JİLETÇİLERİN HAFTASI

2002 yılında Madagaskar Ligi'nde SOE Antananarivo'nun, AS Adema ile oynadığı maçta, hakemleri protesto için kendi kalesine 149 tane gol attığı ve maçı 149-0 kaybettiği vardır. Sanırım hafta sonunda izlediğim 2 maçta ilk kez bu kadar aha 149 tane sallayacaklar diye korkuya kapıldım. Chelsea-Everton ve Borussia Monchengladbach-Hannover 96 maçını Ümraniye'de bir birahanede izlesek her ikisi için de yapılacak yorum, "abi kesin cenabet bu adamlar, topluca hamama gitsinler ehehehe" olur.

Chelsea Everton maçında Everton'ın attığı 3 golde de Chelsea'li oyuncuların insanüstü gayretinin payı var. Şöyle anlatayım, Chelsea'li oyuncular o an defansif görevlerini yapmayıp topa dokunmamayı seçseler belki de kalelerinde gol görmeyeceklerdi. Maçın özeti aşağıda, linki burada. İlk gol zaten Chelsea'nin üstündeki lanetin tüm maç süreceğinin habercisi gibiydi. Leighton Baines'in sağ taraftan kullandığı frikik önce John Terry'nin sırtına çarptı, ardından direğe, ama direğe çarpan topu önlemek için hamle yapan Petr Cech topu arkasına almış halde kalınca, direkten dönen top ona çarpıp içeri girdi. Yani Terry ve Cech elbirliği ile takımlarını yerin duruma düşürdüler. Bu ayrıca Chelsea'nin, kendi evinde oynadığı Premier Lig maçlarında 10 saattir sürdürdüğü gol yememe çizgisini de bitirdi. Anelka onlara beraberliği getirdi ama devre biterken bir kez daha chelsea gol yiyeceğim diye kastı kendini. Bilaletdinov'un kullandığı taç atışını önce John Terry uzaklaştırmak istedi, o ve Fellaini arasındaki mücadelede top o sırada yerde yatan Ricardo Carvalho'ya çarpıp Yakubu'nun önünde kaldı. O da topa dokundu ve takımım ikinci kez öne geçirdi. Anelka ve Drogba sonrasında öne geçirdiler takımlarını ama Drogba, maçta her iki takım adına atılan üçüncü gole damga vurmak isteyince Chelsea beraberliğe razı oldu. Heitinga'nın kullandığı frikike kale sahasının önünde, topu uzaklaştırmak için kafa vuran Drogba, Louis Saha'nın kafasının arkasına nişanlayınca top kendisinin, Cech'in ve Ivanovic'in üzerinden aşarak ağlara gitti. Everton'ın hanesinde yazan 3'e bakıp aldanmamak lazım. Chelsea 4 maçtır kazanamıyor ve sezon başındaki o müthiş çizgi sekteye uğramış durumda.





















Monchengladbach kentinde ise işler daha vahimdi. 5-3 kazandı ev sahibi ekip ama Hannover'in maçta 6 golü var. Üçünü kendi kalelerine attılar. Chelsea maçındaki gibi araya Everton'lı oyuncuları da sokmadılar, doğrudan işi hallettiler. Onun da özeti aşağıda, linki burada. 15. dakikada bir ara pasını ulaştırmak isteyen, Hannover kalecisi Florian Fromlowitz'in vurduğu top geriye doğru koşan Tunus'lu defans oyuncusu Karim Haggui'ye çarpınca Hannover'in kabus günü başlamış oldu resmen. Rob Friend 7 dakika sonra durumu 2-0'a getirdi. Fildişi'li Didier Ya Konan farkı bire indirdi. 23. dakikada sakatlanan Jan Rosenthal'ın yerine bir başka Fildişi'li Constant Djakpa girdi. Vatandaşım farkı bire indirdi ben tekrar ikiye çıkarayım deyip, kendi kalesine bir tane de o salladı. Herhalde gollerin en trajikomik olanı odur. Kendi kalesine ilk golü atmış Haggui'ye pas vermek istediği sırada yamuk vuruş kavramının sınırlarını zorlayınca Fromlowitz bir kez daha kendi arkadaşları tarafından mağlup edildi. Ardından Amerikalı Bradley durumu 4-1' getirdi. Ya Konan bir daha çaktı farkı ikiye indirdi. Christian Schulz defanstan gelip, takipçiliğini konuşturarak 4-3 yaptı durumu. Aslında o golde de Monchengladbach'lı Jaures'in hatası büyük. Yine ortak oldu Hannover maça ama hayır, defans adamları azmetmişlerdi bir kere. Perdeyi açan Haggui, kapatmak da bana düşer diye kendi kalecisini bir kez daha mağlup etti. Hadisenin trajikomik olduğunun kanıtı maç sonu kaybeden kazanan, golleri atan, yiyen herkesin koskoca bir gülümsemeyle röportaj veriyor oluşuydu.

Avrupa'da en fazla kendi kalesine gol atılan haftayı yaşıyor olabiliriz. İngiltere ve Almanya'da bu maçın dışında da oyuncuların kendi kalelerine gol attığı maçlar var.