3 Kasım 2009 Salı
İKİ YÜZLÜ BİR MAÇ
Ronaldinho'nun penaltı golü öncesi Casillas'ın kameralara yakalanan, kafasını iki yana sallayarak yaptığı (ve yanlış görmediysem Xabi Alonso'ya attığı) "çıkmaz bu penaltı" bakışı maçın zirve anlarından. Ronaldinho Barcelona forması giyerken Casillas'a attığı 2 penaltı golü var. Üçüncüsünü de ağlara gönderdi Brezilyalı.
Maçın ilk yarısını izleyen bir adam Milan'ın sahaya çıkan onbirinin yaş ortalamasının 30'un üzerinde olduğuna kolay kolay inanmazdı herhalde. Tam 7 tane 30 ve üstü oyuncu vardı kırmızı siyahlılarda ama özellikle 15. dakikadan itibaren, hakem Felix Brych ilk yarının son düdüğünü çalana kadar geçen yarım saatteki o müthiş tempoya çok iyi ayak uydurdular. Bu düzeydeki takımların arasında, bu derece önemli platformdaki maçlarda görmeye alışık olmadığımız şeyler yaşandı ilk yarının son 30 dakikasında. Normalde böyle maçlarda auta giden bir top sonrası, pozisyon tekrar gösterilir ve maça dönüldüğünde, kalecinin halen vuruşu yapmamış olduğunu görürüz. Bu sefer durum öyle değildi, tekrar gösterimler bittiğinde, kaleciler çoktan atışı kullanmış ve takımları rakip sahaya geçmiş oluyordu. Tabii bu temponun oluşmasında Real Madrid tarafında Diarra'nın, Milan tarafında da Ambrosini'nin payı büyük. Her ikisi de rakibin olgunlaşmaya başlayacak ataklarını daha kendi ceza alanlarına yaklaşmadan kestiler.
Ambrosini için özellikle bir şeyler söylemek gerekiyor. Carlos Alberto Parreira'nın şampiyon yaptığı Fenerbahçe'deki Kemalettin Şentürk'ü hatırlatıyor bana. Parreira'nın takımı bir atak yediğinde rakip takım önce Kemalettin'le karşılaşır, Kemalettin ya topu kapar ya da kapamasa bile rakibi öyle hırpalamış olarak arka tarafa geçirirdi ki, topu ondan zorlukla kurtaran adamın sonraki hamleleri yapmaya fırsatı ve gücü kalmazdı. Ambrosini de bugün özellikle Kaka'ya bunu çok iyi uyguladı ve Brezilyalı'yı en az 4-5 pozisyonda sindirdi. Böylece sahanın 60. ve 80. metreleri arasında kalan bir alanı boydan boya kullanan Kaka'nın tüm üretkenliğini de sıfırladı. Tabii yine de Real golünün onun attığı bir şut sonrası geldiğini unutmamak lazım ama orada kerameti Kaka'ya değil Dida'ya vermek gerek. Son 5 dakikada çıkardığı iki gollük şut var Brezilyalı'nın ama bunlar fikrimi değiştirmiyor, bir defans oyuncusu olsam ve arkamda Dida dursa, her hamlemi iki kez düşünerek yaparım açık söyleyeyim. Her yan topa çıkışı, her uzak şutu karşılayışı potansiyel tehlike. Bir de nedendir bilemiyorum, topu tek hamlede kontrol etmeme gibi bir alışkanlığı var, bu alışkanlık Mondragon'da da mevcuttu. Topu çelmenin tehlikeyi tamamen bitirmediğini bir türlü anlamayarak kariyerlerinin sonlarına geldiler.
Milan'ın durum 1-1'ken bulduğu nizami golün neden verilmediğini, aynen ilk maçta olduğu gibi kimse anlayamadı. Milan pozisyonun olduğu yerden serbest vuruşla oyuna başladığına göre Pato aleyhine ya bir elle oynama ya da bir faul kararına varıldı (tahminim ikincisi) ama farklı açılardan şahit olduğumuz tekrar gösterimde bir bir şey göremedik. Böylece Milan iki Real maçını, iki tane haksız gerekçelerle iptal edilmiş gollerle geçti.
Maçın ikinci yarısı başladığında ilk yarıdaki temponun ardından, soyunma odasında hocaların, bu tempoyla maçın sonunun gelmeyeceği uyarısını yaptıkları belliydi. 80'e kadar uyuduk ekran başında. Ta ki Filippo İnzaghi oyuna girene kadar. Pippo, girer girmez vasıfları arasında "dolu kaleye gol atabilmek" olmadığını bir kez daha kanıtladı. İkinci yarıda Milan adına yakalanan ve komikçe harcanan iki fırsatın altında da onun imzası var. Ardından da Dida'nın durdurduğu iki Real Madrid hücumu. İkinci yarıdaki sıkıcı görüntünün altında Ronaldinho, Pato, Kaka, Seedorf gibi adamların önemi daha da arttı tabii. Bu isimler hala kilitli giden maçların seyrini, 4 hamle sonrasını hesaplayarak değiştirebilecek adamlar. Ronaldinho maç boyu bu tür hamleleri aradı ama Real Madrid hücum hattını durdurmayı amaçlayan Milan orta sahası ve savunması bu işe daha çok odaklanınca pek arkadan destek göremedi. Özellikle Pirlo'nun maçın neredeyse tümünü kendi sahasında geçirmesinin bunda etkisi büyük. Bir de Massimo Oddo'ya değinelim. Tamam burada o yerden alıp bu yere vuruyoruz ama bizim Sabri'nin Oddo'dan nesi eksik diye düşündüm gece boyunca. Sahanın tartışmasız en kötüsüydü.
Gecenin flaş skoru Almanya'dan. Van Gaal işini bilir, Van Gaal arıza adamdır toparlar, Van Gaal sistem adamıdır düzeltir muhabbetlerinin sonu geliyor yavaştan. Tamam bu lafların hepsi doğru ama, düzelme, toparlama yolunda ışık vermesi lazım bir takımın. Bayern hücum hattında etkisiz, rakibi durdurmada başarısız ama en önemlisi savunmada felaket. Bugün yedikleri iki golün ikisi de komedi. Kaleye 50-60 metre uzaklıkta bir yan topta arka direkte boş adam bırakıyorlarsa bu işte bir problem var demektir. İkinci gol için hiç konuşmayacağım izlemeniz yeterli. Sistemini kurma, takımı oturtma gibi konularda her teknik adama zaman tanınır. Ama bu zaman takımdan takıma farklılık gösterir. AZ'de bu süre 1-2 sene olur. Bayern Munich'de 3-4 ay. O sürenin sonuna geliyor Hollandalı. Bayern gibi bir kulüpte Beckenbauer, Rummenigge ve Hoeneß gibi isimler gönderilmeyeceğine göre, hızara girmeye en yakın adam o. Kaleci problemini, her maç 1-2 tane net gol pozisyonu harcamayı alışkanlık haline getiren Toni problemini ve takım savunması problemlerini çözmezse, Bayern'in transfer rekor para harcadığı sezon erken bir hüsrana dönüşebilir.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
7 yorum:
casillas o bakışı golden sonra attı sanki. "Değil casillas dünyanın bütün casillas'ları gelse çıkmaz o top abi" dedi bakışlarıyla
o da mümkün tabii..görüntüyü golden sonra gösterdi ama bana öncesi gibi gelmişti..
Bu Real Madrid Milan'ı İtalya'da ne zaman yenebilecek. =)
O kadar anlatılan şu Casillas'ın keşke bir de görüntüsünü felan koysaydınız keşke!
@doğan kelleci
yorumunda blog sahibine bir sitem, bir bulduğum yerde ağzını burnunu kırarım senin uyarısı, bir jijutsu biliyorum ulan enkraljiju.blogspot.com havası sezdim... ünlemlerimle seni destekliyorum, yaz çiz sonra resmini gösterme!!!
haklı davanda seni desteklediğimi bilmeni istedim sadece...
http://www.youtube.com/watch?v=2GT0gYeQYnY
özet burda,
gerçekten pato'nun golü nizami geldi bana. casillas golden sonra yaptı o hareketi :)
O penaltıyı kimse kurtaramazdı hakikaten. Ronaldinho son anda ayağını çeviriyor ve tam 90'a atıyor. Top gidebileceği en yüksek mertebede gidiyor. Köşeyi tahmin etse bile çıkaramazdı.
Oddo, Sabriden kat kat iyi orta açıyor :)
Yorum Gönder