bir penaltı kaçırmıştır.
Djukic gelir ve penaltıyı kaleciye teslim eder. Kulüp tarihinin ilk şampiyonluğunu son dakika penaltısı ile kaçırmıştır. Liaño - Nando, Voro, Djukic, Ribera, López-Rekarte - Fran, Mauro Silva, Donato - Bebeto, Claudio şeklindeki efsane onbir de hüzüne boğulur tabii. Ardından John Benjamin Toshack onları önce dokuzuncu sonra da üçüncü yapar. 1998 yılında Javier Irureta görevi devralıncaya kadar orta sıralarda takılırlar.
Irureta görevi alır ve 1999-2000 sezonunda 94 yıllık kulüp tarihinin ilk şampiyonluğuna imza atar. Songo'o - Romero, Naybet, Donato, Manuel Pablo - Fran, Mauro Silva, Flávio Conceiçao, Víctor Sánchez, Djalminha - Makaay şeklindedir. Takım 1999-2004 yılları arasında hiçbir zaman ilk üç sıradan aşağı düşmez ve tarihinin en şaşaalı dönemini geçirir. 2000-2001 yılında PSG'i 3-0 mağlubiyetten 4-3'lük skorla mağlup ederler. 2003-04 sezonu Irureta'nın ilk üçten düşmeyen takımının Avrupa'da da yarı finale ulaştığı ve Mourinho'nun Portosu'na elendiği yıl olur. Molina - Capdevila, Naybet, Jorge Andrade, Manuel Pablo - Luque, Mauro Silva, Sergio, Valerón, Víctor Sánchez - Tristán/Pandiani kadrosunun da miyadı dolmuştur. Djalminha antrenmanda Irureta'ya sopayla saldırır. Takımdaki isimler birer birer ayrılırlar. Irureta 2005 yılında görevden ayrılır. Takım o dönemde büyüyen borc azaltmak için, yıldızların azlığını da fırsat bilip yeniden yapılanma yılları olarak değerlendirir bu dönemi. Son dört yıldır böyle gidiyorlar. 2 sekizincilik, birer tane de onüçüncülük ve dokuzunculuk aldılar. 2007-08 sezonu onlar için oldukça zor geçti. Ligin ortalarında küme düşme hattına çok yakındılar ve kulübün borcu 130 milyon euro civarındaydı. Ancak ligin ikinci yarısında toparladılar. S
on iki sezondur toplam ücretlerde % 10'luk bir kısıntıya gidiyorlar ve transferde bonservis bedeli ödememeye çalışıyorlar. Bu sezon başında Julian De Guzman ülkesi takımlarından Toronto FC'ye transfer oldu. Juan Verdu Espanyol'un yolunu tuttu. Cristián Hidalhgo (Hercules FC), Pablo Amo (Real Zaragoza) ve Barragán (Valladolid) onu izledi. Transfer ettikleri iki oyuncu bedelsiz takıma katıldı. Juca ve Brayan Angulo. Bonservis bedeli ödemek istemedikleri için Miguel de las Cuevas, Manuel Arana ve Jordi Pablo'yu, sırasıyla Sporting Gijón, Racing Santander ve Málaga'ya kaptırdılar. Geçen sezon en çok gol atan oyuncuları Ángel Lafita da Zaragoza'nın yolunu tuttu.
Bu tabloya rağmen Miguel Angel Lotina'nın takımı ligin dördüncü sırasında. Sevilla ile birlikte 15 puana sahip ve lider Barcelona'nın 4 puan gerisinde.
Son dört maçta kalelerinde gol dahi görmediler. İlk hafta Real Madrid'e 3-2 mağlup olduktan sonra bir tek Espanyol'dan gol yediler. O maçta da zaten 3-2 ile boyun eğdiler. 2000 yılından beri takımın formasını giyen ve kulüp tarihinin en şaşaalı yıllarını görmüş ve 2006-08 arasındaki sakatlıklar zinciri sebebiyle 2 yıl boyunca forma giyemeyen, 34 yaşındaki Juan Carlos Valeron hala kadroda. Takım tabii ki o duraklama dönemi sonrası, ligin iki devi bu derece domine ederken zirveyi zorlayamayacak ama şu ana kadar oynadıkları maçlardaki karakterleri Şampiyonlar Ligi vizesi için sonuna kadar mücadele edeceklerini gösteriyor. Turcos geri dönüyor...
4 yorum:
guardado burada mıydı?
3-0 dan 4-3 e dönen psg maçı Galatasaray'ın da olduğu ikinci tur grubundaydı. Biz de o sırada Milan'la oynuyorduk. o maç bizim de CL de oynadığımız en dominant futboldu, tafo'ya top gelmeden 2-0 almıştık.
gruptaki GS-Depor maçları da 1-0 ve 3-0 bitmişti ev sahiplerinin galibiyetiyle. sami yen'de golu suat atmıştı, 14 şubattı, "only you" pankartı müthişti...
Kalın mavı beyaz çubuklu Dreamcast reklamlı forma unutulur mu? :) :) Ya bide gerçekten oyle bır olay vardı.Deportito takımına aşalamak için Türkler demeye başlamışlar adamlar bu duruma alınmayıp aksine trıbünde her maçta Türkıye bayrağı açılmaya başlamış.
Yorum Gönder