Geçen ayı dünyanın çeşitli mutfaklarını tadarak geçirdim. Hayatımın yemek kültürü açısından en değişik dönemiydi. Peşisıra Vietnam, Çin, Greek, Amerikan, Japon, İngiliz, Meksika, Etiyopya mutfaklarına daldım, İnjera yedim, yengeç yedim, acayip acayip şeyler yedim, çoğunu beğendim galiba - en azından farklıydı.
Klişeye dönüp ama n'olursa olsun ülkemizin mutfağı en güzeli demeyelim tabi. Onu kestirmek bizim işimiz değil. Fakat az evvel Yedi Sekiz Hasanpaşa'nın önünden geçerken saat de tam 5'e gelmek üzereyken bir acıbadem ve mekik alıp çayla içsem nasıl olur diye düşündüm, sonra da aklıma siz geldiniz!
Yazmıyorduk epeydir, fırsat bu fırsat olsun. Yedi Sekiz Hasanpaşa Beşiktaş Çarşı'da yer alır. Esas Yedi Sekiz Hasanpaşa da Beşiktaş'ta karakol komutanlığı yapan şiddetiyle meşhur bir zatmış. Burayla ne alakası var arayamadım şimdi, bilen yazar zaten. Biz öze gelelim. Eski püskü hali hiç değişmemiştir, benim Beşiktaş'ta yaşadığım 10 yılda. Dışarıdan gördüğünüzde pek dikkatinizi çekmeyebilir bu yüzden. Ama bir şekilde içeriden birşeyler alırsanız müptelası olabilirsiniz.
Ben acıbademleriyle samimiyet kurdum önce. Alışılmışın dışında daha küçük ve tek parça olur burada. Bir gün acıbadem kalmadığında da mekikle tanıştım. Bazıları selanik gevreği ve kokoyu çok sever. Neyse epey çeşit tatlı tuzlu kurabiye vardır burada. Beş çayı için idealdir. Beşiktaş çarşısını sevmek için önemli sebeplerden biridir. Halkın buraya girip bir şeyler alması hiç değişmeyen günlük alışkanlıklardandır.
Girdiğinizde bir zil çalar kapıda, amcaların bir kere yüzüme gülmüşlüğü ve konu harici söz etmişliği yoktur, tartıları hala eski usül ibreli cinstendir. Kuru pastaların kilosu 14 ila 16 lira arasıdır. 250 gramlık paketler yeterli olur genelde.
Sonra gelirsiniz eve, demlersiniz çayı da, yersiniz içersiniz pek güzel olur.
by tunchay
9 yorum:
Tahmetli ananem beşiktaşta yaşarken ki bu takriben 15 senedne daha eski dönemlere gider onda kaldığımız zamanlarda muhakkak yedi sekiz hasanpaşa fırnınında kurabiye alınırdı. Yıllardır hala favorim çikolatalı üstünde reçel olan kurabiyeleridir. Ayrıca benim hatırladığım kadarı ile 10 seneden daha eski dönemlerde de şu andakinden farklı değildi mekan olarak.
4-5 yıl önce benim için acıbadem ve mekik lezzetliydi. Sonra acıbademlerin konulduğu tezgahın üzerinde pazar gezmesine çıkmış koyu renk bir canlı gördüm. Çalışanların tavırları ve onların "mahkeme duvarları" da eklenince bir daha canım çekmedi.
tek kötü yönü var, işletmecileri soup nazi gibidir. huysuz yaşlı adamlardır (torun-çocuklardan oluşan genç kuşak daha düzgün tabii). 250 gr dersin, 350 anlarlar; bozuk parası yok diye insanı azarlarlar; ondan değil şundan dersin, öfler püflerler filan.. ama hepsine değer, zira şahanedir ürünleri..
Karakol komutanlığı ve aynı zamanda Paris büyükelçiliği yapan bu Hasan Paşa okuma yazma bilmemekteymiş. Ancak çeşitli belgelere imza atması gerektiğinde Arapça 7 ve 8'i yanyana yazıp araya bir çizgi çekmekteymiş. Dolayısıyla Paşamızın adı 7-8 Hasan Paşa olarak tarihe yazılmıştır.
Yazıyı okuyunca bursa'da ki Mahkeme fırını geldi aklıma. 100 yılı aşkın geçmişe sahip bir fırın. Susamlı çubuk ve un kurabiyesini daha iyi yapan bir yer görmedim henüz. Bu taraflara gelirseniz deneyin derim.
Bir de şu var; yazının başında yemeklerini denediğin mutfakları güzel yazmışsın da neden "Yunan" değil de "Greek".
@max caddy
ah mahkeme fırını ah.. max caddy, çok fena yaptın beni gece gece...kokusu geldi resmen burnuma :) mahkeme fırını için rota "bursa erkek lisesi" yanı
Yedisekiz hasanpaşa fırının adı şuradan gelmektedir. Arkadaşlar zaten zatın kişiliğinden bahsetmişler. Kendisi buralarda halkın sükunetinden sorumluymuş. Ekmek yapan fırınlardan çok şikayet varmış, kendisi olaya el atınca fırıncıların nonikleştiğini anlamış. Malum fırında birini fırına atmış ibret olsun diye. Onun üzerine fırın bu ismi almıştır.
beşiktaşda yaşarken şanslıydım fırına pek yakındı oturduğum yer bursaya taşındım ve mahkeme fırını gazi caddesine şube açtı :) ben mi kokunun peşi sıra gidiyorum bilmiyorum ki :))
@max cady
yunan acılımı yaptım, ondan öyle.
takılmayın yahu boyle seylere art niyet yok. greek işte ya da yunan bilemedin hellas, rum ? ne farkeder?
Yorum Gönder